AKLIMA TAKILANLAR GÖZÜME TAKILANLAR
İlk yazımızda kütüphanelerimizde bulunan değerli kitaplarımızın bir dekor bir süs olmaktan öteye bir anlamı olmadığından ve muhakkak kitap okuma alışkanlığı kazanmamız gerektiğinden bahsetmiştim. Ben bir eğitimci bir kanaat önderi değilim. Köşemin adından da anlaşıldığı üzere aklıma ve gözüme takılan ve önemli gördüğüm konuları tahlil etmeye görüşlerimi sizlerle paylaşmaya çalışıyorum.
Okumak öğrenmek ve bilgiye ulaşmak bilgi sahibi olmaktır. Bir alanda bilgi sahibi olmak güçlü olmaktır prestijdir itibardır şereftir. Kuranı Kerimde ‘’Hiç bilenlerle bilmeyen bir olur mu?’’ diyerek okumanın ve ilmin önemi vurgulanmaktadır. Peygamber Efendimiz de ‘’İlim Çin de de olsa gidin alın’’ buyurmuştur. Ama Efendimiz şunu da söylemiştir: ‘’Faydasız ilimden Allaha sığınırım’’. Bu nedenle bugün ne okumalı ve nasıl okumalı tartışması yapmak istiyorum. Aslında Kuranı Kerimde ‘’Oku seni yaratan Rabbin adıyla’’ diye başlarken bize okumanın sınırları hakkında bir ipucu bir işaret veriyor. Okuma konusunun aklıma gelen birkaç alt başlığı var. Ne okumak veya ne okumamak, nasıl okumak niçin okumak gibi. Bu konu açılımı çok geniş ve önemli. Çünkü bugün o kadar çok okunacak kitap eser yayın var ki bunların sahih olup olmadığı, gerekli olup olmadığı ve bize uygun olup olmadığı bakımından değerlendirilmesi gerekir. Okunacak ve okunması gereken eserlerin yayınların çokluğu karşısında okunacak kitaplarda da seçici olmak zorundayız. İlgi alanımıza giren her kitabı da okumamız mümkün değil. O halde nasıl bir seçim nasıl bir sıralama yapalım? Kuran ve Hadis gibi dini veya yaptığımız işle ilgili mesleki temel kitaplarımız öncelikli tercihimiz olmalıdır. Bundan sonra diğer kitaplar arasında tercih yapılabilir. Dini veya mesleki veya sosyal hangi kitap olursa olsun muteber kitapları tercih etmeliyiz. Bugün bir çok yayın bilgi kirliliği ve dezenformasyon ve yönlendirme amaçlı olduğundan dikkatli seçim yapmalıyız.
Okumak öğrenmek bilgi sahibi olmaktır demiştik. Niçin neden okumalıyız sorusunun cevabı da öğrenmek ve bilgi sahibi olmaktır. İnsanların en hayırlısı başkalarına en çok faydası olandır. Bu fayda bizim bilgi ve birikimimize o da temelde okuma ve öğrenmeye bağlıdır. İçinde bulunduğumuz topluma faydalı olmak için maddi ve manevi bilgi ve birikimimizi artırmak için verimli ve faydalı okumamız önemlidir. Yeri gelmişken merhum Profesör Es’ad Coşan Hocamızın anlattığı bir anekdotu nakletmek istiyorum: Beş Çinli Amerikada bir kiliseye giderler. Çinliler sırf merak ettikleri için Hıristiyan olmayı düşünmeden kilise papazından İncil hakkında bilgi vermesini rica ederler. Papaz onları bir üniversitede bir jeoloji profesörüne gönderir. Jeoloji profesörü İncilin Tekvin Bab’ını dünyanın yaratılışı hakkındaki bölümü öyle bir güzel anlatır ki hıristyan olmak akıllarından geçmeyen bu beş Çinli hepsi de Hıristiyan olur. Es’ad Hocamız bunu bize anlattıktan sonra (sene Kasım 1984) onlar Hıristiyan siz Müslümansınız. O Jeoloji Profesörü dinini öyle güzel anlatarak insanları Hıristiyan olmasına sebeboluyor. Sizin dininiz Hak ise ondan daha güzel dininizi anlatmalısınız diyerek bizi İslamı en güzel şekilde anlatmaya teşvik etmişti. Tabii bunun için önce bizim İslamı iyi öğrenmeye ve yaşamaya ihtiyacımız var.
Bugün herkesin ev hanımlarının hastanede veya fabrikadaki teknisyenin işçinin okuması gereken çok konu vardır. Ev hanımlarının daha doğrusu annelerin çocuklarına babadan daha yakın olduğu için çocukların terbiye ve eğitiminde hatta okuldaki derslerinde yardımcı olması bakımından okuması çok önemli. Bir arkadaşımın İlahiyat Fakültesi mezunu olan ablasının ev hanımı olduğunu ve herhangi bir yerde çalışmadığını duyunca biraz yadırgamıştım. Fakat beş çocuk sahibi olduğunu öğrenince bu çocukların evde eğitimi ve yetiştirilmesi herhalde daha önemli diye düşündüm. Bilgili ve kültürlü bir annenin yetiştireceği çocuğun daha üstün olacağı tabiidir. Çocuk eğitimi ile ilgili kitaplar bence annelerin okuması gereken ilk aklıma gelen eserler.
Bugün işsizlikten yakınıyoruz ama bir o kadarda sanayide yardımcı ve kalifiye eleman sıkıntısından da yakınıyoruz. Demek ki işsizliğin bir nedeni de vasıflı eleman olmamakmış. Her vasıflı eleman iş bulacak diye bir kural yok ama vasıfsız elemanların iyi bir iş bulması çok daha zor.
Yani okumak kendimizi geliştirmek ve yetiştirmek ve sonuçta hem içinde bulunduğumuz topluma faydalı olmak hem mesleki çalışmalarımız için önemlidir.
Okuma deyince günlük gazetelerden haftalık ve aylık dergilere, hikaye kitaplarından değişik romanlara ve en önemlisi ufuk açacak sosyal ve siyasi ağırlıklı çok çeşitli alanlarda kitaplara kadar geniş bir yelpazede çeşitli yayınlar var şüphesiz. Bugünün Türkiye ve dünyasında şahsen bir gazete ve dergi okurken bir haber makale okurken bu okuduklarımızı sorgulayabilecek düzeyde birikimimiz olması gerekiyor. Yoksa birçok haber birçok yazı tarafsız objektif değil okuyucuları belli bir amaca yönlendirme ve propaganda amaçlı olduğu için okuma eleştirel olmalı. Bir haberin sunuluş biçimi nasıldır bu haberin arka planında ne var. Bugün bir çok sansasyonel haber maalesef toplumun dikkatini bir yöne çekmek ve bazı olayların üzerini örtmek amacını taşıyor. Medya tröstlerinin çoğu bilhassa bunu yapıyor. Bundan daha önemli olarak bilhassa Amerika yalan haberler üzerine savaş çıkartıp Afganistana, Pakistana ve Iraka saldırdı. İşin doğrusu kitle imha silahlarının olmadığı anlaşılıncaya kadar hem Afganistan hem Irak harabeye döndü. Emperyalizmin sonradan yalan olduğu ortaya çıksa bile medya tröstleriyle ortaya attığı haberlerle bu zulümlerine zemin hazırlıyor. Irakta en az yüzbin kişi öldürüldükten birkaç yüzbin kişi yaralanıp sakat kaldıktan bir milyon insan evinden barkından uzaklaştıktan ve Bağdat Moğollardan daha beter tahrip olduktan güzelim bir tarih ve medeniyet yok olduktan sonra Saddamın kitle imha silahları meğer yokmuş denilmesinin ne anlamı var. Bizimde yakın tarihimizde Müslüm Gündüzler Fadime Şahinler Ali Kalkancılar da toplum mühendisleri tarafından 28 Şubatta yapılacak irtica ile mücadele operasyonlarına zemin hazırlamak için ortaya çıkmamışmıydı? İşte burada konumuz okumaktan açıldı haber kritiğine geçmiş oldu. Ulusal veya uluslar arası bir olay veya haberi kritik analitik değerlendirme yapmadan olduğu gibi almak bizi yanıltır. Bu konuları zaman zaman sizinle paylaşmak üzere değerlendirmek irdelemek üzere faydalı okumalar diliyorum.