NASİHAT DİNLEYENE VERİLİR

Bahattin KARAGÖZ

 Bizim Rizeli'nin kulak ardı ettiği bir şeydir nasihat…Bu yüzden hemşehrilerimiz arasında çokça zikredilen bir tekerlemedir:
''Etme bağa nasihat…Gitmez bağa bir saat…''


 

Oysa nasihat, belki de eğitimin en veciz olanı, en özlü kalanıdır.
Din bile, Yaradan'ın yarattığı kullarına, yaşama reçetesi olarak sunulurken, en yalın şekilde bir öğüt olduğu vurgulanmaktadır.

 

Kıssadan hisse demişler…Pek çok nasihat söylemişler. 
Ama biz kültürümüzün bir parçası olan bu incileri önemsememişiz, hayatımızın uyarı levhaları olarak benimseyememişiz. 

 

Nasihat üzerine imbikten geçmiş bazı özlü sözler diyerek sunuyorum.
İşte size incilerden bir kolye, yahut güllerden bir güldeste…

 

Ey kişi oğlu(daha doğrusu insan soylusu), ne olup ne olmamaktan önce, her şeyde olumlu olmaya, olumlu değerlendirmeye çalış. Sonunda  yanlış düşünmenin mahcubiyetini yaşama. Aşağıda sıralayacağım imbikten süzülmüş nasihatler için kitaplar dolusu hikayeler ve kıssalar  anlatabilir, yazabilirsin…
 

*Sayısız nimetlerine gark olduğumuz Yaradan'ın mekanında sayılacak çok şeye sahipsin. Bu yüzden paranı say, yıldızları say, büyüklerini say;  ama sakın yerinde sayma!
 

*Vermek, elindekini paylaşmaktır, düşküne yardım etmektir, cimri olmamaktır. Sen de elini ver, gönlünü ver, gerekirse fazilet yolunda başını ver;  fakat hiçbir şekilde boş verme!
 

* Olmak, olgunlaşmak ve hamlıktan çıkmaktır. Ol olabildiğince…Alıcı ol, satıcı ol, bulucu ol, kalıcı ol;  yalnız bölücü olma!
 

*Beğendiğini açıklamak da şükürden sayılır. Her neyse sahip olduğun hor görme. Evini beğen, işini beğen, aşını beğen, eşini beğen; ancak kendini beğenme!
 

*Her kul bir yükün ve bir davanın onulmaz hamalıdır. Taşıyabildiği kadarıyla… Sen de taş taşı, yük taşı, çer-çöp taşı; yalnız laf taşıma!...
 

*Edilgenlik etkisiz kalmaktır, hep etken olmaya odaklan… Böylece  gayret et, hayret et, hamle et, dua et; fakat iftira etme!...
 

*Rabbinin Kur'an'daki  ilk emrinde yer alan okumak fiili elbette güzeldir. İster gazel oku, ister Kur'an oku; ancak ne olursun lanet okuma!...
 

*Koşmak, yürümekten; ayağa kalkmak oturmaktan, oturmak ise yatmaktan yeğdir. Zamanın hızından geri kalma. Hedefe koş, cihada koş, namaza koş;  illa ortak koşma!...
 

*Tutumlu olmak, biraz da eldekini tutmak ve unutmamaktır. Bu şekilde sen de borcunu tut, sözünü tut, sırrını tut, yolunu tut, uzatılan eli tut;  ama kin tutma!...
 

*Aşılacak ne de çok  şey var! Yolları aş, dağları aş, engelleri aş; ama dikkat et, haddini aşma!..
 

* Açmak; açığa çıkarmak, saçmak ve fethetmektir. Etrafındakilere elini aç, sığınacaklara kapını aç, sevgiyle bağrını aç, tehlikelere karşı gözünü aç, hakikate dönük kulağını aç; fakat ağzını açma!...
 

*Almak, elbette sahip olmaktır. Gücün yettiğince al bakalım: Araba al, ev al, at al, silah al, avrat al, toprak al;  yalnız ve yalnız beddua alma!...
 

*Eline(devletine), diline (milletine), beline(soyuna) sahip ol!
 

*İNCİNSEN DE İNCİTME!...
 

*Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!...
 

*BİR OLALIM, İRİ OLALIM, DİRİ OLALIM!...

Baki dua, selam ve saygılarımla…
 



İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.