Üç ayların yarısına geldiğimiz bu mübarek günlerin bereketinden istifade ederek Ramazan-ı Şerife girmek cümleye nasib olsun.
Sizlere Medine-i Münevvere’den bizlerde güzel duygular uyandıracak aynı zamanda, belki de, güzel işler yapmamıza vesile olacak güzellikte bir hatıra aktarmak istiyorum.
Bedir Yayınları tarafından cep kitabı boyutunda basılan ve Medine-i Münevvere’nin iki yüz yirmi yedi yıl önceki sosyal hayatından kesitler sunan risaleden Şaban ayı ve berat gecesi ile ilgili kısmı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Risalenin adı Tayyibetu’l- Ezkar, Kocamustafa Paşa Serzakiran’ı Ahmed Peşkari tarafından kaleme alınmış ve Matba-i Amire’de 1316/ 1899 yılında basılmış.
Risaleyi Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerini ziyaretten sonra hemen caminin sırasındaki dükkânlardan birisinde gördüm, azıcık karıştırınca hoşuma gitti. Bir miktar satın aldım ve ahbaba dağıttım. Tamamını okuyunca da kıymetini fark ettim ve dükkânda kalan diğer kitapları da almaya gittiğimde tükendiğini gördüm. Daha sonra yeni baskısına ulaştım ve bir miktar daha eşe dosta hediye ettim. Risaleyi aslından okumak istediğimde de kütüphaneci arkadaşım Zeynep, sağolsun, bana aslını tarayıp gönderiverdi. Bu küçük risaleyi okudukça heyecan duyuyor ve geçmişin nezaketini, inceliğini, heyecanını ve bakışını öğreniyorum.
Risalenin Şaban ayı ve Berat gecesi ile ilgili kısmını elimden geldiğince doğru aktarmaya çalıştım. Belki genç arkadaşlar bazı kelimelerde zorlanacak olsalar da birkaç kez okuduklarında anlayacaklardır.
“Malum ola ki, Şaban-ı Şerifin on beşinci gecesi Şaheyn diye isimlendirilir. Cümle sıbyan-ı Medine elvan kağıdlar ve teller ile müzeyyen fenerler tedarik edip her birisi otuz, kırk, elli paraya dek herkesin ana ve babası fakir ve gani alıverirler. Yetim olanlara ganiler alıverirler. Bu uslub üzere cümle beldeyi devrederler, her evden şema’(mum) ve hurma virürler, kulub-u sıbyanı tatyib (hoşnut) iderler. Ve yine mah-ı mezburun (zikri geçen ayın) yirmi dokuzuncu günü cümle sıbyan haric-i surdan alay idüb, içinden birisi Şeyhu’l- Harem ve Kadı-i Belde ve biri Emir-i Hac olup mükemmel alay ile Ramazan-ı Şerif’i içeru getürürler. Bu dahi Ramazan-ı Şerif’i ta’zimdir, kaidei belde ve âdeti sıbyandır. Bu güzel şeyi Allah cümleye rü’yet nasib eyleye, Amin Ya Muin.”
Ramazan-ı Şerif’in gölgesinin üzerimize doğru vurduğu bu günlerden itibaren risaleden bazı konuları sizlere aktarmak istiyorum. Bu sayede her okuyucunun kendi çocukluk dönemlerine ait yorumlarını yazmasını, sonunda da ortak bir Ramazan Hatıratı olarak Habername sitesinin ürünü olmasını temenni ediyorum.
“Bizim zamanımızda ne var ki” demeyin, yıllar çabuk eskiyor, sizin çocukluk zamanınızdaki adetler, gelenekler belki şimdikilere bir ışık tutacaktır. Nasıl yukarıdaki satırları okuyunca bir duygusallık yaşıyorsanız aynı durum sizden sonrakiler için de geçerlidir.
Cümlenin berat gecesi mübarek olsun.