Hep söylerim, ‘iktisat’ bilmek pek bir işe yaramaz ama bilmemek büyük bir eksiğe neden olabilir...
Askerler hiç ekonomi konuşmazlar... Dün gibi hatırlarım 1971 Darbesi sırasında sıkıyönetimin ilk bildirilerinden biri et fiyatları nedeniyle kasaplara karşı yayınlanmıştı... Arz ve talep yasasının ‘emir’ dinleyeceğini sanıyorlardı.
***
Dünyanın ve bir ülkenin nereye doğru seyredeceğini anlamının en iyi pusulası ‘dünya ekonomik sistemini’ izlemektir...
Birisi merak eder ve arşivlere girer ise kendisi de eski bir asker olan Panama Devlet Başkanı Manuel Noriega’nın 1989 yılında Amerikalılarca sallasırt alınıp götürülmesi ertesinde, dünya sisteminin ‘asker değil, tüccar devlet’ arzu ettiğini yazdığımı görür.
Çünkü ‘Sanayi Dönemi’nden ‘Sanayi Sonrası Dönem’e geçiliyordu...
Sistemin askere olan ihtiyacı azalırken, halkların nitelikli ve yüksek kaliteli bir talep oluşturmasına olan ihtiyacı artıyordu...
***
Her şeyde olduğu gibi dünya sistemindeki bu değişim talebi de buralarda geç duyuldu, zor anlaşıldı.
Şimdi de tümüyle anlaşıldı diyemem...
‘Kent Dindarlığı’ kitabımda da uzun uzun anlattığım gibi 57 Müslüman ülke var, bu ülkeler dünya nüfusunun dörtte birini oluştururken, dünya üretimine ancak yüzde 10 kadar katkıda bulunuyorlar... Dünya sistemi ise Türkiye’nin rol modelliğinde bu ülkeleri ‘demokrat-Müslüman’ yapmak, zenginleştirmek ve Steve Jobs’un müşterisi haline getirmek istiyor...
Böyle baktığımızda, ‘Arap Baharı’ Türkiye’de başladı da denilebilir.
***
Askerlerin bir kısmı bunu anlamadı, kavrayamayanlar arasında Orgeneral İlker Başbuğ da var... Türkiye ‘askeri bir cumhuriyet’ olarak diğer 57 ülkeye model olamazdı, bu nedenle askeriyeyi asli görevine dönmeye zorlayan bir irade devreye girdi. Başbuğ, dünyadaki değişimi, dünya sisteminin talebini, Türkiye’nin NATO ülkesi olduğunu ıskaladı, daha temiz, demokrat, özgür ve zengin bir Türkiye için yaşamını heba eden aydınlarla bire bir polemiğe girdi, Taraf Gazetesi’ne doğru olmadığını adı gibi bildiği ağır suçlamalarda bulundu.
Bir yandan temizlenmeye kısmen yeşil ışık yakarken, büyük ölçüde de engel oldu...
Tavizsiz bir şekilde iddiaların üzerine gitseydi bugün konumu muhtemelen başka olacaktı ama İnternet Andıcı Davası iddiaları doğru ise zaten bunu yapamazdı.
***
Dünya sistemini okuma zorunluluğu askerler olduğu kadar sivil iktidarlar için de geçerli...
Türkiye’den istenen sadece ‘sivilleşme’ değil, ‘demokratikleşme’ de...
Başbuğ içerde ama 12 Eylül, hukuku ve tüm mevzuatı ile yürürlükte...
Anti-militarizm ön şart ama yeterli şart değil çünkü tek başına ‘demokrasi’ anlamına gelmiyor...
Kürt sorunu, Alevi sorunu, azınlıklar sorunu, özünde ‘temel hak ve özgürlükler’ sorunu olduğu halde bir türlü ‘demokratikleşmeyi’ gerçekleştiremediğimiz için çözülemiyor...
Türkiye’nin bir ‘demokrasi devrimine’ ihtiyacı var... AB tam üyeliğinin bu açıdan da büyük önemi bulunuyor ama Ankara bunu da saha dışına atmakta...
Dilerim, üstü şiddetle örtülmeye çalışılan Uludere faciası siyasal iktidarın olup bitene yeniden bakması için vesile olur...
***
Bizim Genelkurmay bugüne kadar ‘siyasi parti’ gibi davrandığı için Harp Akademileri’ndeki subayları da ‘iktisat’ ve ‘dünya sistemini’ anlamaya yönelik değil, ‘Ergenekon sanığı’ iktisat hocalarının propagandalarıyla eğitir...
Yoksa iyi bir eğitim almış bir kurmayın bu anlattıklarımı görmemesine imkan yok...
Göremeyip, ısrarla yanlış yaptığın vakit hayat insanı cezalandırıyor...
***
Başta söyledim...
İktisat bilmek pek bir işe yaramaz ama bilmemek büyük bir eksiğe neden olabilir...
Genelkurmay’a, kurmaylara doğru dürüst iktisat öğretin...
Orgeneral Başbuğ’un yanlışı da uluslararası ekonomiyi doğru dürüst okuyamaması, yeterince çözememesi oldu... ‘Askeri cumhuriyet’lerin çöküşe geçtiğini, demokratikleşme mecburiyetini göremedi...