22.02.2011 Salı akşamı Seyr FM’de Habername Genel Yayın Yönetmeni Kemal Bozkurt ile birlikte Habername Başyazarı Recep Koçak Bey’in canlı yayın konuğu olmuştuk. Programı Recep Koçak Bey hem hazırlıyor, hem sunuyor. Recep Koçak Bey aynı zamanda Deniz Feneri’nde Yönetim Kurulu Üyesi. Yani iyiliğin adresinde görevli. Programın adı ise “İYİLİĞİN SEYR HALİ”. Aynı ekip ilki ÇAY TV’de olmak üzere ikinci canlı yayın buluşmamızdı. Oldukça hoş bir program olmuştu. ASDER üyeliğim vesilesi ile bir manada ASDER(ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ) ve DENİZFENERİ buluşması gibiydi. Yani Adaletin ve iyiliğin buluşması. Program boyunca çeşitli anonslarımız olmuştu. Bu anonslarımız sonucunda çalışmalarımızdan haberdar olan okuyucu ve elbette Radyo vasıtası ile dinleyicilerimiz vardı. Bu dinleyicilerimizden biri var ki kalemi eline almış ve içinden gelenleri satırlara döküvermiş. Kendisi bana önce GSM hattımdan sonra da yazdıklarını faks ile göndererek ulaştı.
Osmaniye- Kadirli’den Teslime Gülsen NURDOĞAN Hanımefendi’nin o güzel mektubunu sizlerle paylaşmak istedim.
“KAF-U NUN”
“Bismillahirrahmanirrahim. Nun, Kaleme ve (onunla) yazılanlara andolsun ki” Kalem Suresi-1
Bu ayeti okurken Allah (c.c.) adına yazılanları düşünürüm. Baki Rabbim kalemi, dolayısıyla yazılanları övmüş derim. Ve bu da benim yazma aşkımı artırır. Ve çocukluğuma kadar giderim. Bir zamanlar rüyamda gördüğüm sağ avucumun içinde yazan Allah Lafzı celalini hatırlarım. Henüz Kur’an okumasını bile bilmediğim o dönemde bu rüya beni ne büyük heyecanlara düşürmüştü. Kendimce dedim ki; “Ben Kur’an’ı okumasını öğreneceğim. Ve hatta Kur’an ile ilgili yazılar yazacağım” dedim.
Ve gerçekten şimdi düşünüyorum, ben Kur’an’ı öğrendim. Sadece lafzından okumayı değil,ayetlerin manalarını da öğrendim.Hatta Kur’an’da şöyle buyrulur.”Onlar Kur’an’ı okuyup da düşünmezlermi?” hitabı celilesince Rabbim ne diyor bu ayette diye uzun uzun, inceden inceye tefsirlerden, meallerden anlamaya çalışarak fikrederim. Böyle yapmam bana tarif edemeyeceğim bir letafet ve hassasiyet kazandırır.O’nunla (Allah.(c.c.)) yatar O’nunla kalkarım. Otururken, yatarken, yürürken Allah c.c.’nün bu hitaplarını (ayet-i kerimeleri) düşünür, O’nun biz kullarına ne kadar yakın olduğunu ve ne kaadr merhametli olduğunu hatırlarım.
Ve evet; ta çocukken rüyamda sağ avucumun içinde lafza-i celalini görmüşüm ve ondan sonra da gene rüyada Resulullah A.S.M’ın hitabını duymuşum ”yaz” diye. Hiç kimseye övünme falan değil bu. Mutluyum, mutluluğumu anlatıyorum.
Yazmak benim aşkımdı.. Bu aşk, masalları ve hikayeleri okurken başladı.
Masallar…! O çocuk ruhumla yedi deryayı dolaşır öyle bir kapıdan girerim ki; o kapının üstünde “Giren bin pişman, girmeyen bir pişman” yazar. Bin pişman olacağımı bilsem de o kapıdan girmeyi tercih ederim. Çünkü azminiz ve cesaretinizle ondaki bin bir güçlüğü yeneceksinizdir. Bin tane oyun vardır oyun içinde. Bazen cennet görünün, cehennem bazan. Peri kızının bayıltan güzelliğindedir şeytan. Ama onun öyle bir sevdası vardır ki o bin oyundan o aşkla kurtulur.
Çocukken böyle gezdim alemleri hikaye ve masallarda. Hep bilinmeyen o alemi özledim. Bir şarkı oldu dilimde. Orda bir kör var uzakta.O köy bizim köyümüzdür. Gitmesek te, kalmasak ta o köy bizim köyümüzdür
Ve kalem özlediği bu köyü yazmak ister. Bir ömür yazar durur, nefesi tükeninceye kadar. Ve bir gün vuslat olur…. hasretim… Can cananını bulur.
Kalem suresi. Nun ve kalem. Bunları anımsatır bana. “Nun” için bir de Resulullah A.S.M’ın duası va. Kaf ve Nun diye geçer duanın içinde.
Bir de şöyle bir söz işitmişimdir. Allah’ın hazineleri kaf ve nun arasındadır.Allah’ın bitmeyen hazinelerini düşürüm. Allah’ın isteyin yeter ki her şeyler vereceğini düşünürüm.
Ve can dosta derim ki:
Emr-i maruf nehy-i münker edelim.
Edelim de cennetlere gidelim.
Gel seninle kaf-u nun’a gidelim.
İsm-i şerif bir araya getiriyor bizi.
Teslime Gülsen NURDOĞAN
Teşekkürler Teslime Hanım.
Duygu yüklü mektubunla beni de duygulandırdın. Umarım okuyucularımız da aynı duygular ile coşacaktır.
Ahmet TÜRKAN – HABERNAME