“Yarına çıkacağımız belli değil” deriz de kendimiz bile inanmayız bazen. Her ne kadar ölümden korkmuyorum diyenler olsa da hangimiz ölüme hazırız ki?
Bugün bizim köyden Mehmet Amca vefat etti. Yapraklar bir bir dökülüyor, şehirde cenaze evini pek bilen olmaz ama köy yerlerinde bütün evlere ateş düşer. Çünkü herkes birbirinin akrabası, yakını, tanıdığıdır. Muhakkak bir bağlantısı, bir yaşanmışlığı, bir sürü hatırası vardır. Akrabalık çok uzaktan bile olsa –ki bu çok düşük bir ihtimal- kardeş kadar yakın olan komşular vardır.
Köy ortamı ilçelerden de şehirden de farklıdır. Orda bütün köy farklı bir sevgi, saygı, birlik, bütünlük içerisinde hayat sürer. Birinin derdi bütün köyün derdidir.
Her ne kadar memleketten uzak olsak da nasıl olduğunu, ölümün onu nasıl yakaladığını sorup öğreniyoruz. Kendisi ciğerlerini üşüttüğü için Kayseri’de doktora gitmek üzere köyden gelmiş ama sabah banyoda ayağı kayıp düşmüş. Beyin kanaması…
Allah rahmet eylesin. İNNA LİLLAHİ VE İNNA RACİUN.
Bugün bu üzücü haber yüzünden akrabalar arası telefon trafiği hayli fazla. “Başınız sağ olsun, toprağı bol olsun, mekânı cennet olsun” derken anlıyorsunuz ki ölüm her an ensemizde. Ablam cümlesini şöyle bitiriyor “Ne kadar plan yaparsan yap, yarına çıkacağımız belli değil.”
Çok haklı.
Kırıp döküyor muyuz insanları yoksa mutlu mu ediyoruz üç günlük dünyada, her adımda günaha mı giriyoruz yoksa aman kul hakkı diyerek çok mu ince eleyip sık dokuyoruz, küstüklerimizle barışıyor muyuz yoksa sandığı kilitleyip bir daha açmıyor muyuz? Yalan dünyanın Allah dostları için bir azap yeri olduğunu bilsek de yaşamanın ne kadar güzel olduğunu da biliyoruz. Bazen dünyanın yalan olunduğunu unutup sıkıntılarından şikâyet ediyor, halimize hamd etmeyi unutuyor, kimi zaman elimizde olmayan sebepler için kendimizi yiyip bitiriyoruz. Sevdiklerimize yeterli zaman ayırmıyor, ayırdığımızda da çok doğru cümleler sarf etmiyoruz.
Biz belki de yaşamayı da beceremiyoruz.
Bugün Mehmet Amca vefat etti. Yarın da diğer günde sayısız sebepten sayısız vefat haberi alacağız. Her canlının ölümü tadacağı gerçeğini unutmamak adına ölümü her gün hatırlasak da dünümüzle bugünümüz aynı ise gerçekten zararda olduğumuzu söylenmemiş miydi? Biz nerde hata yapıyoruz?
Allah ölümün de hayırlısını versin diyen büyüklerimizin haklılığını inkâr etmek haksızlık olmaz mı?
Birkaç ay sonra bu vefattan haber olmayan biri onu sorduğunda “Mehmet Çetin? Akköylü eski muhtarı sordun değil mi? Öldü ya o…” denilip geçilecek. Her acı gibi o da kabullenilip unutulacak. Önemli olan rahmetle anılmak… Allah bizlere de vefatımızdan sonra rahmetle anılan kullardan olmayı nasip etsin.
Mehmet amcamıza Allah’tan rahmet diliyorum. Çocuklarına, torunlarına, yıllarca aynı yastığa baş koyduğu Fadime Ablama sabırlar diliyorum. Mehmet Amca da ölümü hiç unutmayanlardandı. Mekânı cennet olsun.
… Ölüm her an yanımızda, Allah ölümün de hayırlısını versin.