Başbakan Tayyip Erdoğan“Terör örgütü er geç kaybedecek”demiş Gaziantep saldırısı üzerine... Doğrudur. Dünyada hiçbir terör örgütü varlığını sürdüremedi; PKK da bir gün diğerlerinin başına gelen âkıbeti tadacak. Er ya da geç...
Ancak dikkatli olunması gereken bir nokta var: Terör örgütleri‘kazanma-kaybetme’ekseninde kurmazlar taktiklerini; gözünü kan bürümüş örgütler illâ ilân edilmiş amaçlarına erişmek için varlıklarını sürdürmezler. Ayrıca‘kazan-kazan’türü sonuçlar alınan oyunlar olduğu gibi‘kaybet-kaybet’üzerine yürütülen oyunlar da vardır.
PKK’nın şimdi başlattığı süreç, zaten kaybedeceğini anlamış bir örgütün, yeniden kurduğu eski ittifaklarının da yönlendirmesiyle, başkalarına da kaybettirmeyi amaçladığı bir süreç olabilir. Türkiye’ye ve/veya Ak Parti’ye kalıcı ve yıkıcı darbeler vurmayı amaçlayan bir süreç...
Türkiye yakın zamanlara kadar bölgesinde pırıl pırıl parlayan bir ışıktı. Herkesle barışık bir ülkeydi Türkiye ve bu sayede ekonomisi de dünyadaki sert türbülanslardan etkilenmiyordu. Seçimlerden güçlenerek çıkan siyasi iktidar dışarıdaki itibarı ve ekonomisine hayat veren istikrarı sayesinde içeride daha önce kimselerin göze alamadığı demokratik adımları atabiliyordu.
Gözleri kamaştırmada en fazla rol oynayan, Suriye’yle kurulan yakın ilişkilerde somutlaşan herkesle iyi geçinmeye dayalı dış politika ve çözümü daha fazla demokratik haklar ile kimlik üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasında arayan‘Kürt sorunu’na yeni yaklaşımdı...
Suriye ile ilişkinin tersine dönmesi,‘Kürt sorunu’nda çözümü demokrasi ve özgürlükler alanında aramaktan vazgeçildiği görüntüsü ülkemizin fiyakasını bozuyor.
Bu iki alandaki bozulmada PKK’nın aktif rolü var; son beş yıl içerisinde iktidarın attığı kararlı ve cesur adımlar yüzünden sürekli köşeye sıkışan PKK, Suriye politikasıyla‘Kürt sorunu’nda yaşanan bozulma sonrasında kendisine rahat bir hareket alanı buldu.
Er geç yenilecek terör örgütü, ama galiba Türkiye’nin pırıl pırıl parlayan görüntüsünü yok ettikten sonra...
‘Kazan-kazan’ilkesinin başarıyla uygulanması şeklinde yürütülen Ak Parti politikaları, PKK’nın oyunu‘kaybet-kaybet’biçimine sokması üzerine farklı bir yöne doğru evrildi. Kanlı saldırılarla zirveye ulaşan gerilim ortamında, Suriye’den de sürekli tehdit algılandığı ve bu durum İran’la ilişkileri de zedelediği için, hükümet terörün kaybetmesi ve PKK’nın yok edilmesi hedefine kilitlendi.
Zaten kaybedecek bir örgüt, hele bir de halkını temsil ettiği iddiasını gözden çıkarmış, başka amaçların bir parçası haline dönüşmüşse, o gözükaralıkta her şeyi yapabilir. Bugün PKK o durumda.
Geçmişte de buna benzer köşeye sıkışmışlıklar yaşamış, o günlerde de benzer yöntemler benimsemişti PKK; iktidarları demokratik ve özgürlükçü yaklaşımları terke zorlayarak vartayı atlattıklarını biliyoruz. Şimdiki beklentileri de farklı değildir.
Hükümet, Ak Parti bu tuzağa düşecek mi? Oyunu PKK’nın istediği gibi‘kaybet-kaybet’zemininde oynarsa düşebilir. Ancak geçmişten alınan derslerle daha önce sarıldığı demokratik ve özgürlükçü yaklaşımlara sahip çıkmaktan vazgeçmeyerek terörü bir daha başını kaldıramayacağı biçimde devre dışı bırakabilir de...
Öyle yapmalı.