Ormanda Ziyafet

Fatma Ç. KABADAYI

Toplumumuzun yarısı şair yazar malum. Keşke hepsi de okur olabilseydi diyoruz zaman zaman. Yazdıklarımızın okunması bize ilham veriyor gizli gizli.

Edepten gelen edebiyat bazen bir terapi bazen söyleyemediklerimizi bu imkanla aktarma bazen öğrendiklerimizi paylaşma olarak kalemden kağıda dökülüyor.

Yazmayı seviyoruz. Nesir, makale, deneme ayırt etmiyoruz. Ne anlatacağımızı, nasıl anlatacağımıza göre tür seçiyoruz. Bazen de tür bizi seçiyor, o yönlendiriyor. Kendiliğinden akıyor türe. Şiiri toplum olarak ayrı bir seviyoruz. Kelimelerin dans edişini. Yazı kadar şiirlere de dili kullanmayı. Ben bu kez anlatmak istediğimi ilk kez bu tür bir şiir ile yazdım. Bakalım beğenecek misiniz?

ZİYAFET

Ormanların kralı ziyafet düzenlemiş,

“Kurt, kuzu, çakal, yılan hepiniz gelin” demiş.

Elbette bu davete icabet etmek lazım,

Üşenmemiş hiç biri dememiş nemelazım.

Bol ağaçlı bir yerde eğlenceler başlamış,

Her biri mutluluğa neşesini işlemiş.

Çoğunun isteğiymiş; aslanla yakın olmak,

“Kralın dostu” diye ormanda bir nam salmak.

Kimi koymuş önüne payına düşen eti,

Kimi başından kovmuş ona gelen laneti.

Yılan bir kaç konuğun bilgisini yoklamış,

Anlatmış geçmişini zehirini saklamış.

“Neler çektim bilseniz hayatta hep süründüm,

Kötü dediler diye kötülüğe büründüm.”

Eğlence devam etmiş bin bir çeşit yemekle

Dostluk kolay kurulmaz kaç bin türlü emekle.

Fil şarkılar söylemiş, eşlik etmiş karınca,

Çığlık atmış maymunlar tam zirveye varınca.

Kurt herkesi süzerek tanımaya çalışmış,

Aslında bu ortama gelir gelmez alışmış.

Bakmış ki masum yüzlü alçak gönüllü kuzu,

Gözüne kestirince uzatmış ona tuzu.

“Etin, otun tadı yok, ben çok tat alamadım,

Herkes çok ısrar etti, onlarla kalamadım”

Bizimki çok imrenmiş “Ne güzel dostları var”

Yaralansa köşede mutlaka biri sarar.”

İsteseydi kalırdı buraya hiç gelmezdi,

Tuzunu paylaşmazdı, tanımadan vermezdi

Kuzucuk karar kılmış onun dost olduğunda,

“Görüşelim arkadaş vaktiniz olduğunda”

Kurt kaldırmış başını göğe doğru ses etmiş,

Sesine ay ve yıldız, hepsi de eşlik etmiş.

Gece çekip giderken hepsi dans ediyormuş,

Kuzu kurda bakarak “yetenekli” diyormuş.

Günler sonra bir vakit buluşmuş bizimkiler,

Kuzu ağıla varmış “burası bizim kiler’

Kurt bakıp küçümsemiş demiş “fazla bir şey yok,

İkram kabul edemem benim karnım zaten tok.”

Üzülmüş bizim kuzu, kendince mahcup olmuş,

Başını eğmiş hemen çünkü gözleri dolmuş.

Kurt fark etmiş durumu, “biraz da dolaşalım

Düşman görürsek eğer beraber dalaşalım”

“Olur” demiş bizimki hemen çıkmışlar yola,

Öylesine güvenmiş gitmişler hep kol kola.

“Çağırdım dostlarımı onlar da gelir” demiş

“Neler aldım bir bilsen etler, çeşitli yemiş.”

Kuzu iştahlandıkça anlatmış kurt bıkmadan,

Yol boyunca zıplamış ortalığı yıkmadan.

Kurt getirmiş kuzuyu bir ahıra kapatmış,

Sesi çıkmasın diye üstüne saman atmış.

Çok şaşırmış kuzucuk anlamamış niyeti,

Güvenmenin sonunda hep bu mudur diyeti?

18 Mart 2024

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.