ONU SİYASETE BEN KAZANDIRDIM?!

Fatih KAPLANDERE

ONU SİYASETE BEN KAZANDIRDIM?!

Cumhurbaşkanı seçimlerinin ardından muhalefetin ağzına doladığı ve yapmak istediği Recep Tayyip Erdoğan’ın milletvekilliğini düşürmek için tüm hukuk girişimleri bir bir boş çıkıyor ve geri dönüyor.

Kendi partilerinin içinde açılan muhalif bayrakları görmeden başka işlerle uğraşmak ne kadar boş ve anlamsız çabalar olduğunu görmemezlikten gelmek kör yürüyüşü gibi bir şey.

Ak parti kongresine katılmayacaklarını deklare etmelerine rağmen CHP ikinci adam düzeyinde kongreye katılmakta bir beis görmedi. Parti içi muhalefet bir kere daha gün yüzüne çıkmış oldu.

Açılan isyan bayraklarından biri de Sayın Gürsel Tekin’in elinde sallanacağa benziyor CHP kurultayında.

Ak parti kongresinde Genel Başkanlık koltuğuna oturan Ahmet Davutoğlu siyasete kazandırılmış bir değer olduğunu icraatları ile de göstermiş oldu.

Siyasete kazandırılmış bir değer olan Sayın Davutoğlu hem akademik, hem kültürel, hem de siyasi olarak kariyerinin en zirvesine ulaşmış gibi görünüyor. Önünde sadece atacağı sondan bir önceki basamak var oda başbakanlık.

Kendisini siyasete kazandıran Sayın Gül ile su sıralarda Ak parti içinde karşı karşıya kalmak gibi bir durum söz konusu.

Başbakanlığı sırasında bu duruma gelineceğini görseydi acaba Sayın Gül, Davutoğlu’ nu siyasete lanse eder miydi bilinmez.

Ancak Davutoğlu’ nun bu süreç içinde kendisinin siyasi olarak yetiştirmesi dışişlerindeki başarılı performansının üstüne akademik kariyeri de eklenince tam bir devlet adamı olduğunu ispatlamış oldu.

Sayın Gül’e siyasi bir krizde Sayın Hayrunnisa hanımdan geldi. Son açıklamaları bir first lady'e hiç yakışmadı kanaatimizce.

 Ve yıllar sonra Hayrünnisa Gül Köşk'e veda resepsiyonun da, yıllar önce Arslan Güner’in kendisine yaptığını, hiçbir Cumhurbaşkanlığı resepsiyonuna katılamamasının sebeplerinden biri olan ve o zihniyete karşı mücadele etmiş bir gazeteciye yapar.

Yıllar önce Büyükanıt’ tan Çankaya yolunu kesecek muhtıra koparmaya çalışan, hakaretlere uğradığı mitinglerden coşkulu yazılar yazan Murat Yetkin ve Muharrem Sarıkaya’ya özel demeç verir ve şöyle der: “Bugünlerde yaşadıklarım beni 28 Şubat’tan daha çok üzdü. İntifadayı ben başlatıyorum.”

Cumhurbaşkanlığı makamında birinin eşi aracılığı ile kendisi hakkında yorumlara tepkisi mevcut durumunu en hafife indirgemekten öte gitmiyor maalesef.

Sayın Gül’ün beyefendi tavrı ve uzlaşmacı siyasi politik duruşu hiç bu kadar zedelenmemişti. Medyadaki muhalifler açıkta mal bulmuş mağribi gibi üzerine atladılar bu çıkışın ancak bir şey çıkmayacağı şimdiden belli oldu.

Sayın Gül, hakkında yapılan tüm olumsuz eleştirileri doğrularcasına oluşan bu durum siyasi geleceğini de son derece olumsuz etkileyecek gibi duruyor.

Sayın Gül’ün, eşi olan Hayrunnisa hanımın çıkışı Davudoğlu ile girdiği adı konmamış siyasi yarışa bir değil birkaç boy geride başlamasına sebep olacak.

Sayın Davutoğlu’ nun yetiştiği camianın bu coğrafyanın sağduyulu yanından eğitim alarak bu durumlara geldiğini göstermiş oldu.

Sayın Davutoğlu’nun, ekmeğini yediği çorbasını içtiği membaın mümtaz, eşsiz ve paha biçilmez olduğunu ayrıca bu ülkeye hizmet eden bir necip grup olduğunu gösterdi.

Sayın Davutoğlu’na çıktığı bu yoldu başarılar diliyor, korkmadan, gücenmeden, eğilmeden, bükülmeden hizmet etmesini canı gönülden diliyorum.

Allah cc. yar ve yardımcısı olsun.

Vesselam. Kalın sağlıcakla...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.