Sarımsaklasalar da saklayamazlar!

xxx444

İngiliz gazetesi The Daily Telegraph'ta üretilen "İran Cumhurbaşkanı AKP'ye referandum için 25 milyon dolar verdi" asparagasının üzerine içeride balıklama atlayanlar arasında Ergenekon destekçisi Sözcü gazetesi de vardı.

"ABD istihbarat raporundaki bomba iddia: Türkiye, İran'a ambargoyu deldiriyor" haberini adeta "alarm" ziline basarcasına manşet yapan da aynı gazeteydi.

Sözcü'nün, ABD'nin İran'ı dövme ihtimalinden bile çok hoşlandığı belli...

Gazete, ABD'nin "nükleer çifte standardı"ndan değil de, Türkiye ile İran ilişkilerinde gelinen görülmemiş seviyedeki olumlu noktadan fena halde rahatsız: Ankara'nın değil, Washington'ın İran politikasını tutuyor, Sözcü!

*

Son cümleyi, bu konudaki yayınlarının izini sürerek, pekala Hürriyet için de kurabiliriz.

Şimdi, resmi biraz daha büyütelim...

Hürriyet, yedi yıl önce ABD'nin gayrı meşru Irak işgalini desteklemiş, tezkereciliğin alasını yapmıştı. Mavi Marmara Baskını'nda da İsrail'in tezlerini savunmuştu, çaktırmadan!

Ankara'nın, son dönemde ABD ve İsrail'den bağımsızlaşmasının ve bu ikiliye hareket çeker hale gelmesinin, Hürriyet'i acayip rahatsız ettiğine dair pek çok örnek sayabiliriz.

Türkiye'nin ekseninin, artık Washington değil de Ankara olması; ilk yayınlandığı günden beri ABD politikalarıyla müthiş uyumlu bir yayın çizgisi sürdüren Hürriyet'i çok bunaltıyor.

*

Hürriyet'teki rahatsızlığı, Sedat Ergin'in 18 Eylül'de yayınlanan "Türkiye Batı'ya dönük yön duygusunu kaybediyor" başlıklı yazısı üzerinden de görebilmek mümkün...

German Marshall Fund'un (GMF) yayımladığı "Transatlantik Eğilimler 2010" araştırmasını sütununa taşıyan Ergin, "Araştırmanın Türkiye bölümünde, halkın Batı'ya bakışıyla ilgili grafiklerin hepsinde istikrarlı bir şekilde aşağı doğru inen bir çizginin göze çarptığına" dikkat çekiyor.

Bu duruma nasıl gelindiğini, ABD-NATO hattının özellikle son yıllarda neler yaptığını, gün gelecek, Sedat Ergin de hatırlayacaktır diye umut ediyorum!

"İran'ın nükleer silah geliştirme olasılığından Batı Dünyası içinde en az rahatsızlık duyan halkın Türkler (yüzde 48) olduğunun ortaya çıkması" Ergin'in itina ile işaretlediği "Batı'dan uzaklaşma" yönelişinin çarpıcı örneklerinden!

Oranın Türkiye'de düşük çıkmasında, İsrail lehine hüküm süren nükleer çifte standardın, her geçen gün daha fazla sırıtıyor olmasının bir etkisi var mıdır, acaba?

İsrail'in dört yüz civarındaki nükleer silahından hiçbir zaman rahatsızlık duymamış "içimizdeki iliştirilmişler" takımı, GMF'nin araştırmasına gayet tabii, dahil değil!

*

Son günlerde Cumhuriyet'teki kimi haberler ve Habertürk'teki bazı yazılar üzerinden de Amerikan politikalarıyla uyumlu tezler işleniyor, inceden...

Tezkerenin reddedildiği günlerdekine benzer bir kafayla ama bu defa daha örtülü bir biçimde "Aman Amerika'nın dediğini yapalım, yoksa çok kötü işler olur!" propagandası bir kez daha gösterimde...

Tezkereden bu yana, Washington'ın (içimizdeki işbirlikçilerinin) Türkiye'deki işlerinin çok kötü gidiyor olduğu gerçeğini; sarımsaklasalar da saklayamıyorlar: Ama olsun, her şeye rağmen tam gaz Amerikancılığa devam!

*

Cumhuriyet, Faruk Loğoğlu'nun "Atlantik ötesinde rahatsızlıklar ciddi boyutta" şeklindeki sözlerini özenle öne çıkarmıştı, referandum günü...

Cumhuriyet de, Washington'da bir süredir Türkiye üzerine yapılan "beyin fırtınası" toplantılarından, Ankara ve hükümet aleyhine bir psikolojik dalga üretebilmenin peşinde!

*

Diğer bir yandan da, "İHH'nın Amerikan Kongresi'nde terörist örgüt ilan edilme ihtimali"ne yazı yatıranlara rastlıyoruz!

Bu vesile ile, Daily Telegraph'ın asparagasındaki "İHH ile ilgili numarayı" hatırladınız, değil mi?

*

Habertürk'ten Serdar Turgut, son günlerde "Hükümeti ABD ile korkutma" gayreti içinde olanlar arasında başı çekiyor.

"Bir Bilen" diye tanımladığı haber kaynağı "Amerikan Kongresi, İHH'yı terör örgütü ilan ederse, bu durumun İHH'ya yakın duran AKP ve bazı bürokratlar açısından ne anlama gelebileceğini görmüyor musun?" diye sormuş, Serdar Turgut'a...

S.T., biraz düşününce olabileceklerden ürkmeye başlamış ve "Ortadoğu'da popülarite kazanmak için atılan adımların Türkiye'yi ABD karşısında nasıl da güç konumlara düşürebileceğini" görmüş!

"Keşke yanlış adımlar atılmasaydı, onların bedelini bize ödetecekler galiba" demiş, kendi kendine! (Eyvahlar olsun!)

Terör Devleti İsrail'in gerçekleştirdiği Mavi Marmara Baskını'ndaki ayan beyan hakikati örtebilmek, İsrail-ABD tandemini üste çıkarabilmek, bu uğurda Türkiye kamuoyunun gözlerini bağlayabilmek için çekilen bu iliştirilmiş numara öylesine dökülüyor ki, tezkere günlerini hatırlatıyor, bana!

*

Sırası gelmişken, içimizdeki iliştirilmişleri üzecek bir gelişmeyi not edelim:

"BM İnsan Hakları Konseyi'nin bilirkişi heyeti, İsrail'in, insani krizin yaşandığı bir dönemde Filistin toprağına deniz ablukası uygulamasının "yasa dışı" olduğunu açıkladı. Heyet, İsrail'in yardım filosuna verdiği askeri karşılığın 'orantısız' ve 'kabul edilemez gaddarlık düzeyinde' olduğunu kaydetti!"

Neymiş? "Gaddarlık!"

*

FİNAL SORUSU: "Beyrut'ta 3 PKK'lı ne diye tutuklandı?

"-İsrail ajanı oldukları gerekçesiyle!"