Kim tarafından söylendiği hiç önemli değil. Bazı kelimelerin veya kelimeciklerin ifade ettiği anlam önemlidir...
''Hırsız evin içinden olursa?''
Çok şeyler ifade ediyor. Bir makale veya kitap ile anlatamayacağımız şeyleri anlatıyor bu cümle bize…
Türkiye'de nasıl ki, demokrasi şehitleri vardır; Merhum Adnan Menderes, Turgut Özal, Muhsin Yazıcıoğlu, Eşref Bitlis ve daha niceleri...
Dünyada da Demokrasi Şehitleri vardır. Bunlardan, yeri doldurulamayacak olanlardan biriside İsveç’in efsaneleşmiş Başbakanı Olof Palme'dir.
Palme kimdi, ne yapmıştı?
Mazlum Dünya halklarından yana çıkıp, emperyalist kampa kafa tutmuştu... Güney Afrika'daki siyahların hakkını savunmak için, Vietnam'daki bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini desteklemek için Amerikan Emperyalizmine kafa tutmuştu.
''Üçüncü Dünya ülkelerinin umudu olmuştu. PKK'yı '' terörist örgüt'' olarak ilan edip, Demokratik Kürt muhalefetine sahip çıkmıştı.
''Terörist örgüt''ün elebaşı A. Öcalan'ın eşine İsveç'te daimi oturum izni vermemişti...Bir Silah şirketinin Hindistan'a silah satmasına mani olmuştu....
Kısacası; Olof Palme mazlumdan, yoksuldan, barıştan yana, zalimlere, sömürücülere karşı dik durmuştu...
Bu durum, elbette ki zalimlerin, kandan ve kargaşadan beslenenlerin hoşuna gitmeyecekti...
Ve 1986 yılı 28 Şubat’ın karanlık gecesinde, bu zalimler pis emellerini kiralık katillerinin aracılığı ile sinema çıkışı barış güvercinini Stockholm’ün göbeğinde vurdular.
Daha önceki yazımda olayın bir yıl öncesinde PKK'nın neler planladığını, katilin ismi ve eşgali hakkında yazdım.
Aradan 4-5 gün geçmesine rağmen sanık, hiçbir itirazda bulunmadı.
Ayrıca sanığın son dönemde çekilmiş bir fotosunu da buldum. Bu Foto ile, cinayetin failinin çizilen robot resmini karşılaştırınız.
Şahsen çok benzerlik gördüm.
Palme cinayeti elbette ki tek başına bir terör örgütü tarafından işlenmiş herhangi bir cinayet değildir.
''Hırsız evden'' olmasaydı, tereyağından kıl çeker gibi bu cinayet işlenemezdi.
Cinayet öncesinde Stockholm'de infaz edilen PKK sorumlularından Semir Kod adlı Çetin Güngör cinayeti, Danimarka'da öldürülüp denize atılan iki PKK’lı, Hollanda’da öldürülen PKK'lı, ve Malmö' de öldürülen PKK'lıların olayı Palme cinayetiyle ilişkilidir.
Bu olay hakkındaki duyumlarımı ve bildiklerimi,5-6 yıl önce İsveç Gizli polisiyle paylaşmıştım.
Nasıl bir yol, yöntem izledi İsveç Gizli Polisi?...sonuç yok...
Boşuna dememişler;'' hırsız evin içinden olursa''(!?)
İsveç medyası ne yaptı peki?...hiç...
Günlerdir Türkiye'de manşetten verilen açıklamalarımı duymazlıktan ve görmemezlikten geldi.
''Aman bize ne?'' diyesi geliyor insanın.
İsveç'te yaşayan Kürtler zaten diken üstünde. Olayı açıklamamam için çok ısrar ettiler. Fakat PKK başkadır, Kürt ve Türk başkadır.
Uluslararası silah ve uyuşturucu tacirlerinin, silah tüccarlarının, Siyonist ve emperyalistlerin, Türkiye'deki derinlerin taşeronluğunu, tetikçiliğini yapan terör örgütü PKK ile Kürt kardeşim arasında bağ kuranlar yanlış yoldadır.
Sonuç olarak: katili açıkladım, katil halen yaşıyor fakat açıklamalarıma karşı henüz bir itirazı olmadı.(?)
Cumartesi günü yaptığım açıklamalar, irili ufaklı tüm Türk medyasında ve internet sitesinde manşetten verildi. Pazar günüde Türkiye’nin 4 tane önemli gazetesi haberi birinci sayfadan duyurdu. Fakat başbakanları öldürülen İsveçlilerden hiçbir ses çıkmadı(?)
Hiç kimseye, Allah muhafaza ''iftira'' etmek gibi bir düşüncem yoktur. Duyduklarımı, yaşadıklarımı ve izlenimlerimi başka kaynaklarca da teyit ettirdikten sonra açıklama yaptım. Gerisi muhataplarına kalmıştır. Benden bu kadar...