Türk milleti dendiği vakit bir daha dönüp bakmalılar, şöyle bir silkelenip besmele çekmeliler. Kimler mi yapacak bu dediklerimi o abdestsiz, namazsız diye aşağıladığımız tüm milletler. Nerde üç kağıtçılık, nerde sahtecilik hepsinde bizim olmamıza ne diyorsunuz?
Nasıl bir millet olduk böyle? Hangi piyangonun amortisiyiz, hangi şans oyunundan düştük dersiniz...
Adliyeleri ziyaret etsek kimlerle karşılaşırız acaba? Savcılığa bırakılan dilekçeler de sizce neler vardır?
Geçen gün sabah kuşağı Sayın Müge Anlı’nın programına rastladım, gencin biri abisinin eşinin paralarını bir güzel yemiş. Genç demekten de utandığım şahıs diyor ki ben diziler de oyunculuk yapacağım, İstanbul’dan başka bir yer de yaşayamam falan filan inanın izlerken fenalaştım.
Yengesi kanser hastasıymış parasını istiyor. Genç borcunu ödesin diye hayır sever vatandaşlar iş teklifi ediyorlar aylık 15 bin TL. teklif etti birisi, yok diyor ben bu işte çalışamam. Anlamadığım olay şu bu şahıs borcunu itiraf ediyor, emniyet kuvvetleri neden el atmıyor bu işe acaba? Alın bu şahsı dolandırıcılıktan emniyette güzel bir film çekin. Şaka gibi bir program izledim. Ablası diyor dolandırıcı değil kardeşim, abisini dolandırdı yabancı değil diyor. Aile için de yapılan işler dolandırıcılık olmuyor.
Çocuklarımızı ne ile besliyoruz?
Temel eğitim aile için de başlar diye boşa denmiyor. Aile bireylerine bakıyorum şaka gibi çocuk tamamen dizilerden kopmuş. Müge Hanıma gerçekten tüm ödüller verilmeli. Bu tür sahne karşısın da siz ne tepki verirdiniz?
Üç kelime ile eğitim, eğitim, eğitim!
Evlatlarınızı eğitemiyorsanız bu çocukları okutun! Köyler de bile bir tane rehber öğretmen olacak. Çocuklara öncelikle emeksiz para kazanılmayacağını öğretmeliler. Japonya, Çin neden her konu da başarılı diye hiç kendinize sordunuz mu? Ben sormaya utanırım. Kendi ülkemin insanını tanımasam sorardım.
Yurtdışında yaşayan Türkler anlatacağım olayları iyi bilirler. Helal süt emmiş gurbetçilerimizi tenzih ederek yazmak istiyorum. Bazı gurbetçiler bulundukları ülkenin iyi niyetlerini suiistimal ediyorlar. Hasta olmadıkları halde kendilerine sahte rapor alıp bedavadan para kazanmak mı istersi. Psikolojik olarak rahatsızlıklarını beyan edip, erken emekli olanları mı istersin, durumu olduğu halde kendini fakir gösterip devletin evinden, suyundan, beyaz eşyalarından faydalanan insanlar mı istersiniz. Sonra Türkler sevilmiyor siz böyle yapın onlar da sizi sevsinler. Sayelerin de tüm Türkleri sahtekâr olarak görüyorlar. Kurunun yanın da yaş yanar misali hayatlar.
Her evin için de bu genç gibi kolay para kazanma arzusu ile yanıp tutuşan çocuklar vardır. Şans oyunları ile başlarlar bu rüya masalına sonrası meçhul hayatlar. Aile olarak bu çocuklara öncelikle helal rızık ve alın teri akıtarak kazanılan paranın daha değerli olduğunu göstermek gerekir. Düşünün karşı da parasını isteyen ağlayan bir yenge var, diğer tarafta ben o işte çalışmam, buraya gitmem, diyen genç demeye utandığım kimse var.
Rabbimin adaleti elbette bir vakit yerini bulur şüphesiz, devletimizin adaletinin de en kısa zaman da bunun gibilerine en ağır şekil de zuhur etmesi için dua ederim.
Bazı insanların anladığı tek dil bazen budur.