Hocaların Hocası tanımlamasının en çok yakıştığı şahsiyetlerin başında gelen merhum Prof. Dr. Sabahattin Zaim Hoca, 9 Aralık 2007’de ebedi âleme irtihal eylemişti. İstanbul İktisatçılar Derneği (İKDER) tarafından düzenlenen “Sabahattin Zaim İslam ve Ekonomi Sempozyumu”nun yedincisinde merhumun sevenleri bir araya geldi ve gün boyunca yardımlaşmanın konuşulduğu programda Hoca’nın gönüllerde yaşamaya devam ettiği gösterildi. Program, dün, Beyazıt’taki İÜ Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.
Programın açılışını İKDER Başkanı Halim Tosun yaptı. Tosun Sabahattin Zaim Hoca ile ilgili daha önce yaptıkları sempozyumları hatırlatarak, bu programların devam edeceğini söyledi.
Sabahattin Zaim Hocanın kızı Prof. Dr. Mehveş Tarım da yaptığı konuşmada, şahsı ve ailesi adına salonda bulunan misafirlere ve organizasyona emeği geçen herkese teşekkür etti. İÜ İktisat Fakültesi Dekanı Halis Yunus Ersöz yaptığı konuşmada, “Sabahattin Zaim Hocamız her zaman gülen yüzüyle ve iyi ilişkileriyle örnek bir insandı. Hocamız, hassasiyet gösterdiği İslam ekonomisini anlatırken ‘Faydasız ilimden Allah’a sığınırım’ duasını hep hatırlardı” dedi. Ersöz, “Bu kadar kan, gözyaşı, sefalet paylaşmayı bilmediğimizdendir. Kamusal ve gönüllü yardımların miktarı hızla artıyor. Devlet, hayırsever hareketlerin performansının artırılması için çalışmalarını hızlandırmalıdır” tavsiyesinde bulundu.
İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Murat ise konuşmasına Prof. Sabahattin Zaim Hocanın bir sözüyle başladı; “Her zahmette bir rahmet vardır. Zahmetin üzerindeki noktayı kaldırınca ‘rahmet’ olur.” Sedat Murat konuşmasında şu hususların altını çizdi; “Hocamız sadece söyleyen ve yapan değil, yaptıklarına gönülden inanan, yaptıklarını ihlasla yapan bir insandı. Yardımlaşma ve dayanışma sünnetullahtır, sosyal kanundur. Dünyada bir avuç yahudinin bu kadar etkili olmasının sebebi, aralarındaki yardımlaşma ve dayanışmadır. Yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örneğini Osmanlı vermiştir. Osmanlı’yı 600 yıl ayakta tutan değerler, bu değerlerdir. Batı âlemi son 150 yıldır kendi aralarında savaş yapmıyor. İslam dünyasında sürekli savaş ve kargaşa çıkarılıyor. Yeni silahlarını bu çatışma bölgelerinde deniyorlar. Sonra da milyarlarca dolarlık silah satışlarıyla kendi ekonomilerini ayakta tutuyorlar. Huzurlu bir dünya için yardımlaşma ve dayanışma örneklerini çoğaltmamız lazım. Zira yardımlaşma ve dayanışma örneklerini gösteren insanlar, kurumlar ve devletler mutludur. Zekât sistemi tam olarak uygulansa dünyada fakir kalmaz. ”
15 Mayıs 1926’da Makedonya’nın İştip şehrinde doğan Sabahattin Zaim Hocanın, ailesiyle birlikte 1934 yılında Türkiye’ye göç ettiğini izlediğimiz sinevizyon gösterisinden öğrendik. Hoca, dayısı İbrahim Vardar’la birlikte Abdülaziz Bekkine (R.Aleyh) Hocaefendi’nin sohbetlerine gitmeye başlamış. Bekkine’nin vefatından sonra ise İskenderpaşa Camii’ne Mehmed Zahid Kotku (R. Aleyh) Hocaefendi’nin sohbetlerine devam etmiş. Zaim Hoca, Kotku Hocaefendi için, “Hayatımda beni en çok etkileyen insandır” dermiş.
Sabahattin Zaim Hocanın anıldığı programda Prof. Dr. Cengiz Kallek’e “2014 İslam Ekonomisi Ödülü” verildi. Kallek yaptığı konuşmada, İslam ekonomisine dair Pakistan ve Malezya’da yapılan çalışmaları, merhum Ziya ül Hak’ın gayretlerini, Malezya’da Mahatır Muhammed ve Enver İbrahim’in çabalarını anlattı. Türkiye’de İslam ekonomisi üzerine yapılan çalışmalar ve devletin attığı adımların yetersizliğine dikkat çekti.
Açılış konuşmalarından sonra iki oturum yapıldı. “İslam’da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmanın Kavramsal Çerçevesi” konulu ilk oturumun başkanlığını Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu yaptı. İlk oturumun konuşmacıları Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Prof. Dr. Faruk Beşer ve Dr. Beytullah Aktaş idi.
Hamdi Döndüren şunları söyledi; “35 yıl önce Sabahattin Zaim Hocamızın konferanslarını takip ederdim. O, zekâtın gizli yapılması gereken bir ibadet değil, devlet eliyle takip edilmesi gereken bir ibadet olduğunu anlatırdı. Ben araştırmalarımı sürdürdükçe daha iyi anlıyorum ki, zekât konusunun kurumsal bir takibe ihtiyacı var. Zekâtların toplanıp depolarda muhafaza edilmesine ve yıl boyunca fakirlere ulaştırılmasına ihtiyaç var. Hz. Peygamber s.a.s, toplanan zekât hayvanlarının beslendiği ve korunduğu bir çiftlik kurdurmuş. Muaz bin Cebel r.a’ı Yemen’e bölge valisi olarak gönderirken de o bölgeden topladığı zekâtları bölgenin fakirlerine dağıtmasını emretmiş. Yemen’de bir ara zekât mallarının muhafaza edildiği depolarda gıda bitmiş ama kumaş stokları mevcutmuş. Muaz b. Cebel r.a, Hz. Peygamber’e ‘kumaşları satıp gıda alabilir miyim?’ diye sormuş. Efendimiz bu soruya olumlu cevap vermiş” dedi.
Prof. Dr. Faruk Beşer konuşmasında, toplumlarda zekâtın sosyal adalet için gerekliliğine dikkat çekti. “Zekât, İslam’ın köprüsüdür” sözü üzerinde durdu. Kur’an-ı Kerim’de, vermeyi terk eden zenginlerin nasıl zemmedildiğini anlattı. Hz. Peygamber s.a.s’in Mekke’den Medine’ye hicreti sırasında Medine yakınlarındaki Cuma Mescidi’nde verdiği hutbede, “Yarım hurma ile de olsa kendinizi kurtarmaya bakın” buyurduğunu hatırlattı.
Dr. Beytullah Aktaş, “Sosyal yardımlaşmada zekâtın harcama kalemleri” başlıklı bir tebliğ sundu. Aktaş, Ömer b. Abdülaziz döneminde zekât müessesinin iyi işletildiğini ve zekat verecek fakir kalmadığı söyledi.
Öğleden sonra, Prof. Dr. Sabri Orman’ın yönetiminde “İslam Medeniyetinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmanın Kurumsallaşması” konulu bir oturum yapıldı. Oturumda, Sosyal Yardımlar Genel Müdür Yardımcısı Şebnem Avşar Kurnaz, AFAD İyileştirme Daire Başkanı Abdullah Dilsiz, Vakıflar Genel Müdürü Dr. Adnan Ertem, Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Av. Mehmet Cengiz ve İHH Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Hüseyin Oruç birer tebliğle müesseselerinin kurumsallaşma hikâyesini anlattılar ve faaliyetlerinden örnekler sundular.
Sabahattin Zaim Hocamız güzel insan yetiştirmenin önemini hatırlatırdı hep. Onun yetiştirdiği ya da yüreklendirdiği bir grup güzel insan, çok önemli konuları ele alarak güzel ve anlamlı bir gün geçirdiler. Katkıda bulunanlardan ve Sabahattin Zaim Hocamızdan Allah razı olsun.
recep.kocakk@gmail.com