Hadi bugün bir faklılık yapıp, yaşamımızda eksik gördüğümüz ''O kimselerin'' yanımızda olmadıklarından dolayı, bize kazandırdıkları o müthiş özellikleri içimizde bir sorgulayalım.
O olmadığında;
Tam göğsünüzün sol yanında bir yeriniz acır ve kelimeler ile ifade edemezsiniz o acıyı kimselere… Yanınızda onun olmadığı yine ve yine aklınıza gelince…
Evinizin ve tüm yaşam alanlarınızın içinize sığamayacak kadar dar olduğunu fark edecersiniz, kaçmak ta artık bir işe yaramayacaktır ve artık daha da fark edeceksiniz ki, vücudunuzun yüreğinize dar geldiğini…
Açmayacaktır artık içinizi denizin mavisi ile esen o en vefalı rüzgarlar…
Biranda bedeniniz artık taşınamaz kadar büyük gelir size, bir yandan da kaybolacak kadar küçülürsünüz sanki…
Bazı kimseler, yanınıza gelir ve yine o aynı basit cümleler; ”önemli olan sağlık” ”yaşamak güzel” ”boşver, her şey unutulur” derler ve… Siz hiçbirini duyamazsınız bile… Gözyaşlarınızdan etrafı göremez haldesinizdir çünkü…
Sonra hep ondan bahsetmek isterseniz, hem de umursuz ve vefasız beyinlere bile…
Biri çıksa; ”ölüme çare bulundu” ya da ”yarın kıyamet kopacakmış” dese başınızı kaldırıp ”ne dedin?” diye sormaya yeltenmesiniz bile…
Artık yalnız kalmak, kalabalıkların arasında en vefalı yoldaşınız olur…
Geçmişi düşüneceksiniz, neredeyse dakika dakika…
Sonra mı ne olur? Artık bu acıyla yaşamayı öğrenirsin ve biri size çıkıp gelse, içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, ondan kaçarsanız hem de pervasızca…
Bundan böyle; hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz… Aksini iddia edenler çıkacak onlardan hiç mi hiç, haz almayacaksınız…
İlaçlara sığınırsınız, birkaç saat kafanızı bulandıran, asla onu unutturmayan bir sığınmadır aslında bu…
Bakarsınız halinize; artık uyumak zor, uyanmak kolay gelir sabahı iple çekerek size…
Bazen de ”hiç güneş doğmasa” bile demeye yeltenirsiniz. Ne geceler rahatlatır nede gündüzler sizi… Birde ölümü istersiniz ve sizin isteğinizle olmayacağını anlamanın hüznü ile yine ölemezsiniz…
Böyle yaşarken, önünüze çıkana can havliyle sarılmaya kalkarsınız ancak nafile…
Düşüncesi bile size umud verecek, rüyalar görürsünüz ama… Gerçek olmasını istediğiniz rüyalar… Sabahı ah yine ‘’rüya-mış’’ hüznü ile karşılarsınız…
O gün bir fikir gelir aklınıza çok parlakmış gibi…
Yaşadığınız şehri terk etme fikri, ama bir anda başka bir umut belirir içinizde sizi gitmekten alı koyan…
Ve… Bedeninde o dönüşüm tamamlanır artık, gel gitler içinde yaşarsın hem de paranoyak bir ruh ve şuursuz bakışlarla…
Böylece yaşamak daha bir anlam verir sanki sana ve o kavuşma gününe kadar kimsesizlerin en şefkatli kimi olan, Allaha tevvekül edersin…
Sadece ve sadace…
İŞTE O OLMADIĞINDA, BÖYLE OLURSUN...
Ves Selam...
https://twitter.com/iBR_DANACILAR
http://www.facebook.com/#!/ibrahimdanacilar