Soğuk Savaş Döneminden çıkmak o kadar da kolay olmadı. Bir süre çıkış kapısını aradık. Kapıyı bulduk fakat herkes aynı anda kapıya yüklendiği için çıkmakta zorlandık. Soğuk Savaş Döneminin derin yapılanmaları kapıdan dışarı çıkmak istemediler, onları da çekiçle,balyozla, ergenekonla döve döve kapının dışına çıkarmaya çalıştık. Medya da Soğuk Savaş Döneminden çıkmak istemiyordu, çünkü ona göre konumlanmıştı, dilini ona göre kurmuştu, reflekslerini ona göre geliştirmişti, alışkanlıklarını ona göre oluşturmuştu. Adına demokrasi denen kuvvetlerin ayrılığı ‘menfaatlerin kardeşliği’ sisteminde yasama, yürütme ve yargıdan sonra 4.Kuvvetti medya. Birinci kuvvet olduğunu söylediği günler de olmuştu Soğuk Savaş Döneminde.
Soğuk Savaş Döneminden çıkan medyada ne değişti, ne değişmedi, bunu merak ediyor musunuz?
Değişmeyenler:
İktidara yakın duruşu ya da karşı duruşuna göre kullandığı dil ve üslup değişmedi.
Haberleri veriş tarzındaki çığırtkanlık, ajitasyon, manipülasyon değişmedi, provokasyonun dozu azaldı.
Manşetlerin dili değişmedi; birinci sayfalar eskisinden daha etkili olarak iktidar, sermaye ve güç merkezlerinin kontrolüne girdi.
Bazı köşe yazarlarının başka ülkeler menfaatine farklı istihbarat kuruluşlarına çalışma alışkanlıkları ve belli güç merkezlerinin borusunu öttürme alışkanlıkları değişmedi.
İktidara eleştiri getiren bu nedenle patronla iktidarın arasının açılmasına yol açma ihtimali olan köşe yazarlarının işlerine son verilmesi alışkanlığı değişmedi.
Belli bir siyasi görüşü, fraksiyonu temsil eden ideolojik medyanın duruşu, dili ve üslubu değişmedi.
Genel Yayın Yönetmenlerinin Başbakan’ın uçağına binme alışkanlıkları değişmedi. Başbakanların karada söyleyemediklerini havada söyleme alışkanlıkları da değişmedi.
3.Sayfalar değişmedi. Aşk, ihanet, cinayet, trafik kazası haberlerinin gazete ve internet sitelerinin toplam yüzölçümlerinde kapladıkları alan arttı.
Spor sayfalarının dili ve uslübu değişmedi. Reklam verenlerin baskısıyla arka sayfalar spor sayfası olmaktan çıktı.
Değişenler mi? Pazartesiyi bekleyin.