Süleyman Nazif Üstadımız “Vatan sağlığa benzer, kaybedilince kıymeti anlaşılır” demiş.
Son gelişmelere baktığımızda görüyoruz ki, etrafımız ciddi anlamda küffar ve onun şaşmaz yardakçılarıyla kuşatılmış vaziyette. Ataları da bunun öyleydi Putin denen hukuk-yasa tanımaz herif aklı sıra Suriye üstünde Akdeniz’e inmeyi hedefliyor. Putin’in ağababaları da bir zamanlar Osmanlının karşısına bu amaçla çıkmış neticede ecdadın kahramanca çarpışması ile ayılar inine gönderilmişti. Fakat uzun süre inlerinde olan bu zihniyet aşağıyı sömürmek için muhtelif entrikalara hamle etmişti. Uçak olayı da bunun en somut örneklerindendi.
Tarihte yaptığımız savaşlardan dolayı Rus’un ayılık ayarını kantar-ı Osmaniden bilmekteyiz. Bizim içimizi acıtan en kötü taraf Müslüman olmasına rağmen tarihte de şimdi de hiçbir zaman yanımızda yer almayıp, bizimle kardeş olmayıp gidip Putin’in kucağına oturan, Rus kâfiriyle aşk yapan İran’ın sergilediği hıyaneti hâvi davranışlarıdır. Bu nasıl bir mezhep taassubu imiş ki kâfirle dost olup Müslümanı düşman olarak gördürüyor. Ya yıllarca maddi manevi desteğimizi görmüş Putin dalkavuğu Çeçen uyuz komutana ne demeli?
İçimizdeki Rus kafalı veya Fransız kafalı dangoslara ne demeli? Bu dangoslar iktidara olan düşmanlıklarından olsa gerek, keşke Putin Türkiye’ye savaş açsa da bu iktidar gününü görse mantığında. Ulan dangalak Putin vatanımızı bombalayınca seni yerli Rus diye kenara mı ayıracak? Seni de bombalayacak Tibet öküzü!!!
Buradaki sorun hükümet veya filanca partinin müdafaası veya yerilmesi durumu değildir. Bu, milli bir durumdur, bu gibi konularda bizim asil milletimiz asırlarca siyasi veya etnik aidiyet saplantılarına girmeden top yekün vatan sevgisi, istiklal ülküsü ile hareket etmiştir. Milli mücadele yıllarında da durum böyle olmadı mı?
İstiklal Harbinin büyük kumandanları komutasında milletimiz yekvücut hareket etmedi mi? Bizi okuyucularımız bilir, biz haksızlık gördüğümüzde her devirde ama her devirde tenkit etmişizdir. Müslüman bir haksızlık gördüğünde susan değil ona tepkisini koyabilen kimsedir. Bu tenkidimiz yapıcıdır, yıkıcı değildir. Her karış toprağında şehit bulunan aziz vatanımın daha müreffeh bir yer olmasına müstenittir.
Ama yukarıda bahsettiğimiz konu milli bir konudur, bu noktada devletimizin yanında yer almamız elzemdir: Ülkemizi bölmeye parçalamaya matuf girişimlerde bulunanlara reaksiyon gösterip birlik ve beraberliğimiz için mücadele etmemiz gereklidir. Irak başta olmak üzere Arap karnıbaharı! diye emperyalist zorbaların, sömürgeci imansızların başlattığı sömürge talanının devamı olarak şimdi de Türkiye karıştırılmak isteniyor. Büyük İsrail’i kurmak için, hızla tükenen yakıt ihtiyaçları için, coğrafi konumları itibarıyla çok önemli ticaret yolları üstünde bulunan birçok Arap ülkesi ele geçirildi fakat tam ortada onlara göre büyük bir “ÇIBAN” durmaktadır. Bu da güçlü bir tarihi önemli bir medeniyet coğrafyasının menbâı olan ve tüm batı kaynaklı kültürel dejenerasyonlara rağmen imanı ve milli müktesebatı herşeyden öte de cesaret ve şecaatiyle asker bir millet olan, milletimizin yaşadığı bu çıban ülke küresel sermayenin patronu olan emperyalist sömürgecilere göre TÜRKİYE’dir.
Selçuklu, Osmanlı ve nihayet Cumhuriyetle bize tevarüs eden uğrunda milyonlarca atamızın can verdiği bu son topraklarımızı müstemleke hale getirebilmek ve Bizans ruhunu tekrar diriltmek için Siyonist ve Haçlı ittifakı daha önce Pkk-Pyd ve en son olarak da İşid’i kurdurarak tarihi emellerini gerçekleştirmek için düğmeye basmışlardır. 3. Dünya Savaşını çıkarmayı amaçlamaktadırlar. Fransa’daki bombalar, Sarı Piton’un uçağı, İşıd katliamları, Pkk saldırıları vs. tasallutlar hepsi bir merkezden yönetilmektedir.
Hal böyle olunca ülke içi siyasi veya gayr-ı siyasi hesaplaşmaları bir tarafa bırakıp küffarın Suriye üstünden ülkemizi bölüp parçalamalarına izin vermemeliyiz. Devleti yıpratarak küffarın ekmeğine yağ sürmemeliyiz. Bizim bizden başka dostumuz yok. Hangi mezhepten, hangi dinden hangi ırktan olursak olalım hepimiz bu cennet vatanın çocuklarıyız, kendi içimizde zaman zaman birbirimize bağırır çağırırız, sitem ederiz, yer yer kavga da edebiliriz ama işin içine vatan girince milli mücadele yıllarında olduğu gibi hemen adaveti bir yana bırakıp birlik oluruz, kardeş oluruz.
Almanya’da sokakta gezerken kendisini hiç tanımadığım halde ülkemin insanından birini görünce gözlerim açılıyor, seviniyorum “Nasılsın Kardeşim” diyebilmenin hazzını yaşıyorum. Peki görmekle sevindiğim bu insanımın mezhebini biliyor muyum ya da onun dünya görüşü ile benimki aynı mı? O halde bizi birbirimize canımızı kaynatan, bizi kardeş hissettiren nedir?
İşte onun adı “VATAN SEVGİSİ”
Yüce Allah’ım ülkemizi Haçlı ve Siyonist kan emicilerden korusun, milletimize kardeşlik ve birlik ruhu ihsan eylesin. Devletimize ve kahraman askerlerimize, güvenlik güçlerimize muzafferiyet nasip eylesin.