Mevlana Hazretlerinin çok manidar bir sözü vardır. “Ne elbiseler gördüm içinde insan yok, nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok” İnsan olmak, insanlarla olmak, içi ile dışı ile insan kisvesinde bulunmak bir insan için en önemli meziyet olsa gerek.
Kendilerine derdi dert edinmiş, muhabbeti taç edinmiş, ilmi rehber edinmiş, dilleri tatlı, gözlerinin içi gülen samimi insanlarla beraber oldunuz mu hiç?
Geçen hafta sonunu böyle bir grupla geçirdim. Ayrı ayrı şehirlerden gelmiş meslekleri, simaları, zevkleri farklı ama yüreklerinde aynı sevdayı, gönüllerinde aynı sızıyı taşıyan yüzlerce kardeşimle beraber oldum. Ülkenin her bir bölgesinden, hatta Avrupa’dan gelen bu serdengeçti insanlar ayrı havayı teneffüs etseler de aynı gülistanda derlenmiş gibiydiler.
Meslek grupları toplantılarına katılmış olabilirsiniz. Orada da aynı meslekten birçok meslektaşınızla görüş alış verişinde bulunur, aynı ortamı saatlerce paylaşır, sohbette, muhabbette bulunursunuz. Ama kardeş (ihvan) toplantıları çok farklıdır. Hiç tanımadığınız, ismini duymadığınız kardeşlerinizle sanki yıllardır tanışıyormuş ve yıllardır birlikte olmuşsunuz gibidir. Karşılıklı samimiyet, muhabbet ve paylaşım harika ortamlar oluşturur. Kendinizden geçersiniz. Neşenize neşe, dostlar kervanına tanımadığınız candan dostlar katarsınız.
Zinde Sosyal Gelişim Derneği bizleri Antalya’da güzel ve anlamlı bir organize ile dostlarla buluşturdu. Yıllardır görmediğim arkadaşlarımla kucaklaşıp hasret giderirken, tanımadığım dostlarla da halleştik. İslam kardeşliğinde aynı bahçenin gülünü koklayan insanlarda, tanışıp tanışmamanın bir önemi olmuyor doğrusu.
Zinde üç gün boyunca devam eden eğitim programının konusunu “Bireysel görevlerimiz ve farkındalık” olarak tercih etmiş. Bu konuda kendimizin ve çevremizin farkına varmamız hususunda anlamlı konuşmalar yapıldı. Sanırım herkes nasiplendi.
Vazifelerinin farkında olan insanlarda sadece evinden işine, işinden evine gidip gelerek bir hayat geçirmek yoktur. Veya kahve köşelerinde ömür çürütmek, ya da malayani uğraşlarda zaman harcamak da yoktur. Vazifesinin farkında olan insan ibn-ül vakittir.
Türkiye’nin her bir bölgesinden gelen kardeşlerimde büyük bir azim ve hizmet aşkı gördüm. Kendisi, ailesi ve çevresi için nasıl daha faydalı olabilirim arayışı gelen bütün kardeşlerde vardı. Sabah namazından başlayan günün programı, yatsıdan sonra geç saatlere kadar devam etse de iştahla takip edildi.
Zinde Sosyal Gelişim Derneğinin geleneğinde hep öncülük yapma, rehber olma özelliği var. Çağlar ötesini hedef gösteren büyüklerinin varlığı ve önderliği devamlı güzel hizmetler üretmiştir bu gelenekte. “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır”hadis-i şerifi gereğince nice müesseseler kurulmuş, nice hizmet ağları oluşturulmuş, nice nesiller yetiştirilmiştir. Bu gelenekte çağlar boyu ihvan, Kur’an hamuruyla yoğrulmuş, sünnet ile şekillenmiş, güzel ahlak ile süslenmiştir.
Efendimizin bir hadisi şerifi var: “Ümmetimden bir taife kıyamete kadar sürekli hak üzere olacaklardır. Onlara muhalefet edenler, onlara zarar veremeyecektir.” (Buhari, İ’tisam: 10, Menakib:28, Müslim, İman.247 Allah’a şükürler olsun ki tanıdığımızdan buyana geleneğimizin büyüklerinde hep Hak’la olma, Hak üzere olma arzusu gördük. Mevla’m bütün Ümmet-i İslam’ı Hak üzere daim eylesin. Âmin.