Çözüm Sürecine başından bu yana karşı koyuş sergileyerek, barışa olan ön yargılarını anlamımızı sağlayanlar bugünlerde yeni bir proje üzerinde çalışıyorlar.
Projenin adı “BarışTIR.”
Projenin adında hem barış hem de TIR var. Ancak organizasyonu yapanlar, savaşın kurbanı çocuklara cansuyu taşıyan TIRları çevirenlere destek verenler… Evsiz, barınaksız, susuz, ilaçsız, gıdasız ve dermansız bir hâlde olanların beklediği TIRlara operasyon düzenleyenlere kol kanat gerenler.
Bir çocuk daha ölmesin, bir anne daha ağlamasın diye yollara düşenleri, barış ve kardeşlik için sorumluluk alan çözümün mimarlarını hedef alanların yeni maskesi bu proje olacak.
Sivil vesayet arayışı içerisindeyken, başı sıkıştığında “demokrat” görüntüsü verenlerin hayata geçireceği plan da hedef kitle; İlk ve Orta öğrenim öğrencileri…
Öğrencilerle buluşmada anlatılacak konulardan biri “Antisemitizm.”
Onca dert onca sorun var iken barış adına söz de çocuklarla tüm illerde buluşmayı planlayanların derdi Yahudiler…
Antisemitizm, Siyonistlerin geliştirdiği bir söylem olan ve sürekli gizlendikleri, sömürgeci anlayışlarının devamını sağlamak için kullandıkları bir maske… Diğer bir tarifle katliamlarının üstünü örtmek için kullandıkları kamuflaj.
Herhangi bir ırkı veya dini nefret ve korku nesnesi olarak değerlendiren herkesi ben de kınıyorum. Ama ısrarla bu konu üzerinden Siyonizme giydirilmek istenen zırha da karşıyım. Önce Siyonizmin insanlığa sunduğu sömürü projesini çocuklara anlatıp, dünya barışını tehdit edenlerin yaptıklarını göstermek mi önemli yoksa antisemitizm ile yola çıkmak mı? Siyonizm ile mücadele edilmeden dünyaya kalıcı bir barışın getirilmesinin imkânsız olduğunu çocuklara anlatmak anlaşılan birileri için hayli imkânsız.
“BarışTIR”ı Gazze’ye ne zaman uğrayacak? diye sorarak devam edelim.
Bunalımı derinleştikçe kendilerini diyalog, barış ve demokrasi bekçileri ilan edenlerin “BarışTIR” projesinde yer alacak bir başka bölüm “Medyada ve toplumda nefret söylemleri bölümü.”
Oslo’dan bu yana nefret dilini içselleştiren, 7 Şubat ile görülmemiş bir kinle saldıran, dershaneler sürecinde intikam ateşi yakan, çözümü çözümsüzleştirmek için şiddete sarılan, şantaj ve montaj üzerinden kayıt dışı siyaset yapanların böyle bir konuyu seçmeleri de hayli ilginç. İki yıldır kendi yayın organlarında yer alan haberleri çocuklara göstererek, “Biz kin ve nefreti böyle yayıyoruz” diyemeyeceklerine göre medyada ve toplumda nefret söylemleri bölümünde çocuklara ne sergileyecekler anlamakta zorlanıyorum.
Sonra Kürt çocuklara ne anlatacaklar acaba…
Barış olarak sunacakları projeleri ne?
Çözümün mimarlarını hain, daimi bir kardeşlik için çaba sarf edenleri bölücü olarak anlatıp, kendilerine göre tek çözümün faşizm olduğunu açık açık anlatamayacaklarına göre, ne sunacaklar çocuklarımıza…
Projede yer alan bir ifade de şu: “Gerek şehir içi gerekse şehirler arası yol güzergahlarında uğrayacağımız okullarda öğrencilere barış temalı interaktif bir eğitim verilecektir.”
Sanırım barışçıl güçler olarak başından bu yana destek verdikleri gezicilerin eylemleri gösterilecek çocuklara…
Yok beddua seansları düzenlenecekse o başka.
Bekleyip göreceğiz.
Projenin muhtemel tarihi Eylül sonu.
Organizatör ise Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının öncülüğünde kurulan Kültürler Arası Diyalog Platformu. Yani dinler ve kültürlerarası diyalog çalışmalarını sınırlarımızda en etkin yürüten platform…
www.twitter.com/aslandegirmenci
degirmenciaslan@gmail.com