Kendilerine has kutlama merasimleriyle fert ve toplum olarak yılda bir defa da olsa hayat serüvenimizde unutamadığımız en güzel sayfaları içinde barındıran ortak heyecanlarımızdır bayramlar. Gerek Ramazan olsun, gerekse Kurban bayramı, her biri ayrı bir haz ve derinliğe sahiptir gönül dünyamızda.
Ramazan sonrası yılın ikinci bayramı olan Kurban Bayramı da Cenab-ı Mevla nasip ederse hem ülkemizde hem de dünyanın bir çok yerinde kutlanacak. Kimimiz Anadolu'da, kimilerimiz ise Asya'da, Afrika'da, Avrupa'da, belki de adını yeni yeni duyacağımız ülkelerde olacağız. Ama ortada insanlığın takdir edeceği bir hakikat var ki; Anadolu insanı artık her yerde. Bayramı gerçek anlamda yaşamanın en güzel örneğini tüm dünyaya göstermekte. Mazlum ve madur kardeşlerinin yanında olarak bayramın sevincini onlarla paylaşıp, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu tatma ve tattırma yarişındalar. Bu yıl da aynı sahnelerin daha da artarak devam edeceğine inanıyorum.
Günümüzde bizleri diğer zamanlara göre daha çok kurban kestirmeye iten veya kurban seferberliğine sevkeden bir çok faktörler var. Bu faktörler dini ve sosyal getirileri açısından son derece önemli olup, şu şekilde sıralanabilir:
1- Allah katında en sevimli ibadet olan kurbanda bir vacip kurbanla yetinilmeyip, bir çok nafile ile iştirak ederek ecrini daha da artırıp "Allah yolunda infak" buuduna ulaşma düşüncesi.Her bir tüğüne karşılık bir sevap verileceğini bildiren hadislere dayanarak her mümin daha çok kurban kestirerek daha fazla sevaba nail olma fırsatını yakalayacaktır bu zaman diliminde.
2- Mali imkanlarını Allah yolunda harcayanların ahirette kazanacakları sevaplara talip olma şuuru. Mali fedakarlıkla kurban keserek hayır yapmakla emrolunmuş müminler, zekat ve fıtır sadakası (fitre) vermekten daha fazla bir fedakarlık ifade eden bir ibadeti yerine getirmiş olurlar.
3- Ne kadar çok kurban kesilirse o kadar çok Allah'a yakın olunacağı telakkisi ve kesilen kurbanı, öncelikle Allah'a yakın olanlara sarfetmenin daha dini ve ilahi bir yaklaşım olduğu düşüncesini yaygınlaştırma çabası.
4- Dini, ilmi ve manevi değerlere hizmet eden eğitim-öğretim kurularının desteklenmesi gerekliliği. Allah'ın adının insanlğa anlatılması çizgisinde hizmet eden hayır kurumlarına bolca kurban bağışında bulunarak onların arkasında Ensar gibi durarak mal ile Allah yoluna hizmet etme arzusu, bu şekilde hizmet edenlerin uhrevi kazançlarına ortak olma fikri.
5- "Kainatın İftihar Tablosu" Efendimiz'in sünnetine uyarak, bolca kurban kestirmek suretiyle ümmet-i Muhammed'in bayramın tadına varmasını, tam bir sevinç, mutluluk, huzur, paylaşım, yardımlaşma, ziyafet ve ziyaret atmosferi yaşamasını sağlama isteği.
6- Efendimiz gibi davranarak, kurban kesemeyen fakri müslümanlar adına kurban keserek peygamberane davranma şefkati ve itaati, O'nu hoşnut etme beklentisi.
Yanılmıyorsam bir önceki yıldı. "Gönüllüler Hareketi" bünyesinde Moritanya'da gerçekleştirilen kurban seferberliğinde yaşanan bir olay gazeteci-yazar Sayın Abdullah Aymaz Bey'in kaleminden bizlere ulaştırılmıştı.
Peygamber efendimizin hoşnutluğu konusunda gönüllere inşirah veren bu olay, Moritanya'daki eğitim gönüllülerimizin dilinden yazarın köşesinde okurlara şöyle aktarılıyor:
"2008 yılı kurban bayramında bayram çok bereketli geçmişti. 33 misafiri ağırlamıştık. Kesilen kurbanlar yaklaşık 15.000 aileye ulaştırılmıştı. Yapılan bu denli büyük bir yardım Moritanyalı yerli dostlarımız açısından da büyük bir memnuniyetle karşılanmıştı. Herkes tebrik ve tehniyede (kutlamada) bulunuyordu. Yaşanan bu ilkler ve bereket görülen bir rüya ile taçlandı. Misafirlerin dönüşünden iki gün sonra Hisar'da (dersanemizin adı) bütün öğretmenlerle kurbanda yaşadıklarımızı, eksiklerimizi gelecek yıl nasıl yaparsak daha güzel olur diye sıcağı sıcağına değerlendirme toplantısı yaptık. O gece öğretmenlerimizden bir tanesi şöyle bir rüya gördü. Şöyle ki:
Toplantı yaptığımız salondayız. Bütün arkadaşlarımız orada, kapı açıldı içeri Hocaefendi teşrif ettiler, herkes ayağa kalktı. Abimizin oturduğu yere oturdu. Yanında bulunan kitaplıktan bir kitap aldı 'Hayatüs- Sahabe' olsa gerek, rastgele bir yerini açtı ve açtığı yere de bakmadan okumaya başladı:
"Efendiler Efendisi Kâinatın fahri (sas), sahebeleri ile oturmuş sohbet ediyorlardı. Efendimiz'e (sas), uzakta selâtü selam getirenlere nasıl mukabelede bulunduğu soruldu.O da:
- Ben, bana salât-ü selam getirenin selamını mutlaka alırım, benim adımın anıldığı yere bir sahabemi görevlendiririm (Bir sahabenin ismi de zikredilmiş fakat hatırlayamıyor) onu yollarım selamı benim adıma alır ve orayı teşrif eder ama ahir zamanda böyle olmaz.' dedi. Sahabe efendilerimiz:
- Niçin ahir zamanda böyle olmaz? dediler.
- Ahir zamanda zamanın hususiyetinden dolayı bizzat kendim giderim. buyurdular.
Hocamız bize dönüp şöyle dedi:
- Efendimiz (sas) kurbanda sizleri ziyaret ettiler, yaptığınız işten çok memnun kaldılar. Bu kurbanda Efendimizi, (sas) memnun ettiniz, mübarek ruhlarını hoşnut ettiniz. Allah (celle celaluhu) da sizi hoşnut etsin ve sizden razı olsun'' dedi. Herkes kendinden geçmiş ağlıyordu, ben de ağlıyordum. Bu şekilde uyandım, uyandığımda kendimi yatağımda ağlıyor buldum.
Bizler de Efendimiz'in (sas) hoşnutluğuna vesile olan herkese, kurbanlarını bize ve dünyanın başka yerlerine gönderenlere onları buralara intikal ettirip, kesimde ve dağıtımda bizzat hazır bulunanlara kurbandan günler aylar öncesinden bu işin sancısını çekenlere, emeği geçmiş herkese diyoruz ki; 'Emekleriniz zayi olmadı. Sizler Efendiler Efendisi'ni (sas), hoşnut ettiniz. İnşaallah Efendimiz'in hoşnutluğunda Allah'ın rızası vardır. Hepinizden aradığı bu değil mi?' ( 30.11.2009 Zaman )
Kurban Bayramı gibi kutsal zaman dilimini bizler, O'nun ve sevgili Rasülü Hz.Peygamber'in (sas) hoşnutluğunu kazanma fırsatı olarak düşünür, ona ulaşma istikametinde değerlendirebilirsek, anlamına uygun yaşamış oluruz.
Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri'nin aşağıdaki mısralarda dile getirildiği gibi gerçek bayram(lar), gerçek dostların - O ve Kainatın İftihar Tablosu sevgili Rasulü Hz.Muhammet'in (sas) - hoşnutluğunu kazanarak yaşanan bayramlar olacaktır.
Bayramım imdi, bayramım imdi
Bayram edilir dost(lar) ile şimdi.
Hamd-ü senalar, hamd-ü senalar
Dost (lar) ile bayram etti bu gönlüm...
Bayramınız mübarek olsun!
Gönlünüz bereketle dolsun!