Ne diyordu Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, "Hayat iman ve cihattan ibarettir"... Milli Görüş bir idealdir... Milli Görüş bir zihniyet devrimidir... Milli Görüş, bu ülkenin yerli sermayesiyle, yerli beyinleriyle ekonomik, siyasi, kültürel bağlamda emperyalist zihniyete dik duruşun adıdır. Milli Görüş, bu ülkenin kaynaklarını bu ülkenin insanlarına yöneltmek, bu ülkenin kaynaklarıyla emperyalizmin ahtapot kollarına hizmet edenlere karşı tavır almanın adıdır. Milli Görüş, İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet'in zihniyetidir. Zira onun zihniyeti, iki cihan serveri Hz. Muhammed (sav) Efendimizin, "İstanbul elbet fethedilecektir. O'nu fetheden ne güzel kumandandır, O'nun askerleri ne güzel askerlerdir" hadisi şerifine mazhar olmak için mücadele etmiş, mücahede etmiş, Ulubatlı Hasan olup surlarda canını yaradanına teslim etmiş bir ulvi zihniyettir.
Türkiye, çok zor günlerden geçiyor. Türkiye, bulunduğu coğrafya ve ülkeler arası köprü avantajıyla, jeostratejik, jeopolitik konumuyla Ortadoğu'nun en önemli ülkesidir. İçinde bulunduğumuz coğrafya, eninde sonunda bir kara parçasıdır. Bu kara parçasını jeopolitik ve jeostratejik açılardan avantaja dönüştürecek, bölge üzerinde etki ve güç hinterlandını artıracak, kısaca bölgesel güç olabilecek nitelik ise ülkemizi idare eden zihniyetin ortaya koyacağı feraset ve basirette gizlidir.
Türkiye, maalesef uzunca yıllardır yönünü batıya çevirerek, batının kendisine sunacağı politik rolleri kabul eden bir figüran gibi davranarak kendisine kimlik biçmeye çalışmıştır. Bulunduğu coğrafya itibariyle Ortadoğu'nun lider ülkesi olabilecek bir potansiyele sahipken, batının kendisine biçtiği rollerin uzantısı bir dış politika çerçevesinden çıkmamaya çalışmıştır. Cumhuriyet kurulduğundan beri bu durum asla değişmemiştir. Ve bugün bu batı sevdası ve aşkı, bir Hristiyan Kulübü olduğunu açıklamaktan geri kalmayan AB'nin bize verdiği ev ödevlerini yapma ve kapı kulu olma rolünü kabul etme aşamasına kadar ulaşmıştır.
Türkiye, maalesef batı ülkeleri için zenginliği ve 70 milyonluk nüfusu sömürülecek, kaynakları iç edilecek, en verimli stratejik kurumları üç otuz paraya satın alınacak bir ülke olmaktan başka bir nosyon sergilememektedir.
İş başına geldiği sekiz yıldır, insan hak ve hürriyetleri bağlamında elini bile kımıldatmayan, Türkiye'yi ekonomik, kültürel ve sosyal olarak yerinde saydıran AK Parti Hükümeti, maalesef "Hristiyan Kulübü" Avrupa Birliği'nin bir parçası olabilmemiz için vargücüyle mücadele etmekte, ülkemizin gerçek lider potansiyelinin farkında bile olmadan yönümüzü ve yüzümüzü batıya çevirmeye çalışmaktadır.
Türkiye, tarihten kaynaklanan lider bir ülke potansiyelini üzerinde taşıyan, bu misyonunu ve vizyonunu doğru kullanabilirse, İslam ülkelerinin birlik ve dirliğini sağlayabilecek çok önemli bir görevi yüklenmek zorundadır.
Türkiye'nin bu makus talihini yenecek olan tek zihniyet Milli Görüş zihniyetidir.
Milli Görüş, bu ülkenin kaynaklarını "Alalım" diyerek kurutan, bu ülkenin en verimli kamu kurumlarını, "Satalım" diyerek peşkeş çeken zihniyetin karşısında duran, "Ne yapılacaksa yapalım" diyen zihniyettir.
Milli Görüş bitiyor, tükeniyor, parçalanıyor, dağılıyor diye sevinç naraları atanlar, Saadet Partisi Büyük Kongresi'yle yine ağızlarının paylarını aldılar. Milli Görüş'ün doğal lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, bu zor dönemde yine işbaşına geldi...
Şimdi toparlanma vaktidir.... İktidara yürüyüş için hazırlanma vaktidir...