Kavga dersaneyle başladı. Kamuoyu, “dersaneler kalksın, kalkmasın, dersaneler iyidir, dersaneler eksiktir… “ Derken bir de baktık ki kavga başka bir ringe taşınmış. “Eğitim” ringinde başlayan boks maçı “yolsuzluk” ringinde devam ediyor. Rakibinin iyi niyetinden ve gafletinden faydalanarak ilk yumruğu atan 1. taraf ilk puanı almış görünüyor. 1. Tarafın eline geçirdiği eldivenin üzerinde “hukuk” yazıyor. Bu marka eldiven takan boksörlerin genellikle halktan/seyirciden destek aldığını bilen 1. tarafın antrönörleri maça iyi başlamanın zevkini yaşıyorlar. Hukuk markalı eldivenlerin en büyük özelliği atılan yumruğun tesirini 10 katına çıkarıyor olmasında gizli. Yumruğu ilk vuran ve biraz faullu dövüşen 1. taraf bu hali gizlemek için rakibine yumruk atarken; ” yolsuzluğa , rüşvete, haksızlığıa…” diye bağırıp taraftar sayısını artıyor.
Maçtaki 2.taraf ise ilk anda, yıllardır yanında yöresinde bulunan yoldaşından hiç beklemediği bu yumrukla sarsılıyor. Maç biraz ilerleyince kendine gelen 2. Taraf , ikinci raunda başlarken normal eldivenlerini çıkararak bir eline millet, diğerine vatan eldivenlerini takıyor ve başına milli irade markalı bir kask geçirerek rakibini sarsmaya başlıyor. 2.taraf yumruk atarken, “ihanet, dış bağlantılar, gezi, İsrail, işbirlikçi, ekonomik zarar, lider ülke…” diye bağırıyor. Bakalım bu maç nasıl devam edip nasıl bitecek? Bence bu maç çok uzun sürer. Martta seçim sonuçlarına göre biraz ara verilebilir. Tabi o güne kadar boksörlerden biri nakvt veya abandone olmazsa.
Bu maç Cumhuriyet tarihinin en ilginç ve en özgün maçı. Çünkü şimdiye kadar olan maçlar hep ayrı mahallelerin boksörleri arasında olurken, ilk defa bu maçta aynı mahallenin çocukları karşı karşıya geliyorlar. Bakalım akıbet ne olacak! Rabbım cümlemizin akıbetini hayr eylesin! Allah doğruların yardımcısı olsun! gaflette olanları uyandırsın!(amin)
KENDİMİZE GELELİM ÇÜNKÜ YIPRANAN DİN
Bu maç hepimizi çok yakından ilgilendiriyor; çünkü boksörler birbirlerini kıyasıya hırpalarken, taraf tutan bizler, can hıraş bir halde kendimizden geçmiş bir vaziyette kavgayı seyredip boksörümüzü alkışlarken; nazarlarımızı ringe odaklayıp; ” Vur! Vur!” diye bağırıp çılgına dönerken; birileri ülkeye, İslama, dini ve manevi değerlere (Kurana , ayete, hadise, fıkha, mezhebe, sünnete …) olan güveni, saygıyı kaybettirmekle meşgul. Bu kavgada tarafların dindar olması, dinle ilgili bilgilerini kavgalarına dayanak yapıyor olması neticesini doğuruyor. Taraflar kendi fikrini güçlendirmek için , “şu ayete göre”, ” Şu hadise göre”, “Falan zatın buyurduğu gibi”, “İslam hukuna göre...” diye diye islamı ve ona ait değerleri en hafif tabiri ile yıpratıyorlar. Bu durum hangi sonucu doğuracak biliyor musunuz? Toplumun dine ve dindarlara karşı güveni sarsılacak. Milletin önemli bir bölümü sadece kavga yapan cemaate değil tüm cemaatlere karşı antipati duymaya başlayacak. Halkın ciddi bir bölümü, sadece kavgada yer alan siyasi gruba ve cemaate değil siyasetle ilgilenen tüm dindar siyasi gruplara ve çok güzel hizmetlere imza atan tüm cemaatlere karşı şüphe ile yaklaşmaya başlayacak ve ; “demek ki dindar olmak da hakkı , gerçeği bulmaya, ahlaklı olmaya yetmiyormuş! Demek ki cemaatler de ak pak değillermiş. Haşa“Allah, Peygamber, Kuran, Sünnet…” diyenlere de fazla güvenmeyecekmişiz…!demeye başlayacaklar. Böylece, “ din, Kuran, islam, cami, namaz, oruç, hac, zelkat, cemaat, hacı, hoca, kitap, sünnet, ayet, hadis, dua, ahiret, cennnet, cehennem, risale, tespih, takke …” terimleri çok büyük zarar görecek. Bu nedenle, bu fitneyi, bu kavgayı başlatanlar!, Bu kavgayı sözüyle, mesajıyla, Mediasıyla, köşesiyle harlandıranlar! Sadece dünyamızın değil, ebedi hayatımızın da mahvolmak üzere olduğunun farkında mısınız/mıyız?
"...Yamadık dünyamızı yırtarak dinimizden,
Din de gitti dünya da gitti elimizden..."
dememek için fitnenin kaynadığı bu günlerde, Hakkında kesin bilgi sahbi olmadığımız konularda susmalıyız. ve şu ayeti katiyen untmamalıyız;" Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.