Geçtiğimiz Cuma (29 Mayıs 2015) sinemalara her zaman gelmeyen Savaşçı adında değişik ve ilginç bir film vizyona girdi.
Mutlaka izlenmesi gereken filmlerin listesi yapmam istense, Mel Gibson’ın yönettiği ve bence aksiyon başyapıtı sayılabilecek Apocalypto filmi benim listemde ilk sıralarda yer alır. Savaşçı filmi, filmlerin, fragmanının ve paylaşılan ilk görsellerinin ne kadar yanıltıcı olabileceğine iyi bir örnek. Çünkü Savaşçı’nın Apocalypto’nun basit bir tekrarı gibi olduğunu düşünmüştüm. Filmi izledikten sonra ise ne kadar yanıldığımı anladım.
İngilizce konuşmayan bir Maori yerlisinin kahramanlık macerasını izlemek, sizi apayrı bir dünyaya götürmeye yetiyor. İngilizce konuşulmayan bir filmin gerçekten yabancı film izleme tadını verdiğini bir kere daha anladım. Üstelik filmde konuşulan dil, şu anda kullanılmayan Maori dili olunca filmdeki jest ve mimikleri kaçırmamak için olağanüstü dikkatle filmi izlemek gerekiyor.
“Savaşçı / The Dead Lands” Maoriler’in dünyasını perdeye taşıyan, etkileyici, epik ve yenilikçi bir aksiyon örneği! 1700’lerde geçtiğini düşündüğüm filmde babası ve tüm kabilesi öldürülen genç bir savaşçının intikam hikâyesi anlatılıyor. Bu yolculukta genç savaşçı, kimsenin girmediği yasaklı topraklardan geçecektir. Ne yapacağını bilmez bir halde intikam ateşi ile yanıp tutuşan genç, gizemli, korkusuz bir savaşçının da desteğini alacaktır. Ancak düşmanları sayıca kendilerinden çok fazladır ve bitmeyen bir savaş başlar.
Dead Lands, ucuz Amerikan filmlerinde gözükmeyen aksiyon ve kahraman oluşturma formüllerini kenara fırlatan bir film… Ailesi katledilmiş bir çaylak, ona yardım eden emekliliği ya da ölümü yakın yaşlı bir savaşçının birlikte kotardıkları bir intikam yolculuğu… Amerikan filmlerinden farkı ise, çatışma büyüdükçe trajedi de artıyor ve kahramanın asıl yolculuğu kendine doğru gerçekleşiyor. Filmin sonunda genç ve çaylak olan kahramanımız gerçek bir savaşçıya dönüşüyor. Öte yandan, bir kabile şefinin oğlu olarak yalnız ve çaresiz halden gerçek bir kahraman dönüşme hikâyesi, kahramanın ruh dünyasına yapılan bu harika yolculuk aynı zamanda izleyicilerde de gerçekleşiyor.
“Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” diyen atalarımıza bir kere daha hak verdim. Gerçek kahramanlık, düşmanı ile birebir, karşılıklı ve ona saygı duyularak yapılan bir savaşın kendisidir. Yoksa binlerce kilometre uzaklıktan bir tuşa dokunarak savaş kazanma kahramanlık değil, olsa olsa teknolojinin nimetlerini kullanabilme becerisidir desek yanılmış olmayız. Onun için tarih boyunca ve belki de kıyamete kadar inanmış adamdan daha etkili bir silahı hiçbir teknolojinin icat etmeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Film, açılış ve kapanış sekansında, bugünün insanlarının (ve özellikle gençlerinin) anlayamayacağı tarzda, düşmandan bir söz vermesi karşılığında hayat kurtarma repliklerini sunuyor. Öyle ki, amansız düşmandan söz istenmesi ve bu sözü verdiğinde her şeyin son bulacağına inanılması bugünün dünyasında ham bir hayalden öteye gitmemektedir. Üstelik amansız düşmanın bunu bilmesine rağmen yalana tenezzül etmemesi de ayrı bir kahramanlık örneği olmuş.
Filmi izlemeye gidecek olanlara basit bir tavsiyem, gitmeden önce Maori kültürü hakkında kısa bir araştırma yapıp, biraz bilgi edindikten sonra filmi izlemeleri. Bu şekilde, filmde yapılan bazı hareketlerin anlamını çözmeleri kolaylaşacaktır. Maori kültürü ve folklorunu ilgilendiren bazı hususlara yönetmen güzel göndermeler yapmış.
Filmin açılış sahnesindeki kahramanın “lanetli savaşçı” olduğunu çok sonra anlıyoruz. Filme yan karakter olarak giren lanetli savaşçı, filmin sonuna doğru esas adamın önüne geçecek kadar ondan rol çalmış. Etkilenmemek elde değil.
Birebir dövüşmenin tek kahramanlık kabul edildiği bir kültürde, aldığı kafa sayısı kadar şanı artacak olan savaşçı kültüre vurgu yapılırken filmin barışçıl mesajlar içermesi ise tek kelime ile mükemmel! Toa Fraser, benden, bundan sonra çevireceği filmi için hiç düşünmeden krediyi kaptı doğrusu.
Dead Lands sadece insanın onuru için yaşaması gerektiğine vurgu yapan, kemikleşmiş bir kahramanın yolculuğu filmi de değil. Görsel açıdan insanın başını döndürecek bir dünyayı perdeye taşımayı başarmış. Yeni Zelanda topraklarında yaşanan maceraya, harika bir görüntü yönetmenliği sayesinde görsel bir şölen izlemenizi vaat eden bu filmi sinemada izlemenizi önerir, bu senenin değişik filmleri arasında olan Savaşçı’yı kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Künye
Orijinal Adı: The Dead Lands
Senaryo: Glenn Standing
Cast Direktörü: Liz Mullane
Yapım: NZ Film, XYZ Film, GFC Film
Ülke: Yeni Zelanda
Uluslararası Dağıtımcı: M3
Türk Dağıtımcı: M3
Yapımcı: Mathew Metcalfe, Glenn Standing
Ortak Yapımcı: Tainui Stephens, Norman Merry
İdari Yapımcı: Andrew Boswell
Görüntü Yönetmeni: Leon Narbey
Müzik: Don McGlashan
Müzik Şefi: Jason Smith
Kurgu: Dan Kircher
Kostüm Şefi: Barbara Darragh
Kostümler: Naomi Campbell
Sanat Süpervizörü: Matt Cornelius
Özel Efektler: George Buckleton
Oyuncular: James Rolleston (Hongi), Lawrance Makoare (The Warrior), Te Kohe Tuhaka (Wirepa), Xavier Horan (Rangi), George Henare (Tane), Raukura Turei (Mehe), Rena Owen (Grandmother), Pana Hema Taylor (Mana), Calvin Tuteao (Ka), Jamus Webster (Tahi)
Yönetmen: Toa Fraser