İnternette gezinti yaparken aşağıdaki ilginç yazıyı gördüm.
Arzu K. adlı bir Hanımefendi’nin yazdığı bu satırları iyice irdelemek gerekir.
İsterseniz sizler de okuyun ama çok dikkatli okuyun;
“Deprem bölgesindeki belediye başkanı çağrıda bulunuyor :
"İş makinelerini buraya gönderin"
Cevap: İş makinelerini yaktınız...
"Doktorları buraya gönderin."
Cevap: Doktorları öldürdünüz....
"Polis gelsin..."
Cevap: Polisi taşladınız...
"Mehmetçik bize yardım etsin..."
Cevap: Mehmetçiği şehit ettiniz, şehit edenlere yardım ettiniz...
"Para gönderin."
Cevap: Gönderdiğimiz paraları belediyeleriniz pkk'ya verdi...
AMA BİZ İNSANIZ, İNSAN !!! HAİN DEĞİLİZ... GELİYORUZ...
Van Belediye başkanı! Bak, yardımı terörist cenazesinde yanında posterini taşıdığın İmralı'dakinden değil Devletten istiyorsun... Anladın mı şimdi?
Yüreğinde hainlik olmayan, şehit haberlerine sevinmeyen masum insanlarımıza Allah rahmet eylesin.. Başımız sağ olsun... Lakin şehit haberlerine sevinen vatan hainleri de helak olsun...”
Aslına bakarsak Türk halkının duygularına tercüman olmuş bu sözler.
Türk halkı da olsa bilinçli Kürt halkı da olsa kimse bu vatan için hainlik yapamaz.
Bu vatan için kim hainlik yapıyorsa o alçaktır, namerttir.
Kimse duyarsız kalmadı oradaki vatandaşlarımıza.
Biz bir aileyiz; 81 vilayetin oluşturduğu bir aile.
Aramızda çürükler olacak, onlar da zamanla hatalarını anlayacaklar.
Belki de böyle olaylar bu çürüklerin bir kısmının kendine gelmesine vesile olacak.
Bizler değil miydik bu vatan için savaşan?
Çanakkale’de ülkemizin her yerinden şehid vermedik mi?
Karşılıklı evlenmeler olmadı mı bütün bölgeler ve iller arasında?
Benim köyüme iki Vanlı gelin geldi.
Biz onları gelin olarak kabul ettik köyümüze ve baş tacı yaptık.
Keza bilinçli Kürt kardeşlerimiz de öyle.
Ve koyun koyuna yatmıyor muyuz şehirlerin mezarlıklarında?
Yeri geldi cenazelerimizi hep beraber yıkadık.
Yeri geldi cenazelerimizi omuzlarımızda taşıdık.
Bizler değil miyiz bu vatanın bütünü?
Varsın devletimizin adı Türkiye Cumhuriyeti olsun.
Bizi birbirimize bağlayan ortak değerlerimiz, inancımız yok mu?
Biz bu inanç uğruna düşmanla savaşmadık mı?
Ey Kürt Kardeşim!
Türk’ün Kürt’e, Kürt’ün Laz’a, Çerkez’in Manav’a üstünlüğü yoktur.
Efendilerin Efendisi (sav) Veda Hutbesinde irad eylemedi mi bizlere şu sözleri;
"Ey insanlar!
Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arab’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerinde, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır.”
İşte bu sözler bizim şiarımızdır Kürt kardeşlerim.
Biz sizi İslam olduğunuz için seviyoruz ve sevmek zorundayız.
Keza sizler de bizleri bu inançla sevmelisiniz.
Size bizden başkası, bize de sizden başkası yardım edemez.
Anlayın artık bu terörist örgütlerden size bir fayda gelmez.
Onların amacı İslam’ı sizden söküp atmak, sizi bize düşman yapmak.
Sahte imamlar onların oyunu değil mi?
Bir imam hiç zina yapar mı, Ramazan ayında havuzlarda fink atar mı?
Bebek katiline peygamber diyerek yüceleştirmeye çalışanlar yine onlar değil miydi?
O belhum adallerin tek amacı sizin gibi Kürt kardeşlerimizin inançlarıyla oynayıp kendilerini sevimli göstermek.
Ama sizler onlara pabuç bırakmamalısınız.
Sizler bizlerle varsınız, biz de sizlerle.
Bu topraklar üzerinde biz yüzyıllardır hep beraber yaşıyoruz.
Aynı havayı teneffüs ederek, aynı sevinci paylaşarak, aynı üzüntüleri yaşayarak sen, ben olmadık biz olduk.
İmralı’dan medet ummayın; İslâm’dan ve Müslümanlardan medet umun.
Siz sallanmadınız sadece bu depremle, bizim yüreklerimiz sallandı acınızla.
Unutmayın sakın; başınız ağrırsa biz buradayız. Bizim de başımız ağrıyınca sizleri bekliyoruz Kürt Kardeşlerim.