Özkökeçlerin Kardeşliği

İbrahim KONURALP

 

-"Ertuğrul Özkök, Türk medyasının başına gelmiş en kötü şeydir.” Bu sizin sözünüz…  Çok ağır bir ifade değil mi? Neden böyle düşünüyorsunuz?
  
Ahmet Kekeç: Çünkü Ertuğrul Özkök’ün Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı o 20 yıl aynı zamanda Türkiye’deki en çalkantılı, en karanlık 20 yıldır. Bu yıllar içinde Özkök maalesef bir gazetecilik çabasında olmadı. Eleştireceğimiz epey husus var. Bu 20 yıl hem Ertuğrul Özkök adına, hem de Türk basını adına utançla anılması gereken yıllardır. O dönem nasıl manşetler attıkları, nasıl gazetecilik yaptıkları ortada.


-Şimdiki Ertuğrul Özkök’le ilgili düşünceleriniz ne peki?

Ahmet Kekeç: Şimdiki Özkök benim de temas halinde olduğum, görüştüğüm biri. Şu anda bir gücü kullanmadığı için eski Ertuğrul Özkök’ten farklı biri var karşımızda. Gücü elinden alınmış durumda ama siyasal tavrı ve yaklaşımı itibariyle çok da fazla değişmiş değil.

(http://www.medyaradar.com/haber/ikilafinbeli-90095/ben-yandasim-nasil-oto-sansur-uygulayayim.html)

Ahmet Kekeç için Ertuğrul Özkök’ü nasıl bilirdiniz sorusunun cevabı: Türkiye’nin en karanlık ve çalkantılı 20 yılı, hem Ertuğrul Özkök adına hem de Türk basına adına utançla anılması gereken yıllardır.

Aynı Ahmet Kekeç için Şimdiki Ertuğrul Özkök’ü nasıl bilirsiniz, sorusunun cevabına gelince:  Temas halinde olduğum, görüştüğüm biri. Gücü elinden alındığı için  farklı bir Ertuğrul Özkök var karşımızda. Yoksa siyasal tavrı ve yaklaşımı fazla değişmiş değil.

O halde niye temas halindesin ve görüşüyorsun?

Ahmet Kekeç’in gayet samimi cevapları karşısında şaşırmalı mıyız? Üzülmeli miyiz? Kızmalı mıyız? Ertuğrul Özkök’ün Genel Yayın Yönetmeni tavrını ve Köşe Yazılarını yıllardır kalemine dolayan ve onu kıyasıya eleştiren bir isim Ahmet Kekeç. Çırağı Salih Tuna da Yenişafak’ta onun miras bıraktığı köşede aynı usulde devam ediyor yazmaya.

Ahmet Kekeç, Ertuğrul Özkök hakkında ne demek istiyor?

Türkiye’nin utanç yıllarında..bir zamanlar aslandı, oysa şimdilerde dişleri söküldü, süt dökmüş kediye döndü. Aramızda bir mesele kalmadı, görüşürüz, konuşuruz, koklaşırız.

Önceki yazımızda belirttiğimiz Doğan Medyası-İktidar Anlaşmasının Doğan Medyası-İktidar Medyası Kardeşliğine dönüştüğünü resmen ilan ediyor Ahmet Kekeç. ‘Ben Devletim’ diyen iktidar sahibinden adaleti yerine getirmesini beklemek ne kadar hakkımızsa, ‘Müslümanım, İslamcı Entelektüel Yazarım’ diyen de belli bir ahlak beklemek o kadar hakkımız.

Ne yazık ki Ahmet Kekeç gibi kişiliğine, edebi duruşuna, yazarlığına saygı duyduğumuz bir isimde bile bu ahlakı bulamıyoruz. Öyle bir isim ki yıllarca Doğan Medyası yazarları ve Ertuğrul Özkök aleyhine yaptığı ‘kalemşörlükle’ kendi mahallesinde itibar kazanmış, saygı duyulmuş, adam yerine konmuş…

Adama sormazlar mı, bunca yıl kanlı bıçaklı, kavgalı idiniz de şimdi neden aranız süt liman oldu? Büyük patronla bu adamların arası iyi oldu, bizim için de hiçbir fikri, siyasi, ilmi, ahlaki, vicdani mesele kalmadı.Öyle mi? Bu kadar kolay mı? Bu kadar kolaymış, öğrendik. Savundukları her fikir, her ahlak, ‘adamına, menfaatine ve dönemine’ göreymiş. Bunu da öğrendik.

Bu mudur yani? Ertuğrul Özkök’ün gazetecilik ve yazarlık ahlakı ne ise, Ahmet Kekeç’in gazetecilik ve yazarlık ahlakı o mudur?

Yazık çok yazık…