KÜTÜPHANEDEN İNTERNETE...

Hacer GÜNDÜZ

 

 

KÜTÜPHANEDEN İNTERNETE..

 

 

Kütüphaneler;

 

Çocukluğumuzun bilgi haneleri..Ödevlerimizi hazırlamak için kullanabileceğimiz en büyük kaynakçalar.

 

Dönem ödevi verildiğinde aklımıza ilk kütüphaneye gitmek gelirdi. Ve bir de tabi seri halinde Büyük Louresse Ansiklopedileri vardı. Ama herkesin evinde de bulunmazdı.

 

Şimdilerde kütüphanelerin varlığından bihaber çocuklar. İnternet denen okyanusta sörf yaparak hem ders çalışmanın, hem de oyun oynamanın zevkini ve tadını çıkarıyor yeni nesil..

 

İnternet 7’den 70’e her kesimin ilgi alanı..

 

Bir dönem herkeste olmayan cep telefonu teknolojisi şimdilerde çift kullanıma kadar birçok insanda mevcut.

 

Aynı şekilde bilgisayar ve internet kullanımı da her evde muhakkak bulunuyor. Hatta ilköğretimde bile zorunlu bilgisayar ve internet kullanıcılığı başlamak üzere..

 

İnternet doğru kullanıldığında en faydalı ve hızlı bilgi küpü..  

 

Ama yanlış kullanıldığında da onarılamayacak durumlara yol açabilecek kapasiteye haiz..

 

Çocuklara ve gençlere interneti  öğretirken çok dikkatli olmalı, yanlış kullanılmasına meydan verilmemeli..

 

Peki, bu doğruları nasıl öğretiriz? Anlaşılır dile nasıl çeviririz?

 

Şimdiki gençlerle ilgilenmek  o kadar büyük bir beceri ve uzmanlık istiyor ki; ebeveyn olmaktan öğretmen olmaya kadar her alanda ustalık gerekiyor..

 

Zamane hayatlar, psikolojik rahatsızlıklara çok meyilli..

 

Eskiden kitap harici kaynak kullanarak yapacağımız bir dönem ödevi vardı, onu da kütüphanelerden görevli memurların da yardımı ile muhakkak bulur, yüksek puanlarla ödevimizi tamamlardık..

 

Şimdi ödevler çocuktan ziyade ailelere veriliyor. Nasılsa sınıfta kalmak gibi bir problem de yok. O yüzden öğrenciler problem çözmek yerine problemin bir parçası olacak şekilde kendilerini eğlenceye veriyorlar..

 

Öğretmen korkusu hiç yok! Öğretmenimiz bizi azarlasa utançtan yerin dibine girerdik.

Şimdi neredeyse öğretmen öğrencisinden korkuyor.

 

Efendim, eğitim önce ailede başlar, sonra okulda devam eder ve hayat sonlanana kadar da bitmez.

 

Bu hayatın her alanında da devam eder. Hayat okulu hepsinden de acımasızdır ve geçme şansınız bir kez vardır. İkinci bir şansınız ya hiç olmayabilir ya da tekrar elde etmek için bir çok şeyden vazgeçmeniz gerekebilir..

 

Artık sanal hayat diye bir kavram daha girdi dilimize.. Çocuklarımızı hayatın ve sanal hayatın kötülüklerinden mümkün olduğunca uzak tutalım..

 

Pırıl pırıl bir gençlik yetişmesini istiyorsak eğer, onları çağımızın hastalıklarına fazla meyil vermeden bilinçlendirelim.

 

Yaptıkları işin de, attıkları adımın da farkındalığını fark ettirelim onlara..

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.