İnsanlık ilk insan Hz. Adem'den itibaren toplayıcılık, avcılık, çobanlık ve tarım dönemi aşamalarını geçtikten sonra, Hz. Nuh zamanında "Mezopotamya Medeniyeti" ile kentleşmeye başladı. Beş bin yıllık uygarlaşma, "kentleşme" yani "medineleşme" çabası ancak 20'inci yüzyılın ikinci yarısında tamamlandı.
"Medenileşme, uygarlık" demek, insanların kendilerinin üretip kendilerinin tüketmesi yerine, "birlikte üretme" ve "ayrı ayrı tüketme" merhalesine geçiş demektir.
Mezopotamya (Hz. Nuh), İbrani (Hz. Musa ve Hz. Davut, Hz. Süleyman), Hıristiyanlık (Hz. İsa) ve İslâm (Hz. Muhammed) medeniyetleri biner yıllık ömürleri ile var olmuşlardır. Hazreti Muhammed'den sonra nebi gelmeyecektir. İsimlerini zikrettiğimiz medeniyetlerden sonra gelecek olan beşinci medeniyet, insanlık tarihindeki peygamberlerin bizzat önderlik etmeyeceği ama "peygamberlerin vârisleri olan âlimlerin önderlik edeceği ilim medeniyeti" olacaktır.
İnsanlık olarak biz, bu "yeni ilim medeniyeti"ni başlatmakla emrolunmuş bulunuyoruz. Bize bu emri Cebrail getirmedi, Kur'an getirdi, Kur'an emretti. Kur'an'la ve "Kur'an Çalışmaları" ile ilgilenen her kimse bu "yeni ilim medeniyeti"ni kurmakla yükümlüdür ve bu yolda çalışanlar mutlaka birlikte çalışmalıdırlar.
Hazreti Nuh'un üç oğlu vardı.
- Biri (Sam) Mezopotamya'da kaldı ve Sami medeniyetini kurdu.
- Biri (Yafes) doğuya gitti, oralarda Yafes medeniyetini kurdu.
-Biri (Ham) batıya gitti, Hint-Avrupa medeniyetini kurdu.
Dikkat edilirse, Anadolu ve Türkiye'de yaşayanlar olarak biz, işte bu üç medeniyet havzasının merkezindeyiz. Bugünkü Anadolu halkı her üç uygarlığın karışımıdır. Binlerce yıldır birlikte yaşadılar, evlendiler, anlaştılar ve bugünkü ulusu oluşturdular.
Irk olarak Türkler (Yafes'in çocukları) öndedir.
Din olarak Araplar (Sam'ın çocukları) daha öndedir.
Medeniyet olarak Avrupalılar (Ham'ın çocukları) hakimdir.
Anadolu ve Türkiye olarak artık biz merkezdeyiz, ahlâk olarak da merkezdeyiz.
İstanbul Amerika'nın batısı ile Japonya'dan eşit uzaklıktadır.
İstanbul Afrika'nın güney ucu ile Rusya'nın kuzeyine eşit uzaklıktadır.
Türkiye Boğazları (İstanbul ve Çanakkale) Karadeniz'i Akdeniz'e bağlamaktadır.
Türkiye Asya ile Avrupa'nın köprüsü dür.
O halde;
- Biz tarih olarak insanlığın merkezindeyiz.
- Biz ayrıca coğrafya olarak da dünyanın merkezindeyiz.
Medeniyetlerin doğuş merkezi (Hz. Adem'den Hz. İbrahim'e ve son olarak Hz. Muhammed ile noktalanan süreç) Mekke'dir; yaşam merkezi İstanbul'dur.
İnsan bedeninde nasıl iki merkez varsa (biri "beyin"de biri "göğüs"te); insanlık için de iki merkez olması gerekmektedir ve geleceğin dünyasında insanlığın beyin merkezi Mekke, beden/yaşam merkezi İstanbul olacaktır.
İstanbul'da halk olarak kuracağımız "Adil Düzen İşletmeleri" İstanbul'u dünyanın ekonomi ve yaşam merkezi hâline getirecektir.
Dikkat edilirse, bu köşe "ekonomi köşesi" olduğundan; bu köşede yazdığım yazılarımda meselelerin daha ziyade ve ağırlıklı olarak "ekonomi ile ilgili yönleri" üzerinde duruyorum. Elbette diğer çalışmalarımızda, çalışma arkadaşlarımızla birlikte meselelerin "ilmî, dinî/ahlâkî ve siyasî/idarî yönleri" üzerinde de duruyoruz.
Devamı Var; Gelecek Yazı: Yeni medeniyet ve Türkiye.