Seçimlere bir iki gün kala saldırı dozunu arttıran, dur durak tanımadan ülke sırlarını ifşa edecek kadar gözü dönen AK parti karşıtları tam bir makyavelist yaklaşım sergiliyorlar.
Niccolò Machiavelli (Makyavel) İtalyan düşünür ve politikacı. Yaşadığı dönemde ülkesinin prensini yetiştirirken onu eğitirken öğrettiği öğretiler zamanla bir görüş ve sav halini almıştır. Kısaca ‘’amaca ulaşmak için kullanılacak olan her yol mubahtır’’, tezini savunan bir düşünce sistemidir.
Geldiğimiz bu son olaylarda karşımıza çıkartılan tapeler, kasetler, konuşma kayıtları ulu orta serilen ses bantları, twitter ve benzeri sosyal medyalarda sergilenen video ve konuşma kayıtları karşı tarafın amaca ulaşmakta makyavel’i bile geride bırakan tavırlar sergilediklerini gösteriyor.
Paralel yapının yaptığı iddia edilen ve ülkenin ali menfaatlerini hiçe sayan, ülkeyi dünyaya karşı güç duruma düşüren ve ülke sırlarını rahatlıkla servis eden bir oluşumla karşı karşıyayız.
Paralel yapının demokrasimiz ve devlet sistemine yönelik tehdidi kelimelerle ifade edilecek boyutu geçmiştir.
25 Martta istedikleri bombayı patlatamayan paralel yapı en son Baykal kasetine sarılsa da, dışişlerindeki çok gizli toplantıyı dinleyerek deşifre etmesi ve you tube’a servis etmesi bardağı taşıran son damla olmuştur.
Halk nazarında bir nebze olan etkilerini de sıfırlayan bir adım atarak gerçek niyetlerini ortaya koymuşlardır.
Günahları uluorta sermek en büyük günahlardan birisidir. Bu işlerde yabancı ellerin varlığını görmemek, paralel yapıya verdiği desteği göz ardı etmek körlüğün en büyük göstergesidir.
Aslında gerçek niyetleri ülkede tek ve yetkili mercii durumuna gelerek ne derlerse onun olmasını sağlamak. Bu amacı gerçekleştirmek içinde her türlü yola başvurmak.
Amerika ülkesine taşıdığı kanaat önderlerinden sonuç alamayınca bir taşla iki kuş vurmaya kalkmış ancak sapanın lastiği koparak attığı taş kendi gözüne isabet etmiştir. Halkı hesaba katmamıştır Amerika.
Putin bile Türkiye’nin ekonomik egemenlik savaşını ayakta alkışlayarak tebrik etmiş ve destek vermiştir.
HAK-BATIL SAVAŞI
Ancak paralel yapı Amerika’ya verdiği sözden dolayı artık geriye dönmesi mümkün değildir. İngiltere’nin izniyle Amerika ve İsrail’in gözetiminde kurulan AK parti hükümeti Davos’ta Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e kafa tutmasıyla gerçek yüzünü göstermiş artık HAK-BATIL savaşı başlamıştır.
Neye uğradıklarını şaşıran Baronlar artık Tayyip Erdoğan’ı devirmek için her yolu kullanmayı kendilerine mubah saymaktadır.
Makyavel görüşte toplumun menfaati için birileri feda edilir, der.
Ancak bu baronlar zamanında paralel yapıya verdikleri desteğin karşılığını şimdi isteyerek kendi menfaatleri için bir ülkeyi feda etmeyi mubah görmektedirler. Tam bir Yahudi mantığıdır. Bunun içinde paralel yapıyı kullanarak kardeşi kardeşe kırdırmakta bir beis görmemektedirler.
Seçmenin kararı ne olursa olsun kartel medyası ve cemaat medyası ortak hareket etmeye başlamış, halk geri plana itilerek, karalama kampanyalarına son rötuşlar yapılarak servis edilmiştir.
Din adamı görüntüsü altında kimlerin neler çevirdiğini yakın zamanda herkes gördü ve yaşadı, ülkedeki halk bunların yüzünden neler çektiğini çok iyi biliyor.
Ellerini dünya nimetlerinden çektiklerini söyleyenlerin gündüz külahlı gece silahlı, karılı kızlı yapıların bu ülkenin mümtaz halkına çaldığı karaları temizlemek çok kolay olmadı.
Aynı oluşum bu sefer paralel yapı olarak bu sefer yurt dışından servisle ve kendisine inanan ve tabi olan, kanaat önderi sayan büyük bir kitleyi arkasında sürükleyerek, üzerinde oturduğu milyon dolarları ile birlikte gün yüzüne çıktı, yani deşifre oldu.
Ağızlarında çeşitli özgürlük kavramlarını saçarak, köpürmüş salyalarını gizleme gayretleri içinde burunlarını nelere soktuklarına mutlaka iyi bakmak lazımdır.
Hedefe ulaşmak için, özel hayattan devlet güvenliğine kadar bütün kuralları ve bütün değerleri karalamayı, yıkmayı göze alan bir darbe girişiminden söz ediyoruz.
Artık bu acımasız yapı, her şeyi yapmayı mubah sayan yapı, bir ülkeyi batırmayı hatta yok etmeyi kendi menfaatleri için hiçe sayan yapı karşısında halkı bulmuştur.
Üçüncü dünya savaşı 11 Eylül ile başlamıştır. Bütün dünya da devam etmektedir. Arap ülkelerinde arap baharı adı altında bir ekonomik dizayn savaşı verilmiştir, verilmektedir.
Şimdi sıra Müslüman ülkelerin lideri konumunda olan Türkiye’dedir. Ancak burada pabuç pahalıdır. Ve halk gerçeği görmüş, bu yapının karşısında güvendiği liderinin etrafında kenetlenmiştir. Liderine ‘’DİK DUR EĞİLME BU HALK SENİNLE’’ mesajını vermiştir.
Bu etik kurallar içinde yapılan bir yerel seçim değildir artık.
Bu Recep Tayyip Erdoğan’ın siyaset ve hükümet olma mücadelesi değildir artık.
Bu ülkenin Al-i menfaatlerini ilgilendiren bir var olma savaşıdır.
Bu artık HAK-BATIL savaşıdır.
Vesselam. Kalın sağlıcakla…