Diyarbakır'da güpegündüz yeni bir terör eylemi: Dördü polis beş şehit, birçok yaralı... İnsanın içini acıtan, lanet okutan bir saldırı daha...
Kim, hangi örgüt yaptı?
PKK mı?
'Derin devlet' mi?
Hizbullah mı?
Yoksa Ergenekon mu?
Hepsi olabilir.
Ama ne farkeder ki?..
Bu soruyu tuhaf karşılamayın. Çünkü bugün bu güçlerin tümünün ortak oldukları bir taraf var.
Denebilir ki:
Hiçbiri demokrasiyi sevmiyor.
'Fazla demokrasi'nin Türkiye'yi böleceğine ya da örneğin Türkiye'yi daha çok özgürleştirerek radikal İslam'ın yolunu keseceğine inanıyorlar.
Bu nedenle tümünün ortak bir hedefi var:
Demokrasiye sırt çevirmek!
'Fazla demokrasi' ya da birinci sınıf demokrasi ve hukuk devleti istemedikleri için Türkiye'nin Avrupa Birliği yolundan da hiç hazzetmiyorlar. AB'nin Türkiye'yi bölüp parçalayacağı konusunda kuşkuları yok.
Bu yüzden, Türkiye'nin demokrasiye olduğu gibi AB'ye de sırtını dönerek, mesela Rusya'ya, İran'la Orta Asya'ya, Çin'e açılması yatıyor kafalarının arkasında.
Bu çevrelere kulak verildiğinde, 'AB yerine Avrasya!' diyen sesler duyuluyor. Pekin'deki Türkçe radyo yayınlarına, Moskova'daki 'Avrasya milliyetçisi'(*) mihraklara kadar uzandıkları, işbirliği aradıkları göze çarpıyor.
Onun içindir ki, PKK'nın her şiddet eylemi sevindiriyor bu odakları. Şiddet ve terör konusunda bazen PKK'yı taşeron olarak kullandıkları da akla geliyor.
Şiddet kısır döngüsü kırılsın istemiyorlar. Şiddetin şiddetten besleneceğini bildikleri için de, "Nerede hareket orada bereket!" felsefesini benimsemiş durumdalar.
Kim vurursa vursun.
Önemli olan vursun.
Şiddet şiddeti getirsin!
Bu ülkede kan gövdeyi ne kadar çok götürürse, o kadar sevinecekler.
Tıpkı 1990'lardaki gibi...
Olağanüstü hal...
Olmadı sıkıyönetim...
Olmadı tam karartma... Faili meçhuller, işkenceler...
Hukukun, insan haklarının esamesinin bile okunmadığı bir ortamda, sırtını demokrasiye ve AB'ye dönen karanlık bir Türkiye'de yapacakları bir 'mıntıka temizliği' ile bölücülük ve İslamcılığı yok edeceklerine inanıyorlar çünkü...
Oyun budur.
Kanlı tuzak budur.
Türkiye'yi cehenneme çevirebilecek oyun içinde oyun budur.
Soru da şudur:
Bu kanlı tuzağın, oyunun arkasında yatan rezil mantığa teslim olacak mısınız Sayın Başbakan?..
Bu soruyu düşünün.
Dışarıdan gelen küresel krizin de etkisiyle birlikte eğik bir düzeyde kaymaya başlayan Türkiye'de yine seçim kazanabilirsiniz.
Ancak, siz de bu mantığa teslim olduktan sonra tıpkı 'eskiler gibi' yönetemezsiniz bu ülkeyi!
İzin vermezler çünkü...
---------------------------------------------
* Rusya'daki Avrasya'cı ve aşırı milliyetçi akımla ilgili son gelişmeler: Financial Times, Invasion's ideologues, Ultra-nationalists join the the Russian mainstream; 9 Eylül 08, sayfa 11.