okuyucumun aylarca önce sorduğu yedi soruyu bu yazıdan itibaren fırsat buldukça cevaplayacağım.
1. İslam'da nazarın hükmü nedir? Eğer varsa, bu durumdan mağdur olanların suçu nedir?
İslam'a ait temel metinlerde göz manasına gelen ayn kelimesi kullanılarak göz değmesinin gerçek olduğu ifade edilmiştir. Peygamberimiz (s.a.) Göz (nazar) değmesi bir gerçektir buyurduğuna göre, bunu ister tecrübeye dayanarak, ister Allah'tan aldığı bilgiyi aktararak söylemiş olsun nazar değmesinin bâtıl bir inanış olmadığı anlaşılmaktadır.
Dinler, bazı felsefeler ve parapsikoloji gibi disiplinler insanda görünmeyen, insan öldükten sonra da yaşayan, insanı başka canlılardan ayıran bazı özelliklerin kaynağı olan bir unsurun bulunduğuna inanırlar ve buna da ruh veya nefs adını verirler.
Bazı insanların ruhları yaratılıştan veya belli ekzersizler sonucu, sıradan insanların ruhlarından daha farklı ve etkili olur. Herkesin nazarı değmez, ama nazarı değen insanlar vardır.
Nazar değmesine karşı en iyi çare sağlam bir imana, manevi güce ve ruh yapısına sahip olmaktır. Fatiha, Felak ve Nâs surelerini okumak, dua etmek, mâşâallah demek de faydalı olur.
Bir kimsenin haksız bir fiiline veya tesirine maruz kalan ve bundan zarar gören insanlarda suç aranmaz. Kaza ve kader icabı başkasına değil de onlara isabet etmiş denir. Mağdur ve mazlum olan insanlar, gerekli tedbirleri almakla beraber durumu kabullenir, isyan etmez, bundan da bir ecir beklerse sonunda kârlı çıkabilirler.
2. Örtünmenin neden bir Allah emri olduğunun hikmeti ne olabilir? Bazıları, bunun karşı cinsi etkilememek için olduğunu söylüyor, ama, buna niceleri, 'etkilenmedikleri' şeklinde cevap veriyor.. O zaman, ne diyeceğiz?
İstisnalar kaideyi bozmaz. Normal bir insanın karşı cinsin kılık kıyafet ve davranışlarından şu veya bu şekilde etkilenmemesi mümkün değildir.
İslam zinayı haram kılmıştır. Zina denilen ilişki çok kere bir bakışma, bir gülüşme, bir cilveleşme, bir temas, birlikte düşüp kalkmak (ihtilat)... ile başlar. Zinayı haram kılan bir dinin, iki cins arasındaki ilişkilere daha baştan bazı sınırlar koyması makuldür. Bu sınırlama, herkesin açık saçık bir kadını gördüğünde tahrik olacağı manasını içermez; ama bu ihtimali yok saymak da eşyanın tabiatına, insanın fıtratına aykırı olur