Lider mi yoksa Yönetici mi? Tayyib mi yoksa Ekmeleddin mi?
Bugünlerde gündemde Ekmeleddin İhsanoglu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu tartışılmakta. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye, cumhurbaşkanlığı için çatı adayı olarak önerdiği ve üzerinde uzlaşılan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu Türkiye'nin tanıdığı bir isim. Kendisinin kısa özgeçmişi şöyle :
“1943 yılında Mısır'ın başkenti Kahire'de doğdu. Mısır Ayn Şems Üniversitesi Fen Fakültesi'nden mezun oldu. El Ezher Üniversitesi'nde akademik hayata başladı. Kahire Milli Kütüphanesi'nde ve Ayn Şems Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Osmanlı kültürüyle ilgili araştırmalar yaptı. 1974'te Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nde doktorasını tamamladı. İngiltere'de Exeter Üniversitesi'nde doktora sonrası çalışmalar yaptı. 1984'te profesör oldu. İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA)'nin genel direktörlüğünü yaptı. Aynı dönemde İÜ Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Bölümü ile Türk Bilim Tarihi Kurumu'nun başkanlığını yaptı. İÜ Bilim Tarihi Müze ve Dokümantasyon Merkezi müdürlüğü görevinde bulundu.
UNESCO ve Harvard Üniversitesi'ndeki görevlerinin yanı sıra milli ve uluslararası bir çok bilim kurumunun üyesi. Eğitim tarihine hizmetlerinden dolayı bir çok ödül aldı. Türkiye Devlet Üstün Hizmet Madalyası, Ürdün Birinci Derece İstiklal Madalyası, İKÖ Şeref ve Liyakat Sertifikası ile Mısır Cumhuriyeti Liyakat Nişanı ile ödüllendirildi.
Bilim tarihi, Türk kültürü, İslam dünyası ve Batı dünyası ilişkileri ile Türk-Arap ilişkileri hakkında değişik dillerde çok sayıda kitap, makale ve tebliği var. Evli ve 3 çocuk babası. 2004 yılında İİT Genel Sekreteri oldu”
Biyografisinden de anlaşıldığı gibi kendisi gerek akademik gerekse üst-düzey yöneticilik noktasında oldukça yetkin. Ancak siyasi liderlik için bunlar yeter li mi? Çoğu kez liderlikle yöneticilik birbirine karıştırılır. İyi yönetici olanların iyi lider olacağı yanılgısı birçok örgütlenmelerin sonu olmuştur.
Lider , mensup olduğu halkın toplumuna yarar sağlayan değişimi yönetmek için, sorumluluğu; sezgi, zekâ ve bilgiye dayalı karar ve uygulamalarla taşıyan kişiye denir. Lider; elindeki gücü kullanabilme kapasitesine bağlı olarak, çevresini etkileyen kişidir. Gerektiğinde aldığı zor kararların ve sonuçlarının ardında durmasını bilir. Etrafinda bulunan bireyleri hitabet gücü, sahip olduğu bilgi ve vizyonu ile etkileyip, sürükleyen bir yapıya sahiptir.
Yönetici ise mal ve hizmet üretimi için üretim faktörlerinin bir araya getirilmesini yöneten kişidir.Dolayısıyla yönetici, bulunduğu alanı idare eden lider ise sizi yeni bir alana taşıyandır.
Böyle bir dönemde yönetici niteliklerine sahip bir cumhurbaşkanı mi yoksa lider vasıflı yani bulunduğu alanı idare eden değil yeni alanlar açan bir lider mi ihtiyacımız olan? Tayyib Erdogan’ın akademik kariyeri Ekmeleddin İhsanoglu’nun yanında sönük kalsada Tayyip Erdogan’in liderliği yanında Ekmeleddin İhsanoglu’nun esamesi dahi okunmaz.
Dini şahsiyetlerden misal verecek olursak: Ahmet Hamdi Akseki ile Said Nursi arasındaki fark ne ise siyasi sahada Ekmeleddin ihsanoğlu ile Tayyip Erdoğan arasındaki fark odur. İyi bir akademik muktesabata sahip olmak veya başarılı bir yönetici olmak lider olmak demek değildir. insanların vicdanında liderler ebedi olarak yaşarlar ve yaşayacaklardır.
Lider yaşadığı toplumun aktif ve etkin bir oznesidir. Yönetici ise yaşadığı statükonun “degerli” bir çalışanı. Kamran İnan’in ‘Hayir diyebilen Turkiye” isimli kitabını okumuştum yıllar önce. Özetle o kitap, Turkiye’ye hayır diyebilen şahsiyetli bir lider lazım diyordu.
Egemen güçlerin gürültü koparmasının temel nedeni : Tayyib Erdogan’ın gerçek bir lider oluşudur. Davostaki çıkışı onun lider olduğunun bir ispatıdır. Bugün İslam dünyasında Tayyib Erdoğan sayesinde tekrar müslümanlar Osmanlı’nın torunlarına hayranlıkla bakabilmislerdir.
Ekmeleddin ihsanoğlu özellikle bazı iş adamları tarafından ön plana çıkarılmaktadır.. Kendi çıkarlarına hayır diyebilen bir lider egemen güçlerin hesabına gelmez.
Türkiye'nin çıkar odaklarına meydan okuyabilecek ve mazlumun hakkını savunabilecek bir lidere ihtiyacı vardır. Resumesi kabarık bir isim başarılı bir bakan olabilir ama Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı daha çok bir lidere yakışır.Ekmeleddin İhsanogluna bakan olmak daha çok yakışır kanımca.
Türkiye insanı yıllar sonra ,ezilmiş ve paye haline getirilmiş mazlum bir halkın içinden çıkan ve hakiki lider vasfina sahip Tayyip Erdoğana namusu gibi sahip çıkmasını bilecektir. Zira bu bir vefa borcudur.Ona musallat olanlar kanımca Türkiye halkının namusunu paymâl etmek isteyen bedbahtlardır.