Konu memleket meselesi ise eğer, panik havası oluşturulan zamanlarda her zamankinden daha hassas, her zamankinden daha fedakâr ve paylaşımcı olmak gerek... Zira belli ki bir operasyona maruzsunuz. Aranızda bir problem varsa da onu rafa kaldırmak gerek; milletin ve çocuklarınızın selameti için... Böyle zamanlarda yapılacak en büyük yanlış geçmişte rahatsızlık yaşamış da olsanız, düşmanın değirmenine su taşıyacak davranışlar içerisine girmek olur. Fırsat bu fırsat diyorsanız eğer içinizden; ihanet içerisinde değilseniz bile gaflet içerisindesinizdir.
Her zaman öyle belki ama, böyle zamanlarda hadiseleri daha bir sağduyulu ve soğukkanlı değerlendirmelisiniz. Özellikle de vurun abalıya diye bir his yaşıyorsanız sizi tahrik eden, kapıyı içinizdeki bu muhalefete kapalı tutmalısınız. Zira haklı bile olsanız içinizdeki kızgınlığı kontrol etmediğinizde, ateşe benzin dökmüş olursunuz. Sizi de yakar bir başka deyişle… Muhalefet böyle bir şey işte; müzmin muhalefet… Kendisine-topluma maliyetini hesap etmez. Görme yetini kaybeder çünkü... (Not: burada muhalefetten kasdım; siyasi muhalefet değildir). Hırsına yenilmişlik ve ihtirastır bunun adı…
Kendimi bildim bileli öyle ama; şimdilerde birçok seferde olduğu gibi daha bir belirginleşti saldırılar; dışardan ve içerideki uzantılarından... Hani sürekli itibarsızlaştırılıyor ya; sanki öyle bir şey yokmuş gibi… Osmanlıyı kim parçaladı, FETÖ’yü kim besleyip-büyüttü, NATO’cu darbeciler için kim ‘bizim çocuklar başardı’ dedi acaba... Zira Cahit ZARİFOĞLU’nun deyimiyle; ‘Türk aydını Batının planlarını kendi düşüncesi sanan ahmaklardır.’
Saldıracaklar elbette… Bu onların işi… İçerdeki mandacı zihniyetler ve beslemeler de yardım edecek… Kurtuluş savaşında son perde oynanıyor, zira 2023 yaklaşıyor. Yunanlı da öyle değil miydi Küçük Asya bozgununu yaşarken… Son perde idi o ve bozgunu gören Yunan kuvvetleri denize dökülmeden önce son kötülüğü yapmak üzere yakıp yıkmıştı her yanı... Bu ikinci kurtuluş savaşında ise aynı noktaya geldik anlaşılan... İstediğini alamayacağını anlayan faiz lobisi ne zarar versem kar diye elinden geleni arkaya koymuyor bugünlerde... Makus talihin tecelli edeceğini anladı çünkü...
Bilge Kralın bir sözü var; 'her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacak...' Bugünü öngörememiş anlaşılan Bilge Kral... Ortada dost yok çünkü... İşbirlikçi beslemeler ve gafiller var... Hırsına, ihtirasına yenilmiş gafiller... Şimdilerde dört köşe oluyorlardır onlar. Ruslarla iş birliği yapan Ermeniler, Yunanlılarla iş birliği yapan Rumlar gibi... Şimdi hiç birisi yok ortalıklarda; çünkü sahipleri kaybetti savaşı... Evet son cephe faiz lobisi ve yenilecek...
Öyle anlaşılıyor ki kimi şeyler yaşanmayınca milletin aklı başına gelmeyecek. Karnı doyunca sorun çıkaran tek varlık insan zira... Hani vardır ya kimi tipler; biti biraz kanlanınca, cebine biraz para girince, önce saçını süpürge eden karısından başlar işe... Şimdilerde öyle oldu birçoğu... Allah fırsat vermesin tabi ama, ben bu gidişten endişe ediyorum. Zira sünnetullah odur ki; bela genel gelir. Yani sadece onlara değil sana bana da isabet eder gelen bela... İşte Osmanlı... Son dönemde kimi kesimlerin ne kadar da şirazeden çıkmıştı. Yüz yıldır bedel ödüyoruz, insanımızı-medeniyetimizi, insanlığımızı kaybettik. Hatta inancımızı kaybettik. Putperestler musallat oldu başımıza... Herkes haklıydı kendisince... Her biri düşmanlarının amaçlarına hizmet ediyordu oysa...
Elbette yanlışa ortak olunmaz, ama uluorta ortalığa saçtığında bundan kazançlı çıkacak olanlar kimler, ona bakmak gerek... Mandacı zihniyet el ovuşturup duruyor. Daha iyisinin gücü yoksa, size göre bir alttakine yardımcı olmak gerek... Öbür türlü en kötüsüne yardımcı olmuş oluruz. Sözgelimi FETÖ 17-25 Aralık’ta gerçekten de ikna edici şeyler koymuştu milletin önüne... Bir an için iddiaların doğru olduğunu varsayalım. Hükümet düştü ve mandacı zihniyet söz sahibi oldu. Tam özgür olmak için bir yüz yıl daha beklemek gerekmez miydi bu durumda... Ya da bir yüz yıl daha köle olmak; üstelik hiç farkında olmadan...
Hırsına yenilen gafillerin bir şey yapabileceği falan yok. Sadece sorumlu olanları yavaşlatır-tökezletir ve kısa vadede mandacıların, uzun vadede de sömürgecilerin amacına hizmet eder. Ben de diyorum ki; eğer tasvip etmiyorsan (ben de tasvip etmiyorum birçok şeyi ve birçok kimseyi) biraz geriye çekil ve mücadeleni devam ettir gene... Ama memleketi gavurlaştıranlara ve gavurlaştırcak olanlara, bilerek değilse bile bilmeyerek yardım etme...
Meşhur istihbaratçı Mahir Kaynak’a atfedilen bir söz var; ‘Diyorlar ki terör örgütleri yeni bir devlet kurma derdinde… Hayır efendim yanlış… Hiçbir örgüt devlet kuramaz, tüm örgütler büyük İsrail devleti kurulsun diye kurulmuştur.’ Durduğunuz yerin nihai olarak kimin işine yaradığına bakmak duruşunuzun doğruluğu ya da yanlışlığı hakkında ipucı verebilir size... Kimsenin günahına ortak olmak gerekmez elbette ki de... Şimdilerde bölgesel savaşların her biri 'Büyük İsrail'in kuruluşu için çıkartılıyor. Örgütlere sorsanız kendilerini ikna edecek o kadar şey koyarlar ki önünüze... Ama (hafazanallah) bir gün kurulursa o büyük İsrail, o zaman anlayacak elbette kiminle vals ettiğini...
Mevzuyu çok dallandırıp başkaldırmaya gerek yok. Rantçıları da çok önemsememek lazım... Onların hesabını da biz soramazsak Allah soracak zaten... Zira önemli olan günün sonunda kendinizi değil Allah'ı ikna (razı) etmek... Nefsi duygu ve tepkilerle de Allah ikna (razı) olmaz. Bazen bağrına taş bağlayıp oturmak da bir çözümdür. Tefekkür edersin hiç değilse...