Filmin TV'de gösterilmesi, DVD'sinin çıkması ve Turkcell reklamlarıyla birlikte Şahan Gökbakar'ın yarattığı ' Recep İvedik' tekrar gündemimize girdi.
'Recep İvedik' filmi çeşitli açılardan eleştirildi. Bunların önde geleni, Recep'in çok fazla kaba saba, küfürlü ve argo konuşmasıydı. Ayrıca bazı sahneler iğrenç, itici, aşağılayıcı bulunmuştu.
Ben bunların hiçbirine katılmıyorum. Her filmin bir mantığı vardır. Eleştiri yapmadan önce o mantığı, o temel kurguyu, yaratıcıların (yönetmen, oyuncu, senarist, vb.) amacını kavramak gerekir.
O açıdan baktığımda da şunu görüyorum: Film " daha itici ", " daha kaba saba " olabilirdi. Az bile yapılmış!
Daha da önemlisi: Senaryo da çok daha zekice kaleme alınabilirdi, daha yaratıcı olunabilirdi.
Ben filmin pek az sahnesinde kahkaha attım. İğrendiğimden ya da rahatsız olduğumdan değil; tersine, beklediğimi bulamadığımdan.
Demek istediğimi bir örnekle anlatmaya çalışayım: Recep'in "kardeşliğe" kabul edilmek için kamyon şoförüyle kapışma sahnesi. Filmin o bölümünde beş yarışma (güreş vs.) yapılıyor.
Bunlardan sadece " kim daha güçlü yellenerek bira şişesini devirecek " yarışması çok komik, şaşırtıcı, delice! Diğer yarışma biçimleri ise " eh işte " kıvamında; vasat ya da vasatın altında kalıyor.
Keza müthiş imkânlı bir mekân olan otelde ( turist kadınlar, garsonlar, aktivite hocaları ) neler neler yaşanabilir, mide ağrıtan cinsten komik sahneler çekilebilirdi.
Olmamış, fırsat kaçmış.
Özetle Recep İvedik karakterinin potansiyelinden yeteri kadar yararlanılamamış. Beni hayal kırıklığına uğratan bu oldu.
Yani Recep'i amaçladığı şeyi, " çok " yaptığı için değil, " az " yaptığı için eleştiriyorum.
Devamı olan filmlerin genel çizgisi şudur: Serinin birinci filmi büyük ilgi görür, ancak sonradan çekilenler ilki kadar iyi olmaz.
Bence Recep İvedik sinema tarihinin bu genel kuralını altüst edebilir: Evet "otel" kaçtı ama mesela " uçakta " ya da " yolcu gemisinde " geçecek bir " Recep İvedik II " ilkini aşabilir.
'Recep İvedik' filmi çeşitli açılardan eleştirildi. Bunların önde geleni, Recep'in çok fazla kaba saba, küfürlü ve argo konuşmasıydı. Ayrıca bazı sahneler iğrenç, itici, aşağılayıcı bulunmuştu.
Ben bunların hiçbirine katılmıyorum. Her filmin bir mantığı vardır. Eleştiri yapmadan önce o mantığı, o temel kurguyu, yaratıcıların (yönetmen, oyuncu, senarist, vb.) amacını kavramak gerekir.
O açıdan baktığımda da şunu görüyorum: Film " daha itici ", " daha kaba saba " olabilirdi. Az bile yapılmış!
Daha da önemlisi: Senaryo da çok daha zekice kaleme alınabilirdi, daha yaratıcı olunabilirdi.
Ben filmin pek az sahnesinde kahkaha attım. İğrendiğimden ya da rahatsız olduğumdan değil; tersine, beklediğimi bulamadığımdan.
Demek istediğimi bir örnekle anlatmaya çalışayım: Recep'in "kardeşliğe" kabul edilmek için kamyon şoförüyle kapışma sahnesi. Filmin o bölümünde beş yarışma (güreş vs.) yapılıyor.
Bunlardan sadece " kim daha güçlü yellenerek bira şişesini devirecek " yarışması çok komik, şaşırtıcı, delice! Diğer yarışma biçimleri ise " eh işte " kıvamında; vasat ya da vasatın altında kalıyor.
Keza müthiş imkânlı bir mekân olan otelde ( turist kadınlar, garsonlar, aktivite hocaları ) neler neler yaşanabilir, mide ağrıtan cinsten komik sahneler çekilebilirdi.
Olmamış, fırsat kaçmış.
Özetle Recep İvedik karakterinin potansiyelinden yeteri kadar yararlanılamamış. Beni hayal kırıklığına uğratan bu oldu.
Yani Recep'i amaçladığı şeyi, " çok " yaptığı için değil, " az " yaptığı için eleştiriyorum.
Devamı olan filmlerin genel çizgisi şudur: Serinin birinci filmi büyük ilgi görür, ancak sonradan çekilenler ilki kadar iyi olmaz.
Bence Recep İvedik sinema tarihinin bu genel kuralını altüst edebilir: Evet "otel" kaçtı ama mesela " uçakta " ya da " yolcu gemisinde " geçecek bir " Recep İvedik II " ilkini aşabilir.
Anlayamadığım bir nokta da şu: 'Borat' filmini sevmeyen kişilerden bazıları 'Recep İvedik'e bayıldı. Tuhaf bir durum: İki filmin de mizah anlayışları az çok aynı değil mi? 'Borat' filminden neredeyse nefret eden bir insan, 'Recep'e nasıl bayılır?
Çok beğendiğim 'Borat'ın temel sorunu, filmin uzun olmasıydı. Dörtte biri kesilip yeniden montaj yapılarak, filmin sonuna doğru ortaya çıkan hantallaşma engellenebilirdi.
'Recep'in sorunu ise senaryo: Evet, özellikle çocuklar ve gençler gülmekten öldü ama yine de bu " kaba ve absürt " espri anlayışı geliştirilebilir.
Daha da komik olmanın bir sakıncası yok; değil mi?
Çok beğendiğim 'Borat'ın temel sorunu, filmin uzun olmasıydı. Dörtte biri kesilip yeniden montaj yapılarak, filmin sonuna doğru ortaya çıkan hantallaşma engellenebilirdi.
'Recep'in sorunu ise senaryo: Evet, özellikle çocuklar ve gençler gülmekten öldü ama yine de bu " kaba ve absürt " espri anlayışı geliştirilebilir.
Daha da komik olmanın bir sakıncası yok; değil mi?