Önce kelimelerimizi aldılar
Önce kelimemizi aldılar cümlemizi
Sonra gülümsememizi
Ve bize dair ne varsa hor gördüler
Sokağı çarşıyı bostanı ve bağı bozdular
Çünkü onlar zalim yabancı ve yozdular
Gün geldi her şeyimizi aldılar da yine kızdılar
Aldıkça daha çok istediler ve azdılar
Dağlarımıza çıktılar töremizi bozdular
Yolumuzu kestiler haramilerden beter
Bazıları onları yoldaş sandılar
Oysa geçtiğimiz geçitlere nice kuyu kazdılar
Yaktılar, yıktılar ateşi küllenmiş közdüler
Onlar insanımızı sürekli ezdiler ezdiler
Ve önümüze ardımıza nice engel dizdiler
Kimsiniz diye sorduk güya ‘bizden’diler
Oysa milletimize ait ne varsa ezdiler
Gülleri yolup bülbülleri vurdular
Gökte hiç kuş bırakmadı kanatlarını kırdılar
Ki hakka yabancı düşman ve gerçekten kördüler
Kendilerince güneşi ayı ve yıldızları yordular
Ekin hasat olmadan tarlamızı sürdüler
Güya bizdendiler ama hep eldiler
Dillerinde ellerin sözü gerçekleri sildiler
Bize ait ne varsa hepsini hoyratça aldılar
Sonra ilimize üşüştüler ve başakları yoldular
Haramiydiler hem de kırk binlerce harami
Dağı taşı, toprak ve suyu gökyüzünü çaldılar
Dahası bizden bizi çaldılar da biz bize el olduk
Toprağa ağaca ve ırmağa el koydular
Dağlarımızda derin mağaralar oydular
Ve oralara kendilerinden olanları koydular
Buradaki adamları da onlara uydular
Sonra bize ait ne varsa hepsini soydular
Aldılar üstümüzden bizi koruyan nemiz varsa
Kıymetlerimiz onlar için belli ki parsa
Yeryüzü asla dayanmaz böyle bir hırsa
Bir gün gökten görünmez askerler gelipte sarsa
Çıkarsa bizi onların kuşatmasını yarsa
Ve bileğimizden, dilimizden zihnimizden prangaları kırsa
Konuştuk ve baktık ki kelimelerimiz kayıp
Birbirimizi anlamayadık ki bu ne büyük ayıp
Ne kadar değerimiz varsa hepsini sayıp
Herşeyimizi böldüler ve şimdi onlar da kayıp
Bizi parça parça edip yeryüzüne yayıp
Ve kuruldular obamıza kıymetini bilip
Ve şimdi sormak vaktidir sormazsak bunların hesabını
Nesiller boyu çekeriz yapılanların utancını azabını…