LÜTFEN DİKKAT EDELİM

A.Kerim KARAAĞAÇ

Yolların boş oluşu, arabamızın model itibarı ile takometresinde 200- 300 yazması, başkalarının haklarını çiğneyeceğimiz anlamına gelmez.

Aslında, benim bu hususta hiçbir kelime söylemeye hakkım yok, biliyorum.

Benim şoförlüğümde iki ölümlü kaza yaşadım. Birinde en büyük yavrumu, canım kızımı Rabbime teslim ettim. İkincisinde ise, hayat rehberim, gözüm gibi sevdiğim babamı teslim ettim. Hayat rehberim diyorum çünkü, Rabb’imi ve O’nun yüce kitabını, Rasul’ünü bana tanıtan o idi.

“Allah’tan geldik ve O’na döneceğiz” işin özünde bu ayet var fakat, tedbiri de elden bırakmayacağız.

Aşağıdaki misalde Kamil de, benim yaşadığımı sıkıntıları kısmen yaşadığı için Mahmut’a ders vermekte.

Mahmut yavaşlamadan önce Takometreye baktı: Hız limitinin 50 olduğu yerde 95 ile gidiyordu ve son dört ay içerisinde dördüncü defa polis tarafından durduruluyordu. Bir insan nasıl bu kadar şanssız olabilirdi? Mahmut arabasını sağa çekti.

"İnşallah şu anda yanımızdan daha hızlı bir araba geçer" diye dua ediyordu.

Polis elinde kalın bir not defteri ile arabadan indi. Bu Polis camiden tanıdığı Kamil değil mi? Mahmut iyice arabasının koltuğuna sindi. Bu durum bir cezadan daha kötüydü. Camiden tanıdığı bir Polis, arkadaş olduğuna bakmaksızın birini durduruyordu. Hem de hızlı gidip, trafik kurallarını ihlal ettiği için.

"MerhabaKamil. Birbirimizi yeniden böyle görmemiz çok ilginç"

"Merhaba Mahmut"  Kamil gülümsemiyordu.

"Beni, karımı ve çocuklarımı görmek için eve giderken yakaladın"

''Evet öyle" Kamil umursamaz görünüyordu. !; "Son günler eve hep çok geç geldim. Çocuklarım beni uzun süredir hiç görmedi. Ayrıca eşim bana bu akşam Patates ve biftek yiyeceğimizi söyledi. Ne demek istediğimi anlıyor musun?"

"Evet ne demek istediğini anlıyorum. Ayrıca trafik kurallarını ihlal ettiğini de biliyorum."diye cevapladı Kamil.

"Eyvah! Bu taktik fazla işe yaramayacak gibi. Taktik değiştirmek gerekli" diye düşündü.

Mahmut;  "Beni kaç ile giderken yakaladın?"

"Doksan beş. Lütfen arabana girer misin?"dedi Kamil.

"AhKamil, bekle bir dakika lütfen. Seni gördüğüm anda Takometreye baktım. Sadece 70 ile gidiyordum."

"Lütfen Mahmut, arabana gir"diye üsteledi Kamil. Mahmut canı sıkkın bir şekilde arabasına girdi, kapıyı çarparak kapattı. Kamil not defterine bir şeyler yazıyordu.

" Kamil niye benim ehliyetimi ve araba ruhsatımı istemiyor ki" diye düşündü Mahmut. Ne olursa olsun, bundan sonra Camiye girip çıkarken onunla görüşmeyecek ve de bu adamın yanına oturmayacak, belki de başka camiye gidecek, hatta birkaç Cuma Mahmut camiye gitmeyecekti. Kamil arabanın kapısını tıklatıyordu. Mahmut arabasının penceresini 5 cm kadar açtı. Kamil Mahmut 'a bir kağıt verdi ve gitti. "Ceza değil bu" diye kendi kendine söylendi Mahmut. Bir anda sevinmişti.

Bu bir yazıydı ve kağıtta şunlar yazıyordu:

"Sevgili Mahmut, benim bir kızım vardı. Sekiz yaşındayken çok hızlı araba kullanan biri tarafından öldürüldü. Bu kazadan dolayı, adam cezalandırıldı. 3 ay hapishanede kaldı. Bu adam hapishaneden çıkınca kendi çocuklarına sarılıp, öpüp, onları tekrar koklayabildi. Ama ben... Her sabah ve her akşam kızımın yollarını bekler oldum. Ben kızımı tekrar koklayap, öpebilmek için, cennete gidinceye kadar beklemem gerekiyor. Bin defa adamı affetmeye çalıştım. Bin kere de başaracağımı zannettim. Belki başarmışımdır, ama hala kızımı düşünüyorum. Lütfen benim için dua et ve dikkat et Mahmut.

Mahmut 15 dakika kadar bir süre yerinden kıpırdayamadı. Daha sonra kendine gelip, yavaş yavaş evine gitti. Evine varınca, çocuklarına ve karısına sıkıca sarıldı.

Verilmiş olan bu hayat çok değerlidir. Bakmayın siz, “bu hayatın hiçbir kıymeti yoktur” diyenlere.  Ya en yakınlarını kaybetmemiştir, ya da ahıret sorumluluğu gelişmemiştir. Onun için arabamızı dikkatli kullanmak zorundayız. Haydi; Hız sınırlarını korumaya, ailemizin ve trafiğe çıkmış diğer insanların da haklarına riayet etmeye ne olur söz verelim. Hem kendimizin, hem de diğer insanların hakkına saygı gösterelim. Hiçbir zaman unutmayalım, istediğiniz kadar araba satın alabilirsiniz, ama insan hayatını...

Bu sözler, öğütler öncelikle kendime, Allah’ım affet bizi inşallah.

Dt. Abdülkerim Karaağaç 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.