Mukadder Baş Eğdi
Bendeniz siyaset ve politikadan hazzetmem.
Onlardan epeyce uzağım.
Bu konuyla ilgili yazı yazıyorum biraz araştırayım dedim.
Siyaset; Arapça kökenli bir kelimeymiş. Bu kelimenin kökü “seyyase” imiş. Bu da atı idare etmek, seyislik etmek anlamına geliyor.
Ama günümüzde siyasetin esas anlamı “Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış.”
Politika ise, eski Yunanca’daki polis (devlet) kelimesinden türemiş olan politikē (devleti idaret etme sanatı) kelimesinin Latincedeki politica halinden girmiştir.
Hemen hemen ikisinin de anlamı aynı.
….
Bu yazımda herhangi bir partiyi hedef almadım.
Sadece bir kişiyi hedef aldım o da siyasetin ya da politikanın ne kadar çıkarcı bir anlayış içerisinde olduğunu gözler önüne sermek için.
Belki de bunun için ben siyaseti ve politikayı sevmiyorum.
….
Yazımızın kahramanı Mukadder Başeğmez.
Aslen Sivas Zaralı.
Başbakanla yaşıt; 1953 doğumlu.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı mezunu.
Milli Gazete’de köşe yazarlığı da yapmış.
Siyasete üniversitedeyken başlamış ve MSP Gençlik Kollarında vazife yapmış.
MSP’nin devamı olan RP’nin Şişli kurucu üyeliğinde ve Bakırköy İlçe Başkanlığında bulunmuş.
İlk olarak 1991 yılında Meclis’e girmiş.
3 dönem Meclis’te bulunmuş.
29 Mart 2009 yılında yapılan yerel seçimlerde İstanbul Bağcılar’da Belediye Başkan adayı olmuştu. Bu seçimlerde hatırı sayılır bir oy alarak %13’lük bir oranla Akparti ve CHP adaylarının arkasından üçüncü olmuştu.
Milli Görüş’ün kıdemli isimlerinden olan Mukadder Başeğmez için Erbakan Hoca’nın da sağ kolu deniliyordu.
Milli Gazete’nin araştırmacı yazarlarından Müslim Coşkun 6 Şubat 2009 tarihinde köşesinde Mukadder Başeğmez için şunları yazıyordu;
“Mukadder Başeğmez, konuşmasıyla, görüntüsüyle farklı bir Refah Partili profili çizdi. Parti içinde seveni olduğu kadar, sevmeyeni de mevcuttu. Refah Partisi'nin parlayan yıldızıydı. Buna rağmen fazla ön planda olmadı. Hep geri planda kaldı. Refah Partisi'nin yükseliş döneminde il başkanlığına, ardından Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na talip olabilirdi, ama olmadı. Koltuğa değil, kapıya yakın durdu. ''Hesap adamı'' değildi. Milli Görüş'ün ''asi çocuğu'' olmayı tercih etti. İçinden geldiği gibi davrandı. Erbakan Hoca'ya bağlı kaldı. Hep yakınında oldu. Ama bunu hiçbir zaman birileri gibi ''fırsata'' çevirmedi. Üç dönem İstanbul Milletvekilliği yaptı. Özellikle Refah Partisi'nin otuz sekiz kişilik efsane meclis kadrosu içinde yer alarak, önemli çalışmalara imza attı. Sivri çıkışlarıyla partiyi zor durumda bırakan hatiplerden hep rahatsız oldu. 28 Şubat postmodern darbesinin ardından Refah Partisi kapandı. Ardından Refah'ın yerine kurulan Fazilet Partisi de kısa bir süre sonra kapatıldı. 2002'de Milli Görüş kadroları arasında ayrışma yaşandı. Adına '' yenilikçiler'' denilen bugünkü AKP yönetimi, Mukadder Başeğmez'i yanlarında görmeyi çok istediler. Ama Mukadder Başeğmez bunu kabul etmeyerek, yuvada kaldı. Yalnız bir günlüğüne yolunu şaşırdı. Gece gördüğü bir rüya sonucu hata yaptığını anlayarak, geri döndü. Saadet Partisi'nin zor döneminde ortaya çıkarak, 2004 seçimlerinde Büyükşehir adayı oldu. 2007 milletvekilliği seçimlerinde aday olmamasına rağmen, il il dolaşarak Saadet Partisi için canla başla çalıştı.”
….
Yukarıda Müslim Coşkun’un da bahsettiği rüyayı hatırlar mısınız? Koca puntolarla gazeteler bu rüyayı manşetlere taşımıştı.
Biraz da müstehzi olarak yazmışlardı gazeteler.
İsterseniz o ünlü rüyayı hatırlayalım.
“Fazilet Partisi kapatılınca bir başka partiye geçmeye kalkan Mukadder Başeğmez, o gece rüyasında Erbakan Hoca'yı görüyor...
Erbakan Hoca "Mukadder nerdesin?..'' diye seslenmektedir...
Mukadder Başeğmez "Buradayım Hocam...'' diye koşar.
Hoca'nın dizinde iki örtü vardır, birini kaldırır ki Hoca'nın bir bacağı yok..
Başeğmez ağlamaya başlar:
"Hocam nasıl oldu bu iş?..'' diye sorar.
Hoca tebessüm ederek "Dur dur Mukadder, bak şimdi...'' der, öbür örtüyü kaldırır, Mukadder Başeğmez bakar ki, öbür bacağı yerinde.
Mukadder Başeğmez rahatlayıp sorar:
"Hocam nedir bunun hikmeti?..'' diye tekrar sorar.
Hoca cevap verir: "Sana temsili olarak anlatmak istedim ki beni sağ bacağım kopmuş kadar üzdün" der.
Ertesi gün bir toplantıda karşılaşırlar, Hoca ayaküstü "Kalp diliyle konuşmak neymiş anladın mı Mukadder" der. Mukadder Başeğmez de rüyasını düşünüp "Anladım Hocam" diye cevap verir.
Erbakan Hoca’nın rüyasında uyardığı bu zat şu an nerede?
Saadet Partisi’nden kopup gitti.
Şimdi o Numan Kurtulmuş Hoca’nın kurduğu Halkın Sesi Partisi (HAS)’ta görevli.
Kimse sorgulayamaz onu, “Niye o partiye geçtin..?” diye.
Ama siyaset işte.
Bir bakmışsınız rüya âlemine girmiş siyaset.
Bir bakmışsınız kalp diliyle konuştuğunuz Hoca’nızdan bile ayrı düşmüşsünüz.
Siyaset zor zanaat vesselam.
Yapabilenlere kolay gelsin.