Sadettin Beylerin Keyfi

Necati Engeç

Hülya Avşar'ın programına katılmış geçenlerde Başbakan Tayyip Erdoğan. Reklam arasında Sadettin beyin keyfini sormuş Recep Bey. Avşar kızı Sadettin beyle evli olmadıkları halde beraber yaşıyorlarmış bir süredir. Evlenin artık diye temennilerini iletmiş Recep bey. Politik analistciler müslümanların sekülerleştiklerinden bahsediyor. Acaba bu buna güzel bir örnek olabilir mi?

Geçen gün buna benzer bir yorumu da Zaman'dan Ekrem Dumanlı yapıyordu. Boğaziçi Üniversitesindeki tesettür eylemine başı açıklar da muazzam bir destek vermişler. Kimi sarışın, kimi kumral saçlarıyla tesettürlülerin arasında cıvıl cıvıllarmış. Hani sen Sadettin beyle zina da ben helallimle haremde, sarışın kumral saçlarıyla onlar orada bizim bacılar tesettürleriyle burada liberalizim rüzgarları estirmek varken nereden de çıktı bu zalimler der gibi bir şey. Acaba bu da sekülerleşmeye bir örnek teşkil eder mi?

Geçen gün bir dostum aradı. Onların oarada cemaatten dindar bir abi varmış. Faiz ile para vermek haram. Ancak almak caiz diyormuş. Nerede daha fazla faiz veren var diye araştırıyormuş gun boyu. Dedim kalbinde hiç mi terettüt yokmuş? Yokmuş dedi dostum. Dedim bu mesele seni niye ilgilendiriyor. Acaba ben de emeklilikteki paramı borsadan alıp faize mi koysam diye merak ediyirum dedi. Alın size sekülerleşmeye başka bir ornek.

Yeni Şafak'ın sinema üzerine yazan yazarı gecen gün Bediüzzaman'ın talebesiyle sinemaya nasıl gittiğini anlatıyordu. Bunu sekülerleşmeye bir örnek olarak buraya yazmıyorum. Buraya bunu niye yazıyorum onu da bilmiyorum tam. Kalbim dedi ki, bunun buraya yazılması lazım. Onun hatırı için yazıyorum. Mesele şu. Eski Said avrupa medeniyetinini dusturlarını kısmen kabul ediyor, onların silahlarıyla onlarla mubareze ediyordu. Bu tarz da galebe az olduğundan ve İslamiyetin kıymetini bir derece düşürdüğünden o meslegi terkettim. Kanaatimce sinemaya giden o eski Said. Bir anlamda ucunda sekulerleşme var diye bırakmış o mesleği.

Sami dedi ki, ey uykuda iken kendilerini ayık zannedenler! Umuru diniyede müsamaha ve teşebbuhle medenilere yanaşmayınız. Çünkü, aramızdaki dere pek derindir. Doldurup hattı muvasalayı temin edemezsiniz. Ya siz de onlara iltıhak edersiniz, veya delalete düşer boğulursunuz.

Dogan gazetelerinden birine bakıyordum geçenlerde. Gözüm çıplak bacaklı bir hatuna kaydı. Dedim kendi kendime sadece o hatunun çıplak bacakları değil, o çıplak bacakları yayınlayıp teşhir edenlerde cehennemde yanacaklar. O anda kalbim dedi ki, sadece o hatunun cıplak bacakları ve onu teşhir edenler değil ona kayan gözler de cehennemde yanacak. Aklını başına al ey ahmak. Fessubhanallah. O anladım bir sekulerleşmedir gidiyor. Ne olacak halimiz bilmem. Hani herkes herkesi memnun edemez ama kurtuluş icin Allah ne diyor diye bakıp onu en azından memnun etme çabası içerisinde olmamız lazım. Kazasız belasız barzaha bir kapağı atabilsek.

Daha yazacaktım ama şu Türkçe harflerle yazmak beni öldürüyor. İki lafı bir araya getiremiyorum. Mucteba illa Türkçe olacak diyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.