2012 yılının son aylarıydı…
“Memurlara ihbar tuzağı” başlıklı bir haber yapmıştım.
28 Şubat döneminde imzasız ihbar mektupları ile İslamiçevreleri mağdur eden derin yapıların yeni taktiğini deşifre etmiştim.
KCK operasyonları birçok ilde devam ederken, bunu fırsat bilen derin grupların bölgede görev yapan dindar, demokrat, özgürlükçü memurlar hakkında kurumları yanıltacak ihbarlarda bulundukları ortaya çıkmıştı.
Ama sessizlik sürüyordu.
Kurumlar iddiaları yalanlamazken, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da bir çok memurun KCK üyesi olduğunu iddia eden asılsız ihbarların sıkıntı üretmeye devam ettiğini vurguluyordum haberde…
Hatta konu hakkında Özgür Eğitim-Sen ivedi bir araştırma yapıyor, hazırladığı raporunda bizi haklı çıkarıyordu.
Sendika Başkanı Yusuf Tanrıverdi’yi ziyaret ettiğimde şunları söylüyordu: “Özellikle okullarda görev yapan bir çok öğretmen KCK’lı diye fişlemelere tabi tutulmuş. Bu insanlarla birebir yaptığımız görüşmelerde büyük bir plan gördük. Karanlık planın arkasında suçlamalarla uzaktan yakından alakası olmayan eğitimcilerin kafese alınmaya çalışıldığını tespit ettik. Bu konu hakkında ivedi bir çalışma başlattık. Özellikle üyelerimize yönelik inanılmaz bir baskı kurulmuş. Kurumların ihbar hatlarına notlar bırakılmış, imzasız mektuplar ile suçlamalar yönetilmiş. Bazı üyelerimiz hakkında asılsız ihbarlar yüzünden soruşturma bile başlatılmış. Özellikle MEB konunun üzerine gitmeli ve bu karanlık planı bozmalıdır” demişti.
Onlar çalışmalarını sürdürürken ben de boş durmamıştım.
Ancak paralel yapı çoktan tedbir almıştı!
Ama soruşturma tutanakları çoktan MEB koridorlarında konuşulur olmuştu.
Çünkü soruşturma tutanaklarının üst kısmına kalem ile yazılan küçük notlar vardı.
“Cemaat karşıtı”, “İslamcı”, “Radikal”, “Sol görüşlü” vb.
Bu notları da o dönem MEB’deki bazı yetkililere doğrulatmama rağmen belgelerin asıllarına ulaşamamıştım.
Fişleme büyük ve bugün deşifre olmaya başlayan paralel devletin izi o belgelerin üzerinde duruyordu.
Bu soruşturmayı yaşayan kişiler ilerde idareci olarak bir yere başvurduklarında ayrıca bir mağduriyet yaşayacaklar. Türkiye’yi biliyorsunuz! Kişinin Dosyasına bakarlar, sonucun olumlu olmasına bakmadan PKK üyesi olmak suçlamasıyla soruşturma geçirmiş olmanız önünüzün kesilmesi ve haklarınızda mahrum edilmeniz için yeterli sayılır.
O zaman Milli Eğitim Bakanlığı bu skandala imza atanları bugün deşifre edip, gereğini yapmalıdır. Hem bu sağlanırsa kurumlara sızan fişlemecilerin kimler olduğu da net anlaşılır. Paralel devletin amaçları görülür, kendinden olmayan herkese nasıl tuzaklar hazırladığı deşifre edilir.
Unutmadan bu soruşturmalar sonucunda mağduriyet yaşayan öğretmenlerimiz varsa hakları da iade edilmelidir.
www.twitter.com/aslandegirmenci
degirmenciaslan@gmail.com