1776 yılında ilan edilen Amerika Birleşik Devletleri Bağımsızlık Deklarasyonu her insan için “mutluluk peşinde koşma” hakkının aynen hayat ve hürriyet gibi haklardan biri olduğunu yazar. Dikkat ederseniz deklarasyona göre hak olan mutluluk peşinde koşmak çünkü insan ufak bir jest ile de mutlu olabilir. Ama mutluluğun peşinde koşmak bir insanlık hakkıdır denmek istenmiş.
İnsan hayatı da aslında bunu yansıtır. Hayatta sürekli bir mutluluk yoktur. Mutlu olduğumuz anlar vardır ve kısa sürelidir. Örneğin bebeğimiz olur ve bir süre kendimizi çok mutlu hissederiz. Ama arkasından çalışmak, geçinmek, trafik gibi hayatın gerçekleri tekrar ön plana çıkar. Ardından bir sonraki mutluluğa kadar çalışırız çünkü o mutlu anları yakalamak adına devamlı takipteyizdir. Mutsuzluk da aynı şekilde sürekli değildir. Yoksa hayat çekilmez olurdu.
İnsanlar yaşlandıkça mutlu ve huzurlu olmanın öneminin daha çok farkına varıyor. Etrafında ona mutsuzluk ve huzursuzluk veren, asabını bozan, negatif elektrik aldığı kişilerden ve gruplardan uzaklaşma yolunu seçiyor. Örneğin insanların çocukluk ve gençlik yıllarındaki arkadaşları ile her zaman ömür boyu süren dostlukları olmuyor. Çünkü dostluklar yaşanılan çevre, eğitim durumu, refah seviyesi, dünya görüşü ve politik bakış gibi farklı sebeplere göre değişim gösteriyor. Nitekim 30 sene sonra gördüğünüz bir arkadaşınızla sohbet ettikten sonra “ya benim bu adamla hiçbir ortak yanım yok, nasıl dostluk kurmuşum yıllar önce” diyebilirsiniz. Kendinizi kötü hissetmeyin çünkü bu normal bir durum.
Mutlu olmanın da çok farklı çeşitleri var. Örneğin birisi yeni ve güzel bir ev satın alınca mutlu olup gururlanabilir. Bir diğeri ise altına son model bir spor araba çekerek mutlu olup hava atabilir. O kişiye sizce norm olanı salık vermek adına “araba alacağına ev alsaydın ya” deyip onun bu kararını eleştirmemek ve mutluluğuna mani olmamak lazım. Kimsenin zaten uzun sürmeyen mutluluklarına gölge düşürmeye hakkımız yok. Unutmayalım ki motivasyon ve doping etkisi yapan mutluluklar herkese lazım.
Hayat kısa ve bizi mutlu edeceğine inandığımız şeylerin peşinde koşmak hakkımız. Elbetteki bunları kanunlar çerçevesinde ve helal dairede gerçekleştirmemiz gerekiyor. Mutlulukların peşinden koşmaya devam!