Rahipler de ‘kent dindarı’ mı?

xxx23

Duymuşsunuzdur... ABD şimdi “rahip” kılıklı bir provokatörle baş etmeğe uğraşıyor... Florida eyaletinin Gainesville kentinde 11 Eylül’de Kuran-ı Kerim’in kopyasını yakacağını açıklayan...

... 58 yaşında Terry Jones adlı “rahip”, internet sitesi ve facebook sayfasından Hıristiyanları 11 Eylül’de Kuran yakmaya çağırıyor.

Bu “rahip” kılıklı kışkırtıcı provokatör, “İslam’ın şeytanın dini olduğuna inanıyoruz. Milyarlarca insanı cehenneme götüren, insanları kandıran bir din, şiddet içeren bir din” diye konuşuyor.

Jones, geçen yıl da kentte üzerinde “İslam Şeytandır” yazılı tişörtler dağıtıp, yaklaşık 50 kişilik cemaatin geldiği kilisesinin bahçesine aynı yönde pankart asarak Amerikan medyasında manşet olmuştu. Bela çıkarmaya ant içmiş gözüken “rahip” önceki gün de New York Times Gazetesi’ne kimseye kulak asmayacağını ve 11 Eylül’deki yakma eylemini gerçekleştireceğini açıkladı.

Kur’an-ı Kerim’le ilgili olarak ne bildiğinin sorulması üzerine “bu konuda hiçbir tecrübesi ve bilgisi olmadığını” itiraf eden Jones, sadece İncil’in dediklerini bildiğini dile getirdi.

Anlaşılan sadece “provokatör” değil, “şarlatan” da...

***

Şimdi aklı başında herkes 11 Eylül’e ayarlı bu provokasyonu boşa çıkarmaya uğraşıyor...

Ulusal Evanjelistler Derneği bir açıklama yayımlayarak kiliseden Kuran yakma günü planını iptal etmesini istedi.

Amerika-İslam İlişkileri Konseyi isimli kuruluş da Müslümanları Ramazan ayı boyunca “Kuran’ı paylaş” toplantıları düzenleyerek İslamofobinin yayılmasını önlemeye çağırdı.

Eyleme karşı çıkan kentteki diğer Amerikalıların “rahibi” protesto edecekleri ve birlik mesajları verecekleri, diğer kiliselerin rahiplerinin “kutsal kitapların tümünün geçerli olduğunu ve kutsal kitaplara saygı gösterilmesi gerektiğini” belirten açıklamalarda bulunacakları, ayrıca bazı rahiplerin 11 Eylül’de verecekleri vaizlerde Kuran-ı Kerim’den ayetler okuyacakları da biliniyor.

Rahibin Kuran-ı Kerim yakacağını açıklamasına ABD’nin Afganistan’daki komutanı General David Petraeus da tepki gösterdi. Petraeus, “askerlerimizi ve Afganistan’daki çabalarımızı tehlikeye atar” diyerek, bunun tamamen Taliban tarafından kullanılacağını ve belirgin problemlere neden olacağını vurguladı.

Keşke...

Dünya “deli bozuk” bir “kışkırtıcı ajan”la ilgileneceğine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kuran’ın indirilmeye başlanmasının yıldönümünde” yaptığı konuşma ile ilgilense...

“Bakınız, sadece Başbakanlığım döneminde, 8 yıl içinde 100’e yakın ülkeye defalarca ziyarette bulundum. Gerçekten de yoksulluğun had safhada olduğu, gelir dağılımındaki uçurumun büyüdüğü, hoşgörüsüzlüğün arttığı, savaşların, çatışmaların, terörün artık alın yazısına, yaftaya dönüştüğü bir çağı yaşıyor İslam ülkelerinin geneli. Hiç kuşkusuz bu manzara bizi var eden öğretilerin eseri değil. Hiç kuşkusuz, bugünkü manzara, medeniyetimizin temellerini oluşturan kaynaklardan yola çıkarak vardığımız bir nokta olamaz.

Bu manzaralara şahit olunca, Kuran’ın mesajı etrafında tarih boyunca nice faziletli şehirler, nice yüce devletler, nice büyük imparatorluklar, büyük medeniyetler kuran Müslümanlar, bugün neden insanların hayranlığını kazanan eserler, görkemli şehirler inşa etmekten uzaklar diye düşünmeden edemedim. 10, 11, 12, 13 ve 14. yüzyıllarda altın çağını yaşayan İslam coğrafyası, 20 ve 21. yüzyılda neden bu etkinliğini devam ettirmiyor diye düşündüm. Tıptan astronomiye, cebirden geometriye, fizikten coğrafyaya kadar hemen her bilim dalında insanlığın önünü açan, çağının ötesinde fikirler ve buluşlar ortaya koyan İslam dünyası, bugün neden tarihe, geleceğe yön verecek fikir ve buluşların altına imza atamıyor diye düşündüm.”

Bu sorunun muhtemel cevabı, bir milyar 600 milyon Müslüman nüfusa sahip 57 İslam ülkesinin ancak Almanya kadar üretiyor olmasında aranabilir...

Sanırım “kent dindarlığı” kavramını çok daha fazlasıyla konuşmalıyız...

Aslında Başbakan da şu soruyu

soruyor:

“Neden Şeyh Galib’den Taliban’a geriledik?”

***

Bunu tartışan, özeleştiri yapan, “kent dindarlığı ile siyasal İslam” arasındaki farkların vurgusunu iyi yapan, sağlıklı çarelerini biran önce üreten bir cevvaliyete gerek var.

Bunu öncelikle gündem haline getirmek, “rahip” kılıklı kışkırtıcı ajanların bile ortalarda dolanmasını çok zorlaştırır...