…
Yıl, 26 Ocak 1954…
“Millet Partisi”, Ankara Sulh Ceza Mahkemesi tarafından “kapatılmasına karar verilmiştir”…”
Yıl, 20 Haziran 1960…
“Demokrat Parti”, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından “kapatılmasına karar verilmiştir”…”
***
Yıl 1963…
“Anayasa Mahkemesi” kurulmuştur…
Yıl 1968…
Anayasa Mahkemesi tarafından;
“İşçi-Çiftçi Partisi”’nin “kapatılmasına karar verilmiştir”…
Yıl 1971…
“Milli Nizam Partisi”’nin ve aynı yıl içinde “Türkiye İleri Ülkü Partisi” ile “Türkiye İşçi Partisi”’nin “kapatılmasına karar verilmiştir”…
***
Yıl 1972…1980…1991…1992…1993…1994…1996…1997…1998… 1999…2001…2003…
Ve…Yıl, 2009…
Demokratik Toplum Partisi (DTP)…
“…aykırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiği anlaşıldığından, Anayasa'nın (…) ve (...) maddeleriyle 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun (…) ve (…) maddeleri gereğince kapatılmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.”
***
Türkiye + Çok partili siyasi yaşamı = 27 siyasi parti kapatılmıştır!…
***
O günden, bugüne…
Neredeyse her yıla bir “parti kapatma” düşmüş!...
Siyasi partilerin tümüyle kapatıldığı “Askeri müdahaleler” hariç, hakkında açılan “kapatma davası” reddedilen buna mukabil “hazine yardımı” kesilmesi cezası verilen onlarca parti de cabası!…
***
!...
Peki, her “kapatma” ardından “taraftarlarına” ve “topluma” “sağduyu” çağrısı yaptığımız güzel yurdumda, şu anda yasal olarak “63 siyasi partinin” var olup, hepsinin de faaliyette olduğu acaba “neyin” izahıdır?!…
***
O halde;
“Kapatma” çözüm müdür?!
Görülüyor ki değildir!...
Kapatılan sadece partinin “ismi” midir?!...
Anlaşılıyor ki, öyledir!...
Yani…
“Kapaaatttım” demekle, iş bitmiyor?!...
“Bir taraf” “kapattım!” dediğinde…
“Diğer taraf” “açtım!” diyor…
“Oy birliği” ile kapatılıyor…
“Gönül birliğiyle” yeniden açılıyor…
“Milletin açtığını, yine millet kapatmayınca”…
“Değişen”?!...
Sadece “tabela” oluyor!...
Bir “kısır döngü” böyle sürüp gidiyor!…
***
Ne zamana kadar mı?...
“Anayasa”’da ve “Siyasi Partiler Kanunu”’nda siyasi partilere uygulanacak müeyyidelerde “değişikliklerin”;
“Acilen!”…
“İvedilikle!”…
“Vakit kaybetmeden!”…
“Çok hızlı!”…
“Süratle!” yapılana kadar!...
***
“Evrensel hukuk kurallarının” işletilerek yapılması gereken bu “değişiklik ve düzenlemeler”, elbet birgün “sağduyulu” ve “iktidar” olan bir “hükümet” tarafından yapılana kadar…
Biz yine de;
“Darbe heveslilerini”…
“Kaos sevicileri”…
"Millet iradesini yok sayan", "demokrasi düşmanlarını" “lânetleyelim!”…
“Karanlık zihniyetin değirmenine su taşımamak” adına…
Ve “Gelecek güneşli günlerin hatırına” “sağduyumuzdan” asla ödün vermeyelim!...