Şunu kabul etmeli: Ordusuz veya orduya rağmen "askeri" darbe olmaz; darbe arzusu, teşebbüsü olur.
Ordunun bir kısmıyla ancak cunta denemesi ve iç savaş ihtimali olur.
Ordusuz; kışkırtma, kaos, sabotajlar, seri cinayetler, suikastlar, propaganda, iç savaş tahriki mümkündür.
Ordunun bir kısmıyla ancak cunta denemesi ve iç savaş ihtimali olur.
Ordusuz; kışkırtma, kaos, sabotajlar, seri cinayetler, suikastlar, propaganda, iç savaş tahriki mümkündür.
O yüzden;
"Şüpheliler"in, şüphelisi oldukları konuda ordu ve komuta kademesi ile ilişkisinin türü önemlidir.
1. Hiçbir ilişki yoktur;
2. Kimi bağlantılar vardır yahut var olmuş veya olmuş bitmiştir;
3. Onların arzuladıkları olmadığı için "hasımlık" mevcuttur.
Bunu bilemem. Tahmin yürütmek de önemli değildir.
Ama açılacak davanın niteliği, buna koyulacak isim ve tarihe düşecek not bununla ilgilidir.
"Darbe davası" mı... "Terör davası" mı, mesela!
Bu not şu açıdan önemli.
Türkiye, "darbe yargılayan ülke" oluyor mu olmuyor mu?
"En son açık açık darbe yapmış komutan" itibarlı bir cumhurbaşkanı olarak emekliliğini idrak ederken mesela.
Ve "parti kapatma davası"na da, "zorla değiştirmek suçu"na da dayanak olan "Anayasa" hala darbe anayasası iken!
Belki de "darbe yargılayan ülke" olmuyoruz.
Yargılanacak olan belki de darbe değil, "darbe kültürü" dışında kalmış, oraya itilmiş ve darbe arzusunu "orduya nifak" düzeyine getirdiği iddia edilen bir "hareket".
Bir not da şu:
Bir yanda, aslında "çelişik" olduğu iktidar partisi kapatma tehdidi ile yargılanırken...
Bir yanda da, artık "çatışık" olduğu birtakım yapıların tasfiyesi gündeme gelen "Emir komuta zinciri" ndeki Silahlı Kuvvetler...
Elbette aynı zamanda "küresel dengeler ile bölgesel dengesizlikler"in orta yerindeki bir "Silahlı strateji merkezi" olarak, belki de yakın tarihin en önemli "balans ayarları" ndan birini yapıyor:
Rejimi rayına oturtmak adına!
İttifaklarını sürekli esnetip öncelikleri yenileyerek.
Ülkeyi iç savaşlardan sıyırıp muhtemel dış savaşlara hazır hale getirebilmek amacıyla da.
Bir yanda, aslında "çelişik" olduğu iktidar partisi kapatma tehdidi ile yargılanırken...
Bir yanda da, artık "çatışık" olduğu birtakım yapıların tasfiyesi gündeme gelen "Emir komuta zinciri" ndeki Silahlı Kuvvetler...
Elbette aynı zamanda "küresel dengeler ile bölgesel dengesizlikler"in orta yerindeki bir "Silahlı strateji merkezi" olarak, belki de yakın tarihin en önemli "balans ayarları" ndan birini yapıyor:
Rejimi rayına oturtmak adına!
İttifaklarını sürekli esnetip öncelikleri yenileyerek.
Ülkeyi iç savaşlardan sıyırıp muhtemel dış savaşlara hazır hale getirebilmek amacıyla da.
Belki de bu notların hepsi anlamsız!