“Sayın Çölaşan! Neden tırstın?”

Aslan DEĞİRMENCİ

Askerin koşamaması bile sorun edilir oldu.

Evet konumuz; Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin yıl dönümü kutlamaları…

Ansızın TSK sitesinde yer alan bilgi notunda:

“Garnizon Koşusuna güzergâh tahsis edilmediği için bu sene yapamadık.”

Bilgi notunun ardından yaşananları biliyorsunuz.

Bir takım medya kuruluşları eş zamanlı harekete geçerek;

“Askerin Atatürk Koşusu'na Ankara Valiliği'nden engel”,

“Ankara Valiliği Atatürk'ü Anmayı Yasakladı”

“Askere izin yok, sivillere var”,

“Askere yasak sivile serbest”,

“Garnizon koşamadı!” ve

“Askere yasak” şeklinde başlıklar attılar.

Aynı 28 Şubat manşetleri gibi!

Meğer ne kadar bot sesine meraklıymışlar.

Ama bu da yetmedi;

“Sayın Komutanlar! Neden Tırstınız?!” diyen Emin Çölaşan çıktı karşımıza…

Verdi veriştirdi yazısında…

Başörtülülere, Kürtlere ve askere…

Hatta “Sayın komutanlar, siz bu kadar ürkek olursanız, tırsarsanız, karşı taraf sizi ezmek için elinden geleni yapar ve yapmaktadır kardeşim. Hiç ağlaşmayın. Eğer siz o töreni yapmak istiyorsanız, çıkarırsınız Harp Okulu öğrencilerini ve koşuyu başlatmak üzere olduğunuzu ilgili makamlara bildirirsiniz. Sıkıyorsa güzergâh yaratmasınlar! Bu işler böyle cici çocuk olmakla. Genelkurmay sitesinde bildiri yayınlamakla olmaz” diyecek kadar ileri gitti. Ama olayın aslını bir türlü köşesine taşımadı.

Atatürk`ün Ankara`ya gelişinin 91`inci Yıldönümü kutlamaları çerçevesinde, her yıl geleneksel olarak icra edilen "Garnizon Koşusu", Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasına göre, kullanılacak güzergâh tahsis edilmediği için yapılmadı.

Peki gerçek nedir ve asker böyle bir açıklamayı neden yapma gereği duymuştur?

Valiliğin yaklaşık 20 gün önce aldığı karar var.

Karara göre, trafiğin yoğun olduğu güzergâhlarda, trafiği kesecek organizasyonlara izin verilmeyeceği yetkililere 20 gün önceden bildirildi.

Yani bu karar sadece askere has değildi.

O zaman ne oldu da asker bunu gündeme getirdi?

Neden valilik hedef gösterildi?

İlla sokaklarda asker koşmak zorunda mı?

Koşunca ne olacak?

Uygun adım koşu ile milletin hangi duyguları kabartılacak?

Tam burada eğer ‘milli duygular’ diyenler varsa ona da cevabım var.

Yıllardır bu ülkede resmi törenler yapılır.

Tepemizden jetler, aramızdan tanklar geçer.

Sorarım size bunların hangisi milli savunma sanayimizin bir ürünü?

Savaşan Şahin olarak bilinen F-16’lar General Dynamics şirketi tarafından, ABD Hava Kuvvetleri için geliştirilmiş. En çok üretilen ve pazarlanan uçakların başında geliyor. O törenlerde en özel gösteri görevi bu uçaklara veriliyor. ABD’nin uçakları tepemizden geçerken de ‘milli’ duygulardan söz ediliyor.

Bir de tanklar var. Leopard 2: Alman yapımı 3.nesil bir ana muharebe tankıdır. Zırhlı birliklerin geçit törenine en önde katılırlar! Bizim çocuklarda Alman tanklarını alkışlarlar! Ama nedense Çölaşan bunları hiç yazmaz. Yazsın ya 28 Şubat’ı...

Savunma sanayi konusunda atılan adımlardan duyulan rahatsızlıklar sonrası düğmeye basanları deşifre etsin ya…

D-8’lerin nasıl engellendiğini, askerî ve savunma sanayii alanında yapılabilecek ortak işler varken önünün nasıl kesildiğini de yazsın.

Bütün dünyayı yeniden tanzim etmeyi hak ve adalet temelli "Yeni bir dünyayı" hedefleyen küresel bir kuruluşa neden karşı olduğunu da açıklasın Çölaşan…

Teknoloji ve savunma sanayi alanında geri kalmamızdan dolayı elimizin kolumuzun nasıl bağlandığını da itiraf etsin.

“Sayın Komutanlar! Neden Tırstınız?!” diyen Emin Çölaşan’a “Sayın Çölaşan! Neden tırstın?” diye soruyorum…

Tam bağımsız Türkiye sloganları atarken, orduyu göreve çağırırken tırsmıyorsun da, 28 Şubat’ın neden yapıldığını itiraf etmekten mi tırsıyorsunuz? Madem son derece millisin (!)Yere göğe sığdıramadığın 28 Şubat ile nerelere bağlandığımızı da anlat da millet görsün senin ulusalcılığını…

Çık bir gün olsun milli savunma sanayinde yapılan hataları yaz.

Çete operasyonlarında tutuklanan-gözaltına alınan emekli askerlerin hangi silah firmaları ile ilişkiler içersinde olduğunu köşene taşı.

Yani Sayın (!) Çölaşan askerden caddelerde rap rap diye ses çıkartarak yürümesini istemekle ulusalcı olunmuyor. Sen istediğin kadar bağır çağır… O kol kola olduğun derneklerin nerelerden fonlandığını da en iyi bilenlerdensin. AB, Dünya Bankası ve Kilise Birliğinden fonlanan can yoldaşın dernekleri de yazarsın artık. Sen yazmasan da bu millet biliyor. Sahte maskeleriniz düşeli çok oldu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.