Mumbai'de ilişkileri düşünürken

xxxx111

Bombay (yeni adıyla Mumbai) hâlâ filmlerdeki o her türlü sürprize açık olmanızı talep eden esrarengiz kent...

Tarihi Taj Mahal Oteli'nde asansörde karşılaştığım zatın kendisini bana "İrlandalıyım" diye tanıtması üzerine ben de kendi milliyetimi söyledim. Asansör lobiye gelince beni durdurup, "Size sizinle ilgili bir tarihi anekdot anlatacağım" dedi. Kulaklarımı dört açtım.

Anlattığı şu: 1847 yılında İngilizler İrlanda'yı kuşatıp ambargo altına aldıklarında nadir yardımlardan biri Osmanlılar'dan gelmiş. "Hatta" dedi İrlandalı asansör arkadaşım, "İngilizler limanı yabancı gemilere kapattıkları için yardımı getiren geminiz arkalardan dolaşıp yine de ulaştırmayı başardı."

Hindistan'da İrlanda'yla ilgili bir tarihi öykü dinlemek sürpriz değil mi?

Hintli işadamlarıyla yapılan toplantının çıkışında Abdullah Gül'e kendisini "Türk Telekom'da yöneticiyim" diye tanıtan genç şirketin yazılım bölümünün yetkilisiymiş. "Buraya da yazılım satıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Gül'ün sevincini görecektiniz; "Dünyaya yazılım satmakla ünlü bir ülkeye bizim yazılım satmamız büyük başarı" cümlesi çıktı ağzından...

Toplantıda yaptığı konuşmada Hindistan'dan ve halkından 'dost' diye birkaç kez söz ettikten sonra, Gül, gözünü yazılı metinden kaldırıp şunları söyledi: "Bu sözcüğün sizin dilinizde de bizdeki anlamıyla kullanıldığını biliyorum; o sebeple sözcüğü böyle bol kullandım."

Programı takdim eden Hintli işadamı, Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkür ederken, "Sizin soyadınız da bizim dilimizde bir cins çiçek adı, herhalde biliyorsunuzdur" dedi. 'Dost' ve 'gül' sözcükleri Urduca'da Türkçe karşılıklarıyla aynı anlamdalar.

Esasen 'Urduca' dili, Hint Altkıtası'nı asırlarca yöneten Türk asıllı şahların bir mirası sayılabilir. Nispeten yeni bir dil Urduca ve içinde çok sayıda Türkçe sözcüğü de barındırıyor.

Yeni Delhi'deki büyükelçimiz Levent Bilmen donanmayla buraya kadar gelen ve sonra karadan dönmek zorunda kalan Seydi Ali Reis'ten söz açtı.

Kanuni Sultan Süleyman, kaptanlarından Seydi Ali Reis'i, Portekizliler ile yapılan muharebeden arta kalanları toplamak üzere Süveyş tarafına gönderiyor. Sonrası 'Sinbad' öyküleri ve dizilerine ilham kaynağı olan zengin bir hayat... Dokuz gemisiyle fırtınaya yakalanan Reis Hindistan kıyılarına sürükleniyor. Ahmedabad'ta hasarlı gemileri elden çıkarıp karadan dönmeye karar veriyor. Adamlarının bir bölümünü de Gucerat Sultanı'nın emrine girmeye zorlayarak...

Multan, Lahore yoluyla Delhi'ye geliyor. Delhi'de mezarını ziyaret ettiğimiz Hümayun Şah'la görüşüyor. Oradan Kabil, Semerkant, Buhara, Meşhed'e uğruyor; kendisiyle aynı dili konuşan sultanlara konuk olarak... Buhara'da, Meşhet'te çatışmalara katılıyor. Şah Tahmasp kendisine Kanuni'ye sunulmak üzere bir mektup veriyor.

Reis Osmanlı toprağına ulaştığında 45 aydır Hint ve Acem diyarlarında dolaşıyordu.

İlginç değil mi?

İstiklal Savaşımız sırasında Hint Müslümanları'nın yaptığı yardımları nasıl unutabiliriz? İstiklal Savaşı'nı yönetenlerin savaşta ihtiyaç olabilecek silâh ve malzemeyi alabilmesi için, Hintli Müslümanlar, aralarında para toplayıp altına çevirmiş, onları Ankara'ya kadar ulaştırmışlardı da... Sonradan İş Bankası'nın ilk harcını teşkil etti o paralar...

Fotoğrafını görmeseydim zor inanırdım. İstiklal Savaşı sırasında yalnızca para göndermemiş, kendileri de Anadolu'ya koşmuş Hint Müslümanları'nın... Cumhurbaşkanı Gül şimdi Hindistan'ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı koltuğunda oturan Ensari'nin doktor olan amcasının cephede çekilmiş fotoğrafını buldurmuş, karşılaştıklarında vermek üzere yanında getirmiş... Kabulde, Ensari, "Sadece amcam değil, babam da çok genç yaşında olmasına rağmen oradaydı" demiş...

Seydi Ali Reis'in torunu sayılabilecek gençli-yaşlısı bugünün Türkleri de burada varlıklarını hissettiriyorlar. Dünyanın başka yerlerinde de varolan Gülen Cemaati'yle irtibatlı okullar burada da açılıyor. Çok iyi eğitim almış bir gencimizi çalıştığı şirket Hindistan'a göndermiş, o da "Burada geçiciyim" dememiş, bildiği dillere bir de Hintçe'yi katmış...

Yeni Delhi'de Türkiye'den gelip oraya yerleşmiş 200 kadar insanın yaşadığını öğrendik. Sayıları zamanla daha da artacaktır. Çünkü Cumhurbaşkanı Gül'ün ziyareti sonrası burada yeni işler alınması söz konusu.

Çelebi Havacılık daha şimdiden iki havaalanının işletmesini üstlenmiş durumda; şirket başka alanlarla da ilgileniyor. Necat Nasıroğlu'nun Fernas firması yarım milyar Dolarlık bir boru hattı projesini üstlenmiş; Necat Bey "Proje zamanından önce bitecek" diye övünüyor.

Hint hükümeti altyapı çalışmalarına beş yıl için 500 milyar Dolar ayırmış; bunun 55 milyarı inşaata, 32 milyarı da yol yapımına ayrılmış... "Dünyanın en büyük müteahitleri biziz" diyoruz, Hintliler de "Buyrun, gelin, yapın" diyorlar...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.