En son yazımızda çocuk olmaktan, çocukların duygu dünyasından bahsetmeye çalışmıştık. Bu hafta da konuya devam edelim istedim. Çocuk eğitimi hakkında birçok yazar, ve bu konuda ehli olmuş uzmanlar birçok yazı kaleme almışlardır. Hatta bu konu hakkında çok sayıda kitaplar bulabilirsiniz. Ben konuya farklı boyutta yaklaşmaya çalışacağım. Ben daha çok Peygamberin çocuk sevgisinden bahsedeceğim. Kutlu dogum haftasi olmasi hasebiyle O´nun (a.ş.) çocuk sevgisinden bahsetmek istiyorum. Efendimizin bütün davranışları herkesten çok farklı olduğu gibi, çocuklara karşı tutumu ve sevgiside farklıydı. Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber çocuklar ile çocuk olmasını çok iyi bilirdi. Sokakta bir çocuk ile karşılaştığında mübarek çehresinde gülücükler açardı. Her gördüğü çocuğa sarılır, yanaklarına bir öpücük kondururdu. Ve daha sonra o çocuk hep gül kokardı.
Şefkat Peygamberi onlar ile vakti geçirmesini çok severlerdi. Şefkat abidesi güzel insan, her gördüğü çocukla selamlaşmayı dahi unutmazdı. Çocuktur anlamaz demezdi. Çocuklarla arkadaşça konuşur, onların yanında çocuklaşır, anlayış seviyelerine göre sohbet eder, öğütler verirdi. Sevgisinde katiyyen ayırım yapmazdı, bir yahudinin çocuğu bir müslümanın çocuğu nazarında aynıydı. Hatta bir defasında bir yahudinin çocuğu hastalanmıştı, bunu işiten Peygamber çocuğun ziyaretine dahi gitmiştir. Rahmet Peygamberi bir keresinde savaş esnasında birkaç çocuk iki tarafın arasında kalmış ve öldürülmüşlerdi. Peygamberimiz bu hadiseye çok üzüldü. Sahabîler, “Ya Resulallah, onlar müşrik çocuklarıdır, niçin üzülüyorsunuz? diye sordular. Peygamberimiz, “Onlar doğdukları gibi duruyorlar. Sakın çocukları öldürmeyin, aman çocukları katletmeyin. Her can ilk yaratılışta tertemizdir buyurarak konuya dikkatlerini çekti. Asırlar öncesi O kutlu Nebi bilmiş ki, çocuklar sevgiyle büyür ve gelişir. Sevgiden mahrum kalan çocukların kişiliklerinde büyük sorunlar yaşandığını. Uzman bir pedagogmuş sevgili Peygamberimiz (a.ş.).
Bazı günümüz toplumlarında kız çocukları erkek çocuklarından ayrı tutulduğunu, erkek çocukların ön pilana çıkartıldığını, hatta diri diri gömüldüğü biliyoruz. Böyle zamanlarda Peygamberin kızlara olan şefkat ve sevgisi buna dur demeyi başarabilmiştir. Erkek-Kız ayırım yapanlara şöyle buyurmuşlardır; “Bir adam Hz. Peygamber (şaş)’in yanında oturuyordu. Bir ara bir erkek çocuğu geldi. Adam çocuğu öpüp dizleri üzerine oturttu. Biraz sonra adamın birde kız çocuğu geldi. Adam onu da yanına oturttu. Bunun üzerine Efendimiz (şaş): ‘Niçin ikisini bir tutmadın?’ diyerek adamı kınadı.”( kandehlevi, M. Yusuf, Hayatu’s-Sahabe (ter.Ahmet Meylani) İst. 1980, c. III, s. 46.)
Çocuklarla vakit geçirmeyi boş vakit olarak değerlendirmezdi. Torunları Hasan ve Hüseyini sırtından indirmezdi. Yanaklarına öpücük kondurmayıda asla ihmal etmezdi. Çünkü O yüce Resul şunu çok iyi bilirlerdi, Çocuklara olan sevginin en önemli tezahürü, onları öpmektir.
Peygamberin yanında sekiz yaşından itibaren hizmet eden Enes (r.a.) kendisine hiç bir zaman vurmadığını ve hiç birzaman azarlamadığını bildirmiştir bizlere.
Yazımı Efendimizin mübarek sözleriyle noktalamak istiyorum:
"Kimin kız çocukları olur ve onları (geçindirmede) sabır ve tahammül gösterirse, onlar o kimse için cehenneme siper olur."
“Kimin bir kız çocuğu olur da, onu toprağa gömmez, hor görmez ve erkek çocuğunu ona tercih etmezse, Allah onu cennete koyar
“Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyamet günü o kimseyle ben şöyle yan yana olacağız”
“Çocuğu olan onun hatırı için onunla çocuklaşsın"