Aşağıda çok açık ve seçik olarak yazdığım hususlara riayet edilmezse iki yakamız bir araya gelmez. Bu yazdıklarımı yüzde yüz bütün Müslümanların yapması gerekmez. YETERLİ sayıda Müslümanın yapması gerekir. Bunlar yapılmazsa genel bir bozulma ve fesat başlar ve bunun sonu iyi olmaz.
1. İtikad tashih edilecek. Yani Kur'an'a, Sünnete, icmâ-i ümmete uygun temiz inançlara sahip olunacak. Tevhid'e zarar verecek bidatlerden kaçınılacak. Allahü Teala kemal sıfatlarla muttasıftır ve noksan sıfatlardan münezzehtir inancına bağlı olunacak.
2. Beş vakit namaz dosdoğru kılınacak.
3. Cemaatle kılınacak.
4. Mütecâhiren, âşikâre, açıkça ve küstahça günah işlenmeyecek, fısk ve fücur irtikâb edilmeyecek.
5. Helâl ve tayyib kazanç elde edilecek, haram yemekten kaçınılacak.
6. Müslümanlar tek bir ümmet olacaklar. Ümmet şuuruna sahip olacaklar. Küçük cemaat, hizip, fırka, klik taassubundan ve militanlığından uzak duracaklar.
7. Para ve mal şehvetine kapılmayacaklar.
8. Kadınlar ve kızlar Kur'an'ın, Sünnetin, Şer'-i şerifin gösterdiği yoldan gidecek, iki tür tesettüre uyacak.
9. Faiz ve ribadan uzak durulacak.
10. Lüks, israf ve her türlü sefahatten uzak duracaklar.
11. Zekâtlarını Kur'an'a, Sünnete, şeriata, fıkha göre verecekler.
12. Hocafendileri, şeyhleri, üstadları erbab haline getirmeyecekler, putlaştırmayacaklar.
13. Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapacaklar.
14. Mü'minler birbirilerine merhametli, şefkatli, yumuşak hareket edecek, harbî ve saldırgan kafirlere sert olacaklar.
15. Mü'minler kafirleri dost ve velî edinmeyecek.
16. Allah'ın yap dedikleri yapılacak, yapma dedikleri yapılmayacak.
17. Peygambere kesinlikle itaat edilecek, Sünnetine sımsıkı sarılınacak.
18. İslâm'ın paylaşma ahlâkına uyulacak, fakirler ve muhtaçlar korunacak, gözetilecek.
19. İslâm'ın ahlâk ve aksiyon kurallarına, bu konudaki emir ve yasaklarına uyulacak. Ülkede yeterli sayıda ahlaklı, faziletli Müslüman olacak.
20. Yeterli sayıda çok vasıflı, çok güçlü, çok üstün Müslüman yetiştirilecek.
21. Kırsal kesim, bedevîlik, varoş kültüründan şehir ve medeniyet kültürüne geçilecek.
22. Emanetler ehline verilecek. Emanetlere hıyanet edilmeyecek.
23. Müslüman grupların arasında düşmanlık, rekabet, çekişme olmayacak, hayırlı ve faydalı işlerde müsabaka (yarışma) olacak.
24. Müslümanlar dinsizlerden, din düşmanlarından, İslâm karşıtlarından daha cesur olacak.
25. Bir İmam-ı Kebir seçilecek ve Ümmet ona biat ve itaat edecek.
26. Ümmet işleri istişare (danışma) ile halledilecek.
27. Din sömürüsünün her türlüsü ortadan kaldırılacak.
28. Nefs-i emmare en büyük düşman olarak kabul edilecek ve onunla savaşılacak. Büyük cihad yapılacak.
29. Rüşvetten, haram ranttan, haram komisyonlardan, hortumlamadan, ihalelere fesat karıştırmaktan uzak durulacak.
30. Para put haline getirilmeyecek, paraya tapılmayacak.
Bugün ülkemizde çok genel, çok yoğun, çok yaygın fısk, fücur, isyan, tuğyan vardır. Bunlar devam ettiği müddetçe Müslümanların iki yakaları bir araya gelmez.
Yeterli sayıda Müslüman ıslah olmazsa, salâh için çalışmazsa beklediğimiz güneş doğmaz.
Azgınlığın, fısk ve fücurun, isyan ve tuğyanın sonu selamet değil, felakettir.
Herkes iyi olsun demiyorum. Yeterli sayıda Müslüman iyi olmalıdır diyorum.
İnsan günahsız ve kusursuz olmaz. Günahlar, fısklar, fücurlar cehri ve aşikâre olmasın diyorum.
Bizim cemaatimiz şöyle, bizim baronumuz böyle... Gelecek günlük güneşlik... Bu gibi kuruntuları bırakalım da doğru dürüst Müslüman olmaya çalışalım.
Endülüs Müslümanları niçin battılar, yok oldular? Tarihte nice Müslüman topluluk çökmüştür.
Fuhşun, ribanın, çeşit çeşit azgınlığın, fıskın, fücurun, sefahatin sonu iyi olmaz.
Mevlâsını arayan Kur'an'a, Sünnete, Şeriata sarılır; ahlaklı, faziletli, temiz Müslüman olur. Belâsını arayan haram yer, fuhşiyyat işler, açıkça ve küstahça fısk ve fücura batar.
Lüksün, israfın, sefahatin, gurur ve kibrin sonu selamet olmaz.
Mehdi gelince kurtuluruz edebiyatını bırakalım. Mehdi elbette zuhur edecektir. Lakin nice kanlı savaşlar olacak, yüz kişiden biri sağ kalacaktır.
Nehrin suyu çekilince yatağından altın çıkacak. Beyinsizler o altına çılgınlar gibi saldıracak ve helak olacaklardır.
Âhir zamanda hafifü'l-haz olmakta hayır vardır. Aklı fikri zikri, dini imanı, didinmesi ve çırpınması para, mal ve zenginlik olanlar delidir.
Cenâb-ı Hak cümlemize akıl, vicdan, basiret, hikmet nasip buyursun.
(ikinci yazı)
Diyalog Bid'ati
Museviler İslâm dinini hak din olarak kabul ediyor mu? Etmiyor.
Hz. Muhammed'i Peygamber olarak kabul ediyor mu? Etmiyor Kur'an'ı ilahî ve kutsal kitap olarak kabul ediyor mu? Etmiyor.
Hıristiyanlar da İslâm'ı hak din olarak kabul etmiyor, Kur'an'ı kabul etmiyor, Hz. Muhammed'in peygamberliğini kabul etmiyor.
İslâm Tevhid dinidir, Hıristiyanlık Teslis dini. Tevhid ile Teslis asla bağdaşmaz ve uyuşmaz.
Biz Müslümanlar Hz. Musa'ya ve Hz. İsa'ya iman ediyor muyuz? Ediyoruz.
Museviler ve Hıristiyanlar Müslümanları, kendi dinlerine ve inançlarına göre kâfir kabul ediyor mu? Ediyor.
Katolikler, "Kilise dışında selamet ve necat yoktur" diyor mu? Diyor.
Biz Müslümanlar, Allah'ın Tevrat ve İncil'i kutsal kitap olarak gönderdiğini kabul ediyor muyuz? Ediyoruz. Asılları kaybolmuş, metinleri tahrif edilmiştir diyoruz.
Diyalogçular ne diyor?
Ehl-i Kitap Cennetliktir diyor. Onlar bizi Cennete sokmuyor, Diyalogçular onları sokuyor.
Allah Kur'ân'da "Allah katında din İslâm'dır" diyor. Diyalogçular üç hak ibrahimî din vardır diyor.
Diyalogçuların mantığını anlamak mümkün değildir.
Kur'ân Allah'ın oğlu yoktur, bu bir iftiradır diyor. Diyalogçular ise "Ehl-i Kitab ile aramızda Âmentü konusunda ittifak vardır" diyor.
Peygamberimiz "Kardeşim Musa bu devirde yaşasaydı ona bile Tevrat okutmazdım" diyor. Diyalogçular ah Tevrat vah Tevrat diyor.
Peygamberimizden bu yana (Salat ve selam olsun ona) on dört asır geçmiş; bunca eimme, müctehid, müfessir, muhaddis, ulema, fukaha, allâme gelmiş geçmiş. Bunların hiçbiri Diyalog dememiş? Sonra birileri ortaya bir Diyalog atmışlar ve bildiğimiz İslâm dinine uymayan inançlar, akideler, yorumlar üretmeye başlamış.
Bu Diyalog Mekke'den, Medine'den, Şam'dan, Kahire'den mi çıkmış? Hayır Roma'da Vatican'dan çıkmış.
Bu bir bid'at midir? Evet 1400 yıl içinde zuhur etmiş en vahim bid'attir.
Diyalog denilen inanç, görüş, yorum Kur'an'a, Sünnete, icmâ-i ümmete, cumhur-i ulema yoluna uygun mudur? Kesinlikle değildir.
Böyle bir bid'at hidayet midir, dalalet midir?
Bu soruya Ehl-i Sünnet ve Cemaat Ulemâ, fukaha ve müftüleri cevap versin?
Hz. Musa'nın dini neydi? İslâm'dı.
Hz. İsa'nın dini neydi? İslâm'dı.
Hz. İsa âhir zamanda dünyaya nüzul edince kimlerin yanına gidecektir? Şam'da nüzul edecektir. Hz. Mehdi Müslümanlara namaz kıldırmaya başlayacağı sırada... Mehdi ona imamet teklif edecektir. İsa Mesih efendimiz siz kıldırın diyecektir.
Bu Diyalog inancının hükmü nedir?
Bu soruyu icazetli Ehl-i Sünnet ulema, fukaha ve müftülerine sorunuz.
Diyalog hangi tarihte çıktı. 1960'ların başında.
İlk nerede çıktı? Roma Vatican'da.
En görkemli Diyalog gösterisi ve âyini nerede yapıldı? Harran'da Kazimiye Medresesi'nde yapıldı. Çeşitli kiliselere mensup papazlar ve Diyanet'in sarıklı müftüsü çan ve ezan sesleri içinde havuzun üzerindeki Sırat Köprüsü'nü temsil eden salaş köprüden geçerek selamete ve necata erdiler.
İslâm dünyasının bu komediden haberi yok mu? El-müslimûn nâimûn mışıl mışıl...
Bu işin sonu ne olacak?
Cevap: İyi olması mümkün mü?
Müslümanların başına evcil ve bağımlı bir Halife mi getirmek istiyorlar? Evet, istiyorlar.
Bu işin BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ile ilgisi var mı? Hiç olmaz olur mu?