Gazeteci Adem Özköse belgesel çekimleri için gittiği Suriye’de geçen iki aylık esaretin ardından Türkiye’ye döndüğünde, “Allah için yaşadığımız güzel bir hikâyem olsa keşke derdim, şimdi olmuştur inşallah. Allah kabul etsin” diyordu.
Geçtiğimiz Cumartesi gecesi Hilal TV’de yayınlanmaya başlayan aylık Rota Belgeselinin galası etkileyici oldu.
Gala gecesinde Hilal TV Genel Müdürü Adnan İnanç güzel, samimi ve faydalı bir konuşma yaptı.
Hakan Albayrak yaptığı konuşmayla ekran başındaki izleyicilere ve Fırat Kültür Merkezi’ni doldurmuş misafirlere nefis bir ufuk turu yaptırdı. Albayrak, içten sözleriyle düşündürdü, tebessüm ettirdi, dahası yüreklendirdi.
Rota’nın yapımcı ve sunucusu Adem Özköse ise gecede yaptığı kısa konuşmaya başlarken, “Anneme ve babama teşekkür ederek başlamak istiyorum. Suriye’de zindandayken en çok anneme babama kavuşmayı ve onlara iyi bir evlat olmayı istedim. Çocukluk yıllarımda yayınlanan İslam Mecmuası’nı annem babam vesilesiyle takip ettim. İslam alemine dair şuurlanmamda ve İslami direniş kahramanlarını tanımamda İslam Mecmuası’nın çok önemli bir yeri vardır” dedi.
Adem Özköse Suriye’deki esaretin ardından Hilal TV’de katıldığı bir programda, “Hücrede en çok Kur’an-ı Kerime sarıldım. Kur’an’ı yeniden keşfettim adeta. Kur’an ayetleri sanki sadece benim için inmiş gibiydi, okudukça kendimi daha güçlü hissettim…” demişti.
Özköse, babasının ağladığını daha önce hiç görmemiş. İlk defa Suriye esareti sonrasında şahit olmuş babasının gözyaşlarına.
Özköse’nin Suriye’de olduğu günlerde babasına eş-dost, tanıdıklar, “Adem’i hatırladıkça çocuklarımızı sevmek gelmiyor içimizden, utanıyoruz” demişler.
Adem Özköse’nin esaretinin bittiği, sağ salim dönmekte olduğu haberinin ardından eşi Raziye Nur Hanım çok duygu yüklü ve sarsıcı bir mektup kaleme almış.
İşte'Yusuf'un gömleği' başlıklı o mektup:
“Bir nice zamandır kelimeler zorlarken yüreğimi, ben inadına kalemime sükût içiriyorum. Çığlık çığlık birikiyor tüm heceler...
Ve senden Yusuf, bir güzel haber geliverince aniden, yollara düşen gömleğinin kokusu ulaşınca Yakub'a, azad ediyorum kelimelerimi...
Bir Yakub'a sesleniyorum, bir Yusuf'a. Bir içime yöneliyorum, bir sana...
Yusuf, titreyen sesin ulaşınca kulaklarımıza, Yakup kokusunu alınca gömleğinin, şükür düşüyor günlerimize. Öyle içten, bir dua kaplıyor benliğimizi. Tüm Yusuflar dönsün için. Ve yıllardır bekleyen tüm Yakupların yüzleri aydın olsun için...
Günlerine sığmayan heyecanın ve içini yakan yangınlarımızla gittin Yusuf! Bastıramadın bir gün acıları da, heybene ayrılıkları alıp da gittin.
Sana kal diyemezdi Yakub'un. Gidenlerin onuru yakışırken alnına, gözyaşlarını seremezdi yollarına.
Gözyaşlarımızı hep gecelere emanet ettik Yusuf. Ve Yakup'tan öğrendik en güzel sabrı. 'İnnema eşku bessi ve hüzni ilallah' dedik. 'Ben hüznümü ve tasamı ancak Allah'a şikayet ederim.' Ve bekledik...
En güzel kıssa, en güzel öğüt oldu bize. Ve en güzel umut...
Yusuf! Zindan, Allah'ın kelamıyla aydınlanan günleri karartmaya güç yetirebilir mi hiç? Hiç tutsak edilebilir mi sonsuzluğa kanat açan yürekler? Öylesine güzel bekleyişler varken, umutlar yitirilir mi hiç?
Kalbini ferah tut Yusuf.
Kalbimizi ferah tut...
Yakın bir müjdedir şimdi beklediğimiz.
Sabırla denenmişken yüreğimiz, şimdi şükürdür denenmeyi beklediğimiz.
Bitmedi imtihanlar Yusuf. Bitmeyecek... Zindanlar gidecek, saraylar gelecek. Darlıkların ardını bolluklar izleyecek. Onca imtihandan sonra, onca güzel, dik tavırlarından sonra, Yusuf'un 'ben nefsimi temize çıkarmam' sözleriyle gel Yusuf...
Peygamberin başı önünde istiğfarlı fethi ile gel...
Gel Yusuf...
Gel ki, gömleği önünden yırtılan dünyaya, arkadan yırtılan gömlekleri gösterebilelim. Gel ki, utancını kaybeden dünyaya, hayâsını yitiren insanlara, en güzel ahlak dersini verebilelim. Ve gel ki, yıllardır bitmeyen şu kuraklığa bir çare sunabilelim.
Gel Yusuf...
Belki uzak ama, çocukların öldürülmediği bir dünyada yaşamak için gel.
Ve Kevser için,
Ve Yasin için,
Ve Şamil için gel.
Gel ki, bahar gelsin...'
'Yusuf'un gömleği' geldi; 'bahar' da yakındır belki.”
…
Adem Özköse’ye ve ailesine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Adem’i, annesini, babasını ve eşini sabırlarından ötürü tebrik ediyoruz.
İslam Mecmuası’nı çıkaran, camiamızda yayıncılık alanında çığırlar açılmasına vesile olan ve Mecmua’nın başyazılarını kaleme alan merhum Prof. Dr. M. Es’ad Coşan Hocaefendi’yi ve Mecmua’ya destek veren, şu an aramızda bulunmayan bütün geçmişlerimizi rahmetle anıyoruz.
Âdem Özköse her ay Rota Belgeseli ile İslam Dünyasına yeni pencereler aralarken İslam Mecmuası ve Hocaefendi de hep hatırlanacak ve o yayınlar merhum için rahmete vesile olacaktır.