Belki de birincisi...
‘Siyasal muhalefetin’ pek çok konuda ‘siyasal iktidardan’ çok daha geri bir konumda olması...
Tabii bir de ‘muhalifini’ aralarında ‘kan davası’ olan amansız bir ‘düşman’ görme ilkelliği...
Böyle bir gerilik ve ilkellik olmasa...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin Düzce İl Kongresi’nde söylediği, ‘farklı etnik kimlikte olanlar ülkemizden kovuldu. Acaba kazandık mı? Bunların üzerinde durarak bir düşünmek lazım. Ama aklıselim ile bunların üzerinde düşünülmedi.
Bu aslında faşizan bir yaklaşımın neticesiydi. Bu hatalara zaman içerisinde zaman zaman biz de düştük ama aklıselim ile düşününce şuralarda ne gibi yanlışlar yaptık ki şöyle bir başımızı iki elimizin arasına aldığımızda hakikaten ne yanlışlar yapmışsınız, diyorsunuz’ sözlerine
muhalefetten ‘otomatiğe’ bağlanmış haksız, yalan ve yanlış bir eleştiri gelir miydi?
* * *
Muhalefetin çıkışı...
Neden haksız?
Neden yalan?
Neden yanlış? Gelin birlikte bakalım...
Örneğin, Başbakan Erdoğan’ın tespitlerine CHP’nin tepkisini ele alalım...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, NTV’ye yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin geçmişini, uluorta kulaktan dolma bilgilerle faşizmle suçlamanın yanlış olduğunu belirterek, ‘hele de bunu bir Başbakan’ın yapması doğru değil’ diyor...
Acaba ‘azınlıkları faşizan bir yaklaşımla kovduk’ tespiti Deniz Baykal’a ait olsa, Öymen aynı tepkiyi verecek miydi?
‘Verir’ diyenlere inanmıyorum...
Çünkü CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın daha ağır tespitlerine çıt çıkarmadı...
‘Çarşaf Açılımı’ sırasında Grup’ta konuşan Deniz Baykal ne diyordu?
‘Cumhuriyet döneminde Atatürk Bulvarı’nda kılık kıyafeti müsait olmayan insanları geçirmiyorlardı. Poturlu, şalvarlı bir takım insanlar öyle Ankara’ya gelip bulvara girmiyor. Tek parti zihniyeti oydu. Kıyafetini düzelt gel de öyle geç diyorlardı.’
Kendi köylüsünü ‘bulvardan’ kovan ‘tek parti’ zihniyeti, ‘azınlık vatandaşına’ ne yapmaz ki?
Baykal’ın söyledikleri ‘ulu, orta, kulaktan dolma bilgi’ değil ise, Başbakan’ın söyledikleri neden ‘ulu, orta ve kulaktan dolma’ olsun ki?
Baykal’ın hatırlattıkları ‘faşizm’ değil mi?
Türkiye’nin geçmişinde faşizm yok mu?
O halde, bunu Başbakan söyleyince neden yanlış oluyor ki?
Ana muhalefete rakip olduğu için mi?
* * *
Bir başka tutarsızlık da, CHP Genel Başkan Yardımcılarının sadece Genel Başkanlarıyla değil, birbirleriyle de çelişkiye düşmeleri....
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, ‘Türkiye’nin geçmişinde utanılacak hiçbir şey yoktur. Ama Sayın Başbakan kendi geçmişinden utanıyorsa o kendi sorunudur’ derken acele davranıyor...
Örneğin, 1950’li yılların sonunda Cezayir bağımsızlık mücadelesi verirken, Türkiye, Birleşmiş Milletler’de Cezayir’i desteklememişti.
1983 yılında Cezayir’e giderken Özal, uçakta gazetecilere şu sürpriz açıklamayı yaptı:
‘Bu tarihi hata yüzünden Cezayir halkından özür diliyorum.’
Özal’ın Türkiye’nin geçmişteki hatasından dolayı özür dilemesine Onur Öymen’den 10 Şubat 2006 yılında TRT’de katıldığı bir programda destek gelmişti. Üstelik Onur Öymen bunu ‘geçmişi suçlayarak’ yapmıştı:
‘De Gaulle zamanında Cezayir adım adım bağımsızlığına kavuşuyor. Doğrusu bu konuda Türkiye çok iyi bir sınav vermiyor. NATO müttefikimizdir diyerek Fransa’nın yanında yer alıyor ve Birleşmiş Milletler’de yapılan oylamada Fransa lehine oy kullanıyor. Hatta bir defasında BM’de yalnızca tek bir oyla Cezayir’in bağımsızlığı reddediliyor. Cezayir Türkiye’yi asla affetmiyor. Cezayir halkı bunun farkındadır. Sayın Turgut Özal Cumhurbaşkanı olarak yaptığı ziyarette devlet adına yıllarca sonra Cezayir’den özür dilemiştir ama bu unutulmamıştır. Cezayirli devlet adamları bizim Büyükelçilerimize her zaman demişlerdir ki ‘bizim gönlümüzde Türkiye’nin hep özel bir yeri vardı. Cezayir’de savaşanlar sömürgecilerle savaşırken göğüslerinde Atatürk’ün resmi vardı. Ama siz bizi yarı yolda bıraktınız.’’
Allah aşkına siyaset bu mu?
Tutarlılığa silah çekip, yalap şap bir ikiyüzlülük birikintisinde fütursuzca yıkanmak mı?
Başbakan’ın doğru bir eylemini desteklemek bu kadar zor mu?
‘Doğruya doğru’ deseniz, ‘yanlışa da yanlış’ deyince daha inandırıcı ve etkileyici olmaz mısınız?
* * *
Sayın Başbakan...
Faşizanlık sadece azınlıklara değil...
Tüm Türkiye halkına yapıldı.
Köylülerimizi Atatürk bulvarından, azınlık vatandaşlarımızı ülkeden kovdular.
Üstelik, bunları yapanların şimdiki mirasçısı olan partinin Genel Başkanı bunu söylüyor...
Ne diyor?
‘Cumhuriyet döneminde Atatürk Bulvarı’nda kılık kıyafeti müsait olmayan insanları geçirmiyorlardı. Poturlu, şalvarlı bir takım insanlar öyle Ankara’ya gelip bulvara girmiyor. Tek parti zihniyeti oydu. Kıyafetini düzelt gel de öyle geç diyorlardı.’
Köylüsüne böyle davranan, azınlığına ne yapmaz ki?
Başbakan’ın söylediği gibi ‘kovar’...
Hrant’a yapıldığı gibi bazen de ‘öldürür’...