Biliyorum PKK birçok beyaz tülbentli kadını siyasallaştırdı, yürüttü.
Biliyorum, PKK "din kartı"nı kullandı, birçok ak sakallı insanı, alternatif cuma namazında saf tutturdu.
Bunlar, içinde yaşanan savrulmada olağan şeyler.
Ben Sebahat Tuncel'in, intihar eylemcisi için eylem planlamasını da anlarım. Dağdaki terörist için paralel eylem yapan bir siyasi hareketin, denizdeki terörist için de eylem yapması beklenir.
Burada aklıma takılan soru şudur:
Acaba, o intihar eylemcisi kendini patlatsa ve kendi canıyla birlikte gemidekileri de havaya uçursa, Sebahat Tuncel ne yapardı?
Bu soru cevabını araya dursun, biz yine Siti anneye dönelim:
Açık söylüyorum, Siti annenin zafer işaretini anlamadım.
Niye ki o?
Oğlunuz bedenine bombaları bağladı diye mi?
O gemiye bindi ve "Önder Öcalan" için hayatını ortaya koydu diye mi?
Eylemi başarısız oldu ve hayatını kaybetti diye mi?
Niye o zafer işareti?
Siz bir annesiniz
Anne yüreği bu kadar siyasileşir mi?
Bu kadar, yani iki elini zafer işareti yapasıya?
Ya o menhus düğmeye basıp, kendi canıyla birlikte gemiyi havaya uçursaydı, gemideki anneler, genç kızlar, babalar, çocuklar havaya uçup parçalansalardı...
Zafer işareti yapacak mıydınız?
Aslında ben, o zafer işaretinin Siti anneye ait olduğuna asla inanmıyorum.
Ben bir anne yüreğine kondurmam o tavrı...
4 yıldır haber alamadığınız tek oğlunuz, bir gün, üzerinde bombalarla gemi kaçırıyor. Gemideki herkesin canı, onun elinde ve bir düğmeye basacak kadar tehlikede...
Çırpınırsınız, "Aman evladım" dersiniz, "Yapma" dersiniz, "Allah'tan kork" dersiniz, "Kendine acı" dersiniz...
Ama asla "Helal olsun sana, ben seni tam da bugünler için yetiştirdim, önder için senin canın dahil her şey feda olsun" demezsiniz. "Öl de zafer işareti yapayım" demezsiniz.
Der misiniz?
Bakıyorum yüzünüze, o derin itikat sahibi Anadolu kadınını görüyorum; bir anneyi. Yüreği oğul hasretiyle yanan bir anneyi. Siz Sebahat Tuncel değilsiniz. Ölümlerle siyaseti böylesine iç içe geçiremezsiniz. Siz, oğlunuzun cesedi üzerinden siyaset yapılmasına razı olamazsınız. Anne yüreği buna razı olmaz diyorum daha doğrusu.
Eğer o zafer işaretini inanarak yapmış olduğunuzu düşünsem, anne yürekleri adına hayıflanırım.
Bizim anne yüreklerimiz bu hale mi geldi derim.
Bazen korkmuyor değilim, doğurduğu çocuğu hastanelerin çöp kutusuna atıp kaçan annelerin (!) dünyasına geldiğimiz için...
Siti anne ne yaptılar sana?
Oğlun Mensur, terörist de olsa, onu sevmene itiraz edemem. Bir anne, oğlu, birtakım tutkuları adına kendi ciğerini de sökse, yere düştüğünde, anneden "ciğerim" diye bir ses yükselir. Bizim kültürümüz anne ile evladı böyle bir sevgide harman eder.
Ama bir cinayet teşebbüsünde anne, oğlu için zafer işareti yapmaz!
Orada kul hakkı var Siti anne, kul hakkı!
Onun için, zafer işareti yapan el senin elin değildi bana göre... Aslında ben, Diyarbakır'da, orada burada yürütülen başları tülbentlerle kaplı anneleri de,"teröristleri desteklemek için yürüyor" kabul etmiyorum. Onların siyasallaşmaları falan acayip geliyor bana.
Ben, bir Anadolu kadını evladını savaşa yollarken "Git oğlum, ya şehit ol, ya gazi" dediğinde de, yüreğinin bir yerlerinde bir sızı olduğunu düşünmüşümdür. Evet, şehitlik gazilik kutlu işlerdir ama anne yüreği de anne yüreğidir.
Kaç Kürt annesi, KCK sözleşmesinde "öndere karşı sorumluluk" çerçevesinde belirtildiği gibi, oğlunu kızını karşısına alıp, "Haydi oğlum, kızım, önderin savunulması için canın dahil neyin varsa ver" diye tembihatta bulunur?
Ah Siti anne, ne yaptılar sana? Oğlun Mensur'a ne yaptılar?
Şu dünyada Mensur için senin kadar ağlayan, yüreği kanayan bir kişi daha var mı? Dağda ve ovada?