Şiir, şairin sadrından taşıp, satırlarda mücessem olan duygularıdır. O bir şatahattır. Geldiği yer gönül, gideceği yer gönül olan kutsal bir yolcudur şiir. Gönül ki huzur ülkesidir. Sakinlerine olduğu kadar yolcularına da selamet bahşeder. Hacerü'l-Esvet, cennetten geldiği için kıymetlidir. Yüzü suyu hürmetine âlemler yaratılan bile ona tazimde bulunmuş, onu öpmüştür. Rabbe yönelmede vasıta olan Kâbe'de yeri vardır. Erbabının, Kâbe'den daha değerli saydığı gönül ülkesinden gelen yolcu niçin değersiz olsun? O da ihtiram diler. Hakkıdır da.
Şiir dinlemek bir sanattır. Sanatı ancak sanatkârlar icra eder. Başkaları da yapar belki o işi, lakin yaptığında sanattan bir emare bulunmaz. Hani derler ya Herkes sakız çiğner, ama Çingene kızı tadını çıkarta çıkarta çiğner.
Şiirdeki tadı almayan nasıl onda yok olabilir, yok olmayan nasıl onda var olabilir? Şiir; okurundan önce yok olmayı, sonra da kendisinde var olmayı isteyecek kadar cüretkârdır.
Şiir bir aşktır, ateşi içindedir. O, kendisine uzak duranı yokluğuyla, yakın olanı da varlığıyla yakar. Varlığıyla yaktıklarını arıtır, sevgiliye vasıl eder. Yarası bir başkadır onun. Dermanı içinde olan derttir aşk.
Şiir ki, şuurun dışavurumudur. O ki, şuurun buhar olduğu zaman zuhur eder meydanda. Şiir, şairin şuurunun, anlayış ve kavrayışının alamet-i farikasıdır.
Şiir, şairin namusudur.
Şiir şairin büyülü nefesidir. Nasıl ki, bir fırça, önce boyadan bir vücut yapar, sonra ona sanatın ruhundan üfler, adeta onu canlandırır. Şair de kelimelerden suret yapar, ona nefesinden üfler, can verir, abı hayattan içirir. Giydirip kuşatır onu. Hint'ten Yemen'den getirdiği buhurlarla kokusuna koku katar, Kaf Dağı'nın ardından zümrüt-i anka kuşu yardımıyla getirdiği boyalarla renklerini değiştirir. Sonra da onu, sevgiliye elçi kılar.
Şairler kutsal varlıklardır demiyorum, özel insanlardır belki. Bu özellik onlara bir ayrıcalık vermelidir, diye düşünüyorum. Onlar bizden çok şey istemezler. İsterler ki, can verdikleri o kelimeden bedenler, bizim sevgililerimize de nameler götürsün. İsterler ki, okunsun. Okunurken saygı duyulsun, can kulağıyla dinlensin.