SORU: Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır sözü doğru mudur?
CEVAP: Doğrudur. Açıklaması şöyledir: Her insanın şeytanı vardır, şeytanlar vardır. Onlar, insanları azdırmak, saptırmak, cehennemlik etmek, günaha sokmak, isyankar etmek için bir türlü hile ile çalışırlar. İnsanın kendi iradesiyle bunların şerlerini defetmesi çok zordur. Öyleyse, kendisine yardımcı olacak, onu doğru yolda yürütecek Peygamber varisi olgun bir mürşide, rehbere, kılavuza, şeyhe bağlanması, ona itaat etmesi gerekir. Böyle bir şeyh olmadan kendini kurtarabiliyorsa ona şeyh gerekmeyebilir.
SORU: Bir mürşid-i kamile bağlanmak farz mıdır?
CEVAP: Bir mürşide bağlanmak bir nasip meselesidir. Farz değildir ama büyük bir nimettir.
SORU: Cennete girmek, ebedi saadete nail olmak için bir tarikata girmek şart ve farz mıdır?
CEVAP: Değildir. Bir Müslüman ilmihal ve ahlak kitaplarındaki bilgileri hayatına uygularsa inşallah ehl-i necat ve ehl-i Cennet olur.
SORU: Herkes tarikatsız ve mürşidsiz, doğru yolda yürüyebilir mi?
CEVAP: Yürümesi mümkündür ama çok zordur. Zira şeytan onu aldatabilir ve felaketine sebep olabilir. Gerçek bir tarikata girer, gerçek ve kamil bir mürşide bağlanırsa onun için daha iyi olur.
SORU: Mürşid görünen, şeyh görünen herkes sahiden mürşid ve şeyh midir?
CEVAP: Maalesef değildir. Şeytan bazen mürşid ve şeyh kılığına girebilir.
SORU: Gerçek ve kamil mürşid ile sahtesini birbirinden nasıl ayırt edebiliriz?
CEVAP: Bunun ölçü ve kıstasları vardır. Birincisi: Gerçek şeyh ve mürşid Kur'ana, Sünnete, Şeriat-i Garra-i Ahmediyyeye uyar, onlardan kıl kadar ayrılmaz. İkincisi: Gerçek şeyh ve gerçek mürşid müritlerinden, bağlılarından para, ücret, maddi menfaat, pohpoh istemez, Allah için yaptığı hizmet ve yardımdan dolayı zenginlik talep etmez. Üçüncüsü: Gerçek mürşide, hakiki şeyhe intisab edenler feyiz, fevz ve felah bulurlar, halleri düzelir, manevi dereceleri yükselir, daha güzel ibadet ederler, dünyayı putlaştırmazlar, benliklerini dizginlerler, hayırlı insan olurlar. Dördüncüsü: Gerçek şeyhe, gerçek ve kamil mürşide intisap edenlerin ahlakı düzelir. Yalan söylemezler, halkı aldatmazlar, gıybet etmezler, haram yemezler, fitne ve fesat çıkartmazlar. Adam tarikata girmiş, aradan yıllar geçmiş ve ahlakı hala bozuk, gittikçe de bozuluyor... Böylesi tarikat değildir, onun şeyhi şeyh değildir.
SORU: Bütün Müslümanların bir tek tarikata girmeleri, bir şeyhe veya mürşide bağlanmaları mı gerektir?
CEVAP: Hayır... Çeşitli tarikatlar vardır. Bunlar asılda, esasta, temelde hep Tarikat-ı Muhammediye'dir. Ayrıntıya ait meşreb çeşitliliği ve zenginliği vardır. Kimin nasibi hangi tarikatta ise ona girsin...
SORU: Risale-i Nur hareketi ve hizmetleri bir tarikat mıdır?
CEVAP: Değildir. Risale-i Nur imana, İslam'a, Kur'ana, Şeriat-ı Garra-i Ahmediyeye, ahlak-ı islamiyeye, Ümmet-i merhumeye bir hizmet metodudur. Kur'ana ve Sünnete uygundur. Ona intisab edenler, Üstad Bediüzzaman hazretlerinin yolundan gider, onun ahlakı ile ahlaklanırlarsa doğru yol üzerindedirler, ayrıca bir tarikata girmelerine lüzum ve ihtiyaç kalmaz. (Üstad Bediüzzaman bağlılarından, kendisini sevenlerden, Müslümanlardan para toplamamış, hediye kabul etmemiş, hizmetlerini parasız yürütmüştür...)
SORU: Bir Müslüman ilmihal kitaplarında yazılı olan bütün emirleri yerine getiriyor, bütün yasaklardan uzak duruyor, o kişi tarikata girmeden, mürşide intisab etmeden kurtulacak mıdır?
CEVAP: İnşallah kurtulacaktır. Ancak ilmihal kitabındaki bilgilere, ahlak kitaplarındaki emir, yasak ve öğütlere riayeti de eklemek gerekir. Namaz kılıyor, oruç tutuyor, zekat veriyor ama ahlakı bozuk. Yalan söylüyor, gıybet ediyor, emanete hıyanet ediyor, mü'min kardeşlerine düşmanca davranıyor, kendini beğeniyor, kibir ve gurur sergiliyor... Böylesinin durumu hiç iyi değildir.
SORU: Şeriatsız tarikat ve tasavvuf olur mu?
CEVAP: Olmaz, olmaz olmaz!.. Bin kere olmaz, milyon kere olmaz!..
SORU: Şeyh ve mürşid geçinen biri sözde keramet gösteriyor ama onda Şeriata aykırı bir sürü hal ve eksiklik var...
CEVAP: Onun gösterdiği olağanüstü şeyler keramet değil istidractır.
SORU: İslam'ı en iyi anlayan, en iyi uygulayan, en sadık mü'min ve Müslümanlar kimlerdir?
CEVAP: Gerçek sufilerdir.
SORU: Tarikatları, şeyhleri, mürşidleri, tarikat evliyasını kafir ve müşrik ilan edenler ne olur?
CEVAP: Kendileri kafir olur.
SORU: Şeyh ve mürşid kılığına bürünmüş sahtekarları tenkit etmek caiz midir?
CEVAP: Elbette caiz ve lazımdır ama sahtelerle sahihleri birbirinden ayırt etmek gerekir.
SORU: Bize doğru bir tarikat, gerçek şeyh, kamil mürşid tavsiye eder misiniz?
CEVAP: Edemem. Böyle bir şey beni aşar, edebe aykırı olur. Tarikatın, şeyhin, mürşidin reklamı olmaz, yapılmaz. Tarikata genel davet yapılmaz. Tarikata, şeyhe, mürşide intisap bir nasip meselesidir. Nasibini arayan istihare yapsın. Nasibi varsa ona gösterilir, bildirilir.
SORU: Tarikatlar zekat toplayabilir mi?
CEVAP: Toplayamaz.
SORU: Gerçek tarikata giren, gerçek şeyhe, kamil mürşide intisap eden Müslüman ne olur?
CEVAP: Manen ihya olur. Noksan gelir, tamam olur. Ham gelir, pişer. İsyan ve günahları azalır. Daha iyi ve daha doğru namaz kılar, diğer ibadetleri de dosdoğru eda eder. Nefsini dizginler, benliğini ayaklar altına alır. Yüzünü dünyadan ahirete çevirir. Niyetlerini, amellerini, ahlakını tasfiye eder. İhlaslı, mürüvvetli, kerim, cömert bir Müslüman olur. Tavırları, hareketleri, davranışları iyi olur. Müslümanların ve ehl-i zimmetin kurdu değil meleği olur. Herkes sonu takdir eder, ona güvenir, düşmanları bile onun faziletini kabul ve teslim eder.
SORU: Tarikata girmiş ama hali düzelmemiş, ham girmiş ham kalmış, noksan girmiş tamam olmamış, kütük girmiş kereste kalmış...
CEVAP: Onunkisi boşuna emeklemektir.
SORU: Gerçek şeyh, kamil mürşid kime bağlıdır?
CEVAP: O, kopuksuz bir icazetle Resullerin Seyyidi Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize bağlıdır.
SORU: Gerçek şeyhlerin ve kamil mürşidlerin en büyük kerametleri nelerdir?
CEVAP: Sayıyorum: İtikadı sahih olmak. Beş vakit namazı dosdoğru şekilde eda etmek. Farz namazları cemaatle kılmak. Firaset ve fetanet sahibi olmak. Allah ve Resulullah yolunda ücretsiz ve maddi menfaatsiz hizmet etmek. Zahid olmak. Muttaki olmak. Muhlis olmak. İnsanların günah ve ayıplarına karşı karanlık gece gibi olmak... Kendisine intisap edenlerin ıslah olmaları. Ahlak-ı Muhammedi ile mütehalli (ziynetlenmiş) bulunmaları. Mütevazı ve alçak gönüllü olmaları. Müslümanlara merhamet ve şefkat ile muamele etmeleri. Dosdoğru olmaları. Allahın izniyle nice insanın hidayetine vesile olmaları.
SORU: Şeyhlerin uçması... Tayy-i mekan eylemesi... Mürit ve dervişlerinin bazı hallerine muttali olmaları... gibi şeyler hakkında ne dersiniz?
CEVAP: Bunların önemi yoktur. Bunların, iki rekat gayr-i müekked namaz kadar kıymeti yoktur.
SON SÖZ: Kamil mürşidlerin, gerçek şeyhlerin, gerçek 'amil ulemanın, gerçek fukahanın, evliyaullahın, kutupların, gavsların, ricalullahın ruhaniyetleri üzerimize sayeban olsun... Bize dua eden, bize sövüp sayan, bizi seven, bizi sevmeyen bütün mü'minlere selam olsun, Allah'ın rahmeti, bereketi hepimizin üzerine olsun. Cenab-ı Hak akıbetimizi ve encamımızı hayr eylesin.